Peki sizler, böylesi bir işe kalkışacak cesarete sahip misiniz? | Open Subtitles | لكن، هل لديك من الشجاعة ما يكفي لتتحرك بناء عليها؟ |
Ve ilk zamanlarda, oldukça fazla cesarete de ihtiyacınız vardı. | Open Subtitles | وفي تلك الايام المبكرة تحتاج أيضاُ الى الكثير من الشجاعة |
Gerekli becerileri geliştirmemiz gerekiyor, ve onları kullanmak için cesarete ihtiyacımız var. | TED | نحتاج الى تطوير المهارات الضرورية ونحتاج الى الشجاعة في استخدامها |
Biliyorum, daha önce cesaret dedim ama cesarete sahip olmanız gerekir. | Open Subtitles | والآن اعلم انني قلت شجاعة من قبل لكن عليك التحلي بالشجاعة |
Bu azınlığın içinden daha da azı bu ticaret aleyhinde konuşabilecek cesarete sahipti. | Open Subtitles | لذا لم يكن هناك شجاعة للأعتراض على هذه التجارة |
Fırsatlar ortada, ama onları toplayabilecek cesarete sahip olanlar için. | Open Subtitles | توجد الفرص, لكن فقط لؤلائك الذين لديهم الجرأة الكافية لاغتنامها |
Bunu kabul edecek cesarete sahip olmak zorundayız Onunla baş etme şeklimizi değiştirmeye başlamalıyız | TED | ويجب أن تكون لدينا الشجاعة لنعترف بأنه للبدء في تغيير كيفية التعامل مع هذا الموضوع. |
Gerçekten rotayı değiştirecek yeni şeylere yatırım yapacak cesarete ihtiyacımız var. Gerçekten rotayı değiştirebileceğimizi düşünüyorum | TED | يجب ان نمتلك الشجاعة الكافية لتغيير مجرى الامور, ان نستثمر بشيء جديد, نعتقد باننا نستطيع فعلا تغيير مجرى الامور. |
Umut ederim ki, hepimiz biraz daha cesur olabiliriz, öylesine bir cesarete en çok ihtiyacımız olduğunda. | TED | آمل أن نتمكن كلنا من أن نكون شجعانا قليلاً، عندما نكون بأمس الحاجة إلى مثل هذه الشجاعة. |
Yalnızca 9-10 tanesi bu cesarete sahip olamazdı. | Open Subtitles | فقط تسعة اعشار منهن لن يملكوا الشجاعة لذلك |
En azından bu muhabir, bunu itiraf edecek cesarete sahip olanına rastlamamıştı. | Open Subtitles | أنا لم أقابل أي رجل لديه الشجاعة للإعتراف بذلك |
Umarım siz masum bir insanı serbest bırakacak cesarete sahipsinizdir. Ve büyük bir haksızlığı düzeltecek... | Open Subtitles | أمل أن تكون لديك الشجاعة في إطلاق .سراح رجل يريء و إصلاح الجور الخطير |
Kendi halkı tarafından, merhum eşinin izinden gitmesi için seçilmiş eşi benzeri olmayan cesarete ve fazilete sahip bir kadın. | Open Subtitles | امرأة ذات شجاعة وشرف لا تُضاهى والتي اُختيرت من قبل شعبها ..لتتابع دور زوجها الراحل |
B-ben herkesin içinde bir mükemmellik olduğunu düşünüyorum, ama bu biraz da cesarete bağlı kendi kafanın içine girebilmek için yani onu biraz da kurcalayıp , | Open Subtitles | أظن ان الجميع لديه عظمة في داخلهم لكنه حقا بأن يكون في داخلك شجاعة لتدخل الى راسك نوعا ما |
Haç için mi, yoksa jartiyer için mi daha fazla cesarete ihtiyaç var? | Open Subtitles | أيهما يحتاج شجاعة أكثر الوسام ام الوشاح |
Ölmeden yaşayabilmen için biraz cesarete ihtiyacın var. | Open Subtitles | تحتاج الي شجاعة للعيش اكثر من الموت. |
Bir köpeğin, sıçanları kovalamak için cesarete ihtiyacı yoktur. | Open Subtitles | الكلب لايحتاج شجاعة ليطارد فأرًا |
Ona karşı duracak cesarete sahipti. | Open Subtitles | كانت شجاعة بما يكفي للوقوف بوجهه. |
Sen kendini burada kalacak cesarete sahip tek kişi olarak görüyorsun. | Open Subtitles | أيها الإيرلندي القذر تعتقد أنك الرجل الوحيد بالعالم الذي يمتلك الجرأة لكي يبقى؟ |
Çok uğraşan ama hâlâ kendi yolunu çizecek cesarete sahip olmayan ama verdiği kararları ailesi tarafından desteklenen abisin. | Open Subtitles | لكن ليست لديه الجرأة ليكمل وحيداً ولكن نحب عزمك وكفاحك |
Damarlarındaki cesarete bağlılık yemini ediyorum. | Open Subtitles | و أنا اقسم بالولاء للشجاعة التي تجري بعروقك |
Şu kızdaki cesarete bak. | Open Subtitles | هل تصدقين جرأة هذه البنتِ؟ |
Devesi yarışı yarıda bırakan bir ailenin reisi ve bu yüzden kendi öz kardeşi giden birinin böyle bir olaya tekrar katılması için gerçekten cesarete ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | اللورد وسيد عائلة ترك جملها السباق فى نصف الطريق والذي أدار أخّيه ظهره إليه و رحل يحتاج لشجاعة حقيقية للمشاركة ثانية في مثل هذا الحدث |
Klonlama teknolojisini geliştirmek için ne gerekiyorsa yapacak cesarete sahiptim. | Open Subtitles | كَانَ لدى الشجاعةُ بالتقريب لفعل ما هو ضروى لتطوير تقنيةِ استنساخنا |