"cevap vermeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • إجابة
        
    • للإجابة
        
    • على الإجابة
        
    • بالإجابة
        
    Bütün sorulara cevap vermeye hazırım. Gizleyecek bir şeyim yok. Derdin ne? Open Subtitles أنا على إستعداد إجابة كافة الأسئلة، ما من شيء أخفيه، ما هي؟
    Bütün sorulara cevap vermeye hazırım. Gizleyecek bir şeyim yok. Open Subtitles أنا على إستعداد إجابة كافة الأسئلة، ما من شيء أخفيه، ما هي؟
    Gördüğünüz gibi, sorulara cevap vermeye alışığım müfettiş. Open Subtitles و لهذا تجد أنني مُعتاد علي إجابة الأسأله
    Pekâlâ, sizlere cevap vermeye çalışmamın bir faydası olmayacağı kesin. Open Subtitles حسناً ، يبدو أنها غير مجدية محاولتي للإجابة على النقاط
    Afedersin, genç... cevap vermeye mecbur hissetmiyor musun? Open Subtitles المعذرة ايها الشاب الا تشعر بالإجبار للإجابة عن هذه الإدعاءات ؟
    Ama beni cevap vermeye zorladığına göre, sana sadece birkaç insanın bildiği bir şeyler söyleyeyim. Open Subtitles ولكن بما أنك أجبرتيني على الإجابة فدعيني أخبرك ببعض الأمور التي لا يعرفها الكثير
    - Biliyorum, cevap vermeye başlarsam bu adam rezalet çıkarır, bunun geri dönüşü olmaz. Open Subtitles ، أعلم إن بدأت بالإجابة ، كلّ مرّةً يفتعل فيها مشهداً . فلن أكون قادراً على التراجع
    Gördüğünüz gibi, sorulara cevap vermeye alışığım müfettiş. Open Subtitles و لهذا تجد أنني مُعتاد علي إجابة الأسأله
    Bu soruya cevap vermeye bile tenezzül etmem. Open Subtitles لا أستطيع إعطاء إجابة لهذا لسؤال.
    Önce bazı sorulara cevap vermeye ne dersin? Open Subtitles ماذا عن إجابة بعض أسئلتنا أولًا؟
    Peki bu işi neden yapıyoruz sorusuna cevap vermeye ne dersin ? Open Subtitles ماذا عن إجابة, لماذا نقوم بهذا العمل ؟
    Bu soruya cevap vermeye cüret edemiyorum. Open Subtitles لهذا السؤال لا أتجرأ بتخمين إجابة
    Bana bir kerelik doğrudan cevap vermeye ne dersin? Open Subtitles مارأيك أن تعطيني إجابة مباشرة لمرة؟
    Bayan Hartmann, sorulara cevap vermeye odaklanabilir miyiz? Open Subtitles أتساءل إن أمكننا التركيز على (إجابة الأسئلة يا سيدة (هارتمان
    Bayan Hartmann, sorulara cevap vermeye odaklanabilir miyiz? Open Subtitles أتساءل إن أمكننا التركيز على (إجابة الأسئلة يا سيدة (هارتمان
    Sorularıma cevap vermeye başlama vaktin geldi gün ışığı. Open Subtitles حان الوقت للإجابة عن بعض الأسئلة أيّها الرقيق.
    Eminim bir sürü sorun vardır ama cevap vermeye yetecek vaktim yok. Open Subtitles أنا متأكدٌ أنّ لديك الكثير من الأسئلة لكن للأسف ليس لدي وقت للإجابة عليها
    Aynı şekilde burada cevap vermeye zorlanmamızın nedeni de bu. Open Subtitles ولهذا السبب نكون مجبرين على الإجابة بلطف
    Söylediğiniz hiçbir şey sizi suçlayamaz, bu yüzden cevap vermeye mecbursunuz. Open Subtitles لا شيء تقوله يمكن أن يدين لك، حتى تتمكن من إجبار على الإجابة!
    Yani buradan çıkmak istiyorsan sorulara cevap vermeye başlaman gerekiyor. Open Subtitles لذا لو أردت الخروج من هنا، فعليك البدأ بالإجابة على الأسئلة.
    Bu sorulara cevap vermeye devam edemem. Open Subtitles لا يمكننى الإستمرار بالإجابة على تلك الأسئلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more