"cennetten bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • من السماء
        
    • من الجنة
        
    • من الجنّة
        
    Bunun Cennetten bir hediye olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles بقدر تعلق الأمر بي هذا الشيء هدية من السماء.
    Kral Clovis'in taç giyme töreni için Cennetten bir güvercin buraya getirmiştir. Open Subtitles لقد جاء بواسطه حمامه بيضاء من السماء للمك فى هذه الكتدرائيه
    Hiç üşümüyor, hem de Cennetten bir şeyler iniyor. Open Subtitles هو لا يشعر بالبرد، والأشياء تسقط من السماء
    Ve sana o zaman... Cennetten bir parça getireceğimi söylemiştim. Open Subtitles وعندها قلت لك أني سأجلب لك معي قطعة من الجنة
    "Cennetten bir bakış bahşedilmiş sonra d'Assas Caddesi kaldırımına atılmıştım. Open Subtitles لقد منحت لمحة من الجنة ثم رمتني على جانب الطريق من شارع أساس
    Hepimizden 30 metre yukarda, sarhoş, ve Cennetten bir adım uzakta... herzamanki gibi sarhoş halde asılı duruyor. Open Subtitles إنه فوقنا بـ100 قدم سكران، سكران كالمعتاد معلّق بقدم واحدة من الجنّة لقد إنتهى أمره
    Sanki Cennetten bir melek gelip de MacLaren's'in mutfağına konmuş. Open Subtitles هذا مثل ملاك من السماء سقط في هذا المطبخ
    Yaptığımız kötülüklere ve incittiğimiz insanlara bakarsak Cennetten bir yıldırım düşmesi umduğumuzdan da iyi olabilir. Open Subtitles أعطي الشر ماقمنا به وسيتأذى البشر الضربة القادمة من السماء هي أفضل مما كنا نأمل
    Evet, biz de Cennetten bir hediyeyiz, değil mi anne? Open Subtitles ،أجل، ونحن هبة من السماء أيضاً صحيح يا أمي؟
    ..Cennetten bir tını.. ..yukarıda birisi çabalarımıza iyilikte bulunan. Open Subtitles كان إشارة من السماء أن شخصاً هناك فضل مسعانا معاً
    Annem burada doğmu.Buraya aıktı.Babam Amerikan ordusunda deniz piyadesiydi Burası Cennetten bir köe. Open Subtitles أمّي كانت ولدت هناك. هي كانت تغسل شراشفها في الصخور تحت... عندما مظلة سقطت من السماء.
    Kutsal Kitap Cennetten bir faks makinesi aracılığıyla inmedi. Open Subtitles لم يصل الكتاب الجيد من السماء بالفاكس
    Bir tanrıça, Cennetten bir hediye gibi. Open Subtitles انت رائعة, مذهلة هبة من السماء
    Cennetten bir hediye kucağımıza düşmek üzereymiş. Open Subtitles هدية من السماء على وشك أن تهبط علينا
    Başlangıçta Cennetten bir yıldız düştü ve bizi değiştirdi. Open Subtitles فى البدايه سقط نجم من السماء وغيرنا
    Bir keresinde gittiğim dünya Cennetten bir parçaydı. Open Subtitles كما ذهبت مرة الى عالم يعتبر جزء من الجنة.
    Cennetten bir parça yaşadım, gerçekten, ama şimdi eve gitmeliyim. Open Subtitles مضاجعتك كانت كقطعة من الجنة لكن بجدية, يجب أن أعود ألى المنزل الأن.
    Cennetten bir ateş düşecek ve hepinizi küle çevirecek. Open Subtitles النار سوف تأتي من الجنة وتحرقكم
    - Benim için, bu Cennetten bir parça. Open Subtitles حسناً, بالنسبة لي إنه كقطعة من الجنة
    İzin verin, Cennetten bir huri gelsin ve dinlendirsin sizi. Open Subtitles ‫دعني أجهّز لك حورية من الجنّة‬ ‫لمساعدتك على الارتياح‬

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more