| Eğer niyetim Islam'dan kötülükleri yok etmekse o zaman ben cennetle mükaafatlandırılacağım. | TED | إذا كانت نيتي القضاء على الشر من أجل الإسلام، عندها سيكون جزائي الجنة. |
| cennetle ilgili bildiğimiz tek şey ve cehennemde ihtiyacımız olan herşey veda etmek. | Open Subtitles | الفراق هو جل ما نعرفه عن الجنة وكل ما نحتاجه من الجحيم |
| Bu, cennetle cehenneme bağlı Poteau-Mitan'a benziyor. | Open Subtitles | ليس هناك فرق بين هذا وبين لحظات التأمل الربط بين الجنة والجحيم |
| Cevabını almak istediğiniz herhangi bir şey için direk cennetle konuşmak gibiydi. | Open Subtitles | لقد كانت وسيلة أتصال مباشرة بالجنة لكى تطلب الأجابة على أى شيء تريده |
| cennetle bu dünyanın tam ortasında | Open Subtitles | بين عوامل الأرض والسماء |
| Çok uzun zaman önce... cennetle yeryüzü arasında uyumun altın çağı yaşanıyor olmalıydı. | Open Subtitles | منذ زمن بعيد مضى لا بد أنه كان هناك عصر ذهبي للتوافق بين السماء والأرض |
| Bu kesinlikle cennetle uyuşmuyor. | Open Subtitles | هذه بالتأكيد مطابقة للعيش بالنعيم |
| Başkan Chen'in yatırım kararı her şeyi belirleyecek, ...şirketimiz cennetle cehennem arasında ince bir çizgide. | Open Subtitles | هذه الشركة تمشي على خيط رفيع بين الجنة والنار |
| Kızcağızım cennetle dünya arasında sıkıştı, sen dalga mı geçiyorsun? | Open Subtitles | طفلتي الصغيرة عالقة بين الجنة والأرض وأنت تسخر مني؟ |
| Bu dünya için canını feda edenleri yani cennetle ilgili masalları değil. | Open Subtitles | أعلم, عن الأشخاص الذين يضحون بحياتهم لأجل هذا العالم وليس عن قصة أطفال سخيفة بشأن الجنة |
| Yani, hatırlayamadıysan, orası cennetle cehennem arası bir yerdir. | Open Subtitles | ,إذا لم تكن تنتبه فإنها محطة بين الجنة والنار |
| cennetle cehennem arasında sıkıştık kaldık. Sadece biraz daha bilgi istiyorum. | Open Subtitles | بالطبع لقد علقنا بين الجنة والجحيم |
| Ruhu dışarı çıktığında, cennetle cehennem arasında kaldı | Open Subtitles | عندما تخرج روحة تظل معلقة بين الجنة والجحيم... |
| Oğlunun cennetle gideceğine dair annesine söz vermeseydim, gelmeyecekti. | Open Subtitles | ...لم يذهب قبل أن أعد أمه أنه يعني أنه سيدخل الجنة |
| Ben de onu rahatlatmak için cennetle ilgili bir hikâye uydurdum. | Open Subtitles | لذلك اخترعت قصة متعلقة بالجنة لأخفف عنه |
| * Dağların zirvesinde, cennetle buluştuğu yerde * | Open Subtitles | * عاليا أين قمم الجبل تلتقي بالجنة * |
| cennetle bu dünyanın tam ortasında | Open Subtitles | بين عوالم الأرض والسماء |
| cennetle bu dünyanın tam ortasında | Open Subtitles | بين عوالم الأرض والسماء |
| cennetle bu dünyanın tam ortasında | Open Subtitles | بين عوالم الأرض والسماء |
| Barbara'yla tanıştığımda, onun için cennetle cehennemin yerini değiştirirdim. | Open Subtitles | انصت إلي.. عندما قابلت باربرا علمت في تلك اللحظة أني قد احرك السماء والأرض لأكون معها |
| cennetle bu dünyanın tam ortasında | Open Subtitles | بين العوالم من السماء والأرض. |
| Ama bunun cennetle ne ilgisi var onu anlamadım. | Open Subtitles | لكنني لا أفهم ما علاقة ذلك بالنعيم. |