"cesaretini" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشجاعة
        
    • شجاعتك
        
    • شجاعة
        
    • الجرأة
        
    • شجاعته
        
    • شجاعتها
        
    • أعصابك
        
    • أعصابه
        
    • رجولتك
        
    • بشجاعتك
        
    • بجرأتك
        
    • يتجرأ
        
    • يجرؤ
        
    • وشجاعتك
        
    • تشجع
        
    - Kesin şunu bu korkunç yalan suçlamalardan... beni suçsuz bulma... cesaretini göstermenizdir. Open Subtitles ان يكون لديكم الشجاعة , لتجدوني بريئة من هذه التهم المريعة الغير صحيحة
    3 senelik iltifatlardan sonra, sonunda hislerini ona açmak için cesaretini topladı. Open Subtitles بعد صداقة ثلاثة سنوات أخيرا تحصل علي الشجاعة ليعبر عن مشاعره لها
    En azından bin defa ölmüş olsan da cesaretini hiç mi hiç kıramadı. Open Subtitles فأنت متّ على الأقل ألف مرّة. ومع ذلك، لم يؤثر ذلك على شجاعتك.
    Geçen yıl, olanları New Jersey Polisine anlatma cesaretini topladınız. Open Subtitles السنة الماضية إستدعيتي شجاعتك لتخبري شرطة نيو جيرسي عن الأمر
    Bu kadar zaman cesaretini korudun Bayan Scarlett. Devam et. Babanı, eski haliyle hatırlamaya çalış. Open Subtitles كنتِ شجاعة لوقت طويل يا سيدة سكارليت ويجب أن تستمر شجاعتك
    Hepsinden öte O'nu seçme cesaretini bulmanızı umarak size özgür irade verdi. Open Subtitles وهبك إرادة حرة آملًا أن تجد الشجاعة على إختياره قبل كل شيء
    Değişim, her birimiz kendi temel değer ve inançlarımızı sorgulama cesaretini gösterince gelecek. TED التغيير سيأتي عندما يمتلك كل منا الشجاعة لمراجعة قيمنا ومعتقداتنا الأساسية،
    Lewis, oraya gitme cesaretini göster çünkü biz oranın her anında seni kollayacağız." TED لويس ليكن لديك الشجاعة للقيام بذلك لاننا سوف نعتني بك خلال كل لحظة."
    Sen düşman karşısında cesaretini gösterdin oğlum. Şimdi de aynısını kendi askerlerin önünde göster. Open Subtitles لقد أظهرت الشجاعة امام العدو اظهرها امام رفاقك
    Eğer, şimdi gelmeseydim, ...kendimde gelme cesaretini, bir daha bulamazdım. Open Subtitles إذا لم أحضر الآن لكنت فقدت الشجاعة فى الحضور إلى الأبد
    Gün gelecek sen de birini önemsediğini kabul etme cesaretini göstereceksin. Open Subtitles يوماً ما يجب أن تمتلكي الشجاعة لتعترفي بأنكي تهتمين
    Ben buna günlük cesaretini bulma diyorum. TED وانا أسمى هذه العملية العثور على شجاعتك اليومية
    cesaretini son demine kadar toplarsan başaracağız. Open Subtitles لكن شد وتر شجاعتك إلى منزع القوس ولن نخفق
    Gerçeği anlatma cesaretini sen de görene dek hiçbir yere gitmiyorum. Open Subtitles لن اغادر مكانا حتى ارى شجاعتك لتقولي الحقيقة
    Fakat eğer bu bir mızraktan gelse, o zaman sığırın cesaretini ölçmek için kullanılmazdı, bu durumda arenada ne arıyordu? Open Subtitles لكن إن كانت من رمح فهي لم تستعمل لاختبار شجاعة الثور إذاً ماذا تفعل في الحلبة ؟
    Sana o şekilde davranıp para isteme cesaretini nasıl buluyor! Open Subtitles بعد الطريقة التى عاملك بها, لديه الجرأة لكى يطلب منك مالا
    - Yüzbaşı, cesaretini tetikleyecek bir kıvılcım istiyor herhalde, Sarışın. Open Subtitles بلوندي يبدو أنه الكابتن ويطلب رصاصة في شجاعته
    cesaretini toplamaya çalışırkenki hâlini izlemek bana harika vakit geçirttirdi. Open Subtitles لقد قضيتُ وقتاً ممتعاً و أنا أراقبها و هي تحاول استجماع شجاعتها لاسترداد السماعة لقد قضيتُ وقتاً ممتعاً و أنا أراقبها و هي تحاول استجماع شجاعتها لاسترداد السماعة
    Bir noktadan sonra sabırsızlanacağını ya da cesaretini kaybedeceğini ya da gerçekten kötü bir gün geçireceğini de. Open Subtitles تبيّنت أنّك في مرحلة ما ستفقد صبرك أو تفقد أعصابك أو تمر بيوم وخيم.
    cesaretini kaybettiğini söylüyorlar. Open Subtitles يُقال أنه فقد أعصابه.
    Dinle. Ne zaman cesaretini toplarsan. Beav'de onu geri alman için bekleyeceğiz. Open Subtitles عندما تجد رجولتك سنكون بانتظارك في المنزل لتأتي وتأخذه.
    cesaretini takdir ediyoruz ama ihtişamlı bir zafer olması gereken savaş rezil bir yenilgi haline gelmiş. Open Subtitles نحن نشيد بشجاعتك لكن ينبغي أن يكون ذلك لنصرٍ مجيد ليس لهزيمة مخزية
    Söylemem gerek. cesaretini takdir ediyorum. Open Subtitles يجب أن أخبرك ، أنا معجبة بجرأتك
    Şu an suçlayacak birine ihtiyacının olduğunu biliyorum ama Elizabeth kendini öldürme cesaretini bulan kişinin onun korktuğu başka bir hükümdar olmasını öldürme emrini asla vermez. Open Subtitles أعرف إنكِ بحاجه لأحد تلقين اللوم عليه الأن لكن اليزابيث لن تأمر يوماً بقتل حاكم خوفاً من أن يتجرأ أحدهم يوماً على قتلها.
    Bir dağın tepesinde otururken, ne kusursuz bir baba figürü ne de bir başkası seni yakandan tutup "Hareketlerini iyi tart ve kimin daha nevrotik olduğuna karar ver" deme cesaretini gösteremez. Open Subtitles بينما تجلس أنت متربعا فى القمه لا يجرؤ أحد علي النيل منك بالفعل أو بالقول ، فكر فى سلوكك ثم قرر من منا مصاب بالعصاب
    -Anlamadım... Bir boy resmi... Tüfeğini ve cesaretini sergilediğin bir resim... Open Subtitles أعني لوحة من الصفيح عليها بندقيتك وشجاعتك
    cesaretini topla ve geç olmadan ona söyle. Open Subtitles فقط تشجع و قلها لا تنتظر قد يكون الأمر متأخرا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more