"ceketi" - Translation from Turkish to Arabic

    • السترة
        
    • سترة
        
    • المعطف
        
    • معطف
        
    • الجاكيت
        
    • سترته
        
    • الستره
        
    • معطفه
        
    • سترتك
        
    • جاكيت
        
    • السترةِ
        
    • بالسترة
        
    • معطفها
        
    • معطفاً
        
    • ستره
        
    Annem o zamandan beri onunla konuşmuyor ve şimdi ceketi geri istiyor. Open Subtitles لم تتحدث معه منذ ذلك الوقت والآن يقول إنه يريد إستعادة السترة
    ceketi tasarlayan kişi, kendisini koruyacak bir şifreleme yapmamış mı? Open Subtitles من صمم السترة لم يأخذ وقتاً لبناء تشفيره الخاص ؟
    Bu ceketi parçalara ayırmak çoğu zaman daha çok para ve zaman gerektiriyor. TED ولذلك كثيراً ما يتطلب الأمر المزيد من الوقت والأموال لتفكيك سترة مثل هذه.
    Simone, üzerindeki ceketi biliyorum. Doğum gününde onu Viktor'a ben hediye etmiştim. Open Subtitles سيمون انا اعرف المعطف الذي ترتدية لقد اعطيته لفيكتور في عيد ميلادة
    Ve ödül mavi laboratuvar ceketi giyen küçük bayana gidiyor. Open Subtitles . الجائزة ذهبت للفتاة الصغيره لابسة معطف المختبر باللون الازرق.
    ceketi sadece bir sefer giydim ve o da korkunçtu. Open Subtitles في المرة الوحيدة الذي أرتديه فيه هذا الجاكيت كان مروع
    Bu ceketi balık kılçığını andıran ve tüm önemli parçaları bir arada tutan bir yapıda tekrar tasarlayabiliriz. TED يمكننا إعادة تصميم تلك السترة بإطار خفيّ متصل، مثلما يربط هيكل السمكة أعضائها ببعض.
    Bu ceketi gerçekten internetten indirebilir ve bu kelimeyi kolayca başka bir kelime ile değiştirebilirsiniz. TED في الواقع، يمكنك تنزيل هذه السترة بسهولة، وتغيير الكلمة بسهولة.
    Onu ceketi ve şapkasıyla birlikte her zamanki yeri olan Roger'ın dolabına koymuştum. Open Subtitles وضعتها في خزانته مع السترة والقبعة حيث مكانها أصلاَ
    Adamın biri bu ceketi, annemin evinde 2 yıl önce bırakmış. Open Subtitles ذلك الرجل يترك هذه السترة عند منزل أمي قبل سنتين
    Bu ceketi verimli bir şekilde dönüştürebilmek için bu parçaları kolayca çıkarıp hızlıca kumaşına ulaşmamız gerekir. TED لكن لكي نحسن إعادة تدوير سترة مثلها، نحتاج أن نزيل تلك الأجزاء بسهولة وأن نحرر القماش بسرعة.
    Bu, bir İngiliz Norfolk ceketi, Yoruba Nijeryalı pantolonu ve olanak dışı bir şekilde, bir Güney Afrikalı Zulu dövüş çubuğuyla eşleştirilmişti. TED مقترنه مع سترة إنجليزية من نورفولك، سروال اليوروبا النيجيرية، وعلى نحو، غير محتمل، عصا قتال زولو جنوب أفريقية.
    Yüksek deri çizmeleri, poturları, eski deri bir ceketi, muhteşem bir kaskı, ve o fevkalade gözlükleri, ve illa ki beyaz bir şalı olurdu rüzgarda uçuşan. TED يرتدي حذاء جلدي طويل, بنطال , سترة جلدية قديمة, خوذة رائعة وتلك النظارات البديعة وحتما وشاح ابيض ليتطاير مع الرياح
    ceketi çok kötüydü yosun çim ve bok ekledin Değil mi? Open Subtitles كان المعطف مروعاً لقد أضفت بعض الأعشاب والطحالب ، أليس كذلك؟
    Sen pantolonu giydirirsin, o ceketi çıkartır ve böyle devam eder. Open Subtitles ،عندما تلبسينه البنطال يقوم هو بخلع المعطف و يستمر الوضع هكذا
    Oraya gidip, oradaki kendini beğenmiş mine etekli tüm tezgahtarları caziben ile etkileyebilir ve bu ceketi bedavaya alabilirsin. Open Subtitles حسناً , يمكنك الذهاب الى هناك وتغرين البائع وتمثلي التكبر والغرور عليه , وتأخذين المعطف مجاناً ولكنِك لن تفعلي
    Sadece ödünç aldı. Çünkü bir başkası onunkini almış. Bay Barboni'de o ceketi denedi. Open Subtitles لقد أستعاره لأن أحدهم أخذ معطفه، لذا جرب معطف آخر و كان مُناسب عليه.
    Eğer vahi ile bu yeni kanıtı, yani kan ve barut izli ceketi kastediyorsanız, evet geldi denebilir. Open Subtitles حصلت على دليل جديد الجاكيت وعليه الدماء وآثار الطلق فأقول أجل غيرت رأيي
    Kurbanların yakınları da ceketi kanlar içinde kaldı diye, tazminata mahkum oldu. Open Subtitles وحُكِم على أقارب الضحية، بغسل الدم من سترته.
    Bir ceketi nasıl giydiğimizden ya da nasıl çıkarttığımızdan belli olur. Open Subtitles إنهُ يعيش في الطريقة التي ترتدي بها الستره، أو تخلع بها الستره.
    ceketi orada olduğu için daha önce göremedik. Open Subtitles لم نلاحظ هذا قبلاً ، لأن معطفه كان يحول دون ذلك.
    Ayrıca bu aptal ceketi de bir daha giymeyeceğim. Open Subtitles و اتعلمين شيئاً ؟ . لن أرتدي سترتك الغبية بعد الآن
    Uzun, kıvırcık, siyah saçları ve kot ceketi vardı. TED كان شعرها مجعد طويل اسود ترتدي جاكيت جينز ازرق
    Bana Tuck'ın bu ceketi giydiği... zamanı hatırlattın. Open Subtitles أنت فقط تُذكّرُني بوقت عندما لَبس تاكَ هذه السترةِ.
    Altın ceketi Happy Gilmore kazandı. Open Subtitles لقد فاز هابى جلمور بالسترة الذهبية.
    Bir kız sabah ceketi çalındığı için şikayette bulunmuş. Open Subtitles فتاة كانت تبكى طول اليوم لان أحدهم سرق معطفها
    O halde birinin katılığı değiştirebilen bir güderi ceketi var. Open Subtitles لذا شخص ما لديه معطفاً من الريش يتلاعب بالأشياء الجامد.
    Eagles ceketi giyen şu herifi gördün mü? Open Subtitles اتري ذلك الرجل الذي يرتدي ستره فريق ^الصقور^ ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more