| Ve bunu yapabilmemin tek yolu büyüyü yaparken sorduğum soruya cevap vermen. | Open Subtitles | والطريق الوحيد لي ليَعمَلُ ذلك لَك للإجابة على السؤالِ بأنّني سَألتُ متى إخترتُ النوبةَ. |
| Şu anda cevap vermen gerekmez, peki saçlarını düşündün mü? | Open Subtitles | لست مضطرة للإجابة الآن لكن كيف ستصففين شعرك؟ |
| Hâlâ cevap vermen için on milyon sebebim var. | Open Subtitles | نعم لا يزال لدي عشرة ملايين سبب لك لتجيب |
| Dinle. Kişisel bir soruya cevap vermen mümkün mü? | Open Subtitles | اسمعي ، هل من الممكن أن تجيبي على سؤال شخصي؟ |
| Hemen cevap vermen gerekmiyor, çünkü tüm hafta burada olacağım. | Open Subtitles | ،وليس عليك أن تجيب في الحال لأني سأبقى لمدة إسبوع |
| Şimdi cevap vermen için seni zorlamayacağım, ama sana baktıkça sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا لن اضغط عليكِ للرد علي الآن لكن أنتي تلهميني على نفاذ صبري |
| Belki de buna cevap vermen zor olacak ama o çocuğa ne olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | ربما تصعب عليك الإجابة عليها لكن هل تعرف ماذا حدث للطفل ؟ |
| Oh, şuna cevap vermen lazım. | Open Subtitles | أظن أنه يجب عليك أن ترد على هذا |
| İşte. cevap vermen için, sana meydan okuyorum! | Open Subtitles | هاك، أتحدّاك أن تردّ! |
| Soruma cevap vermen için tek bir şansın var. | Open Subtitles | لديك فرصة واحدة للإجابة على أسئلتي |
| Hemen cevap vermen gerekmiyor. | Open Subtitles | حسنًا، لستِ مضطرة للإجابة الآن |
| - cevap vermen çok uzun sürdü. | Open Subtitles | استغرقت وقتاً طويلاً للإجابة |
| - cevap vermen gerekiyor mu? | Open Subtitles | هل تحتاجين للإجابة على ذلك؟ |
| Bu yüzden doğru şekilde cevap vermen için sana bir şans daha veriyorum. | Open Subtitles | لذلك سأعطيك فرصة اخرى لتجيب بشكل صحيح |
| Bir sürü soruya cevap vermen gerek. Anlamadığım o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | لديك الكثير لتجيب عنه يا(جاك) و هناك فقط الكثير مما لا أفهمه |
| Oturup, odaklanman ve sorularımıza cevap vermen gerekiyor. | Open Subtitles | نريدك ان تجلسي و تركزي و تجيبي على اسئلتنا |
| Başka bir kelam etmeden önce kalbinin derinliklerine bakman ve tek bir soruya cevap vermen gerek. | Open Subtitles | ولكن قبل أن ننبس بكلمة أخرى يجب أن تبحثي بداخل قلبك ويجب أن تجيبي على سؤال وحيد لي سؤال وحيد فقط |
| Birkaç gün içinde, Çin'in soracağı sorulara cevap vermen gerekecek. | Open Subtitles | .وخلال يومين، لابد أن تجيب على أسئلة الصينيين |
| Kişisel sorulara cevap vermen gerektiğinin farkında mısın? | Open Subtitles | في الواقع, عليك أن تجيب على بعض الأسئلة الشخصية عن نفسك |
| Harika! "Telefona cevap vermen bir asır sürsün." | Open Subtitles | "مثالي ، " خذ وقتاً طويلاً للرد علي الهاتف |
| Dostum, bence senin ondan daha çok cevap vermen gereken meseleler var. | Open Subtitles | يا صاحبي, أظن أن هناك اشياء أكثر عليك الإجابة عليها مما تملك هي |
| Şu andan itibaren yalnızca Mamere diye seslenildiğinde cevap vermen çok önemli. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً من المهم جداً أن ترد على اسم (مامير) فحسب |
| Evet, cevap vermen lazım çünkü o senin kız arkadaşın. | Open Subtitles | -يجب أن تردّ لأنّها خليلتك . |