Eminim bu soruya verecek gayet kurnaz, terapist cevapların vardır. | Open Subtitles | وأتوقّع أنّ لديك الكثير من إجابات المعالجين الذكية على هذا أليس كذلك؟ |
cevapların olmadığı birkaç soru ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولقد أثار ذلك بعض الأسئلة إلى ما لم يكن لديك إجابات. |
Beni serbest bırakmaya geldin. Annem cevapların sende olduğunu söyledi, onları istiyorum. | Open Subtitles | ـ أتيت لتطلق سراحي ـ أمي قالت أن لديك أجوبة وأنا أريدهم |
Francesca kilitlerin kodlarını biliyor, biz de cevapların nerde olduğunu... | Open Subtitles | فرانشيسكا لديها رموز الإغلاق ونحن نعرف أين تحفظ أجوبة الإختبار تباً إذا كنتم تعتقدون أن بإمكاننا بطريقة ما |
Daha neler olduğuna bakmadık ama bu küçük şeyin içinde merak ettiğimiz cevapların olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | ما زلت لم أشاهد أي شيء من التسجيل لكني أعتقد أن بهذا التسجيل الجواب على جميع أسئلتنا الملحة |
Aradığın cevapların, o bardağın dibinde olduğunu hiç sanmıyorum şahsen. | Open Subtitles | و لا أعتقد أنّكَ ستجد إجاباتك في قعر هذا القدح. |
Aradığı cevapların tümünü bu ambarda bulacağına tüm kalbiyle inanmıştı. | Open Subtitles | وامن من كل قلبه ان بداخل هذا الهاتش سيجد الاجابات |
CO: Ve daha sonra topluluğun geri kalanı, cevapların bizde olduğunu keşfetti. | TED | كايتريا أونيل: وادرك بعد ذلك بقية المجتمع باننا نمتلك الاجوبة. |
Aldığım cevapların yanlış olduğuna inanmamak mümkündü, soruların da yanlış olduğuna inanmak da. | TED | من الممكن أن الإجابات التي كانت لدى خاطئة، أن الأسئلة نفسها كانت خاطئة. |
Bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum. Ama cevapların onlarda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما يعنيه هذا، لكنّي أعلم أنّ لديهم الأجوبة. |
Bu çok tuhaf. cevapların genelde sana kolay gelir. | Open Subtitles | . هذا غريب جداً ، أجوبتك تأتي بسهولة |
Ben sana cevapların bu kapının ardında olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | أنا أخبرك أنه هناك إجابات في الجانب الأخر من هذا الباب. |
Böylelikle katılımcıların genel profillerindeki cevapların %90'ını sağdan sola ya da soldan sağa çevirmeyi başardık. | TED | لذا تمكننا من تبديل 90% من إجابات المشاركين من اليسار إلى اليمين ومن اليمين إلى اليسار أي صورتهم العامة. |
Bir takım olurken bazı liderlerin, her seviyedeki liderlerin cevapların onlarda olmadığının gün gibi ortada olduğundan emin olabilirsiniz. | TED | عندما يعمل الانتظام ضمن الفرق، يمكن أن تتأكد أن بعض القادة، قادة من مختلف المستويات، كانوا واضحين جداً بأنهم ليس لديهم أي إجابات. |
Hala cevapların peşinde olduğumuzu söylüyorum. | Open Subtitles | أقول أننا مازلنا نبحث عن أجوبة |
Benim için burada bazı cevapların olabileceğini düşünerek aptallık ettim. | Open Subtitles | لقد كنت غبية بما فيه الكفاية لأصدّق... أنه قد يكون هناك أجوبة على تساؤلاتي. |
Onun Shiganshina'daki terk edilmiş evinin bodrumun katında Devler hakkında kendisinin bile bilmediği bazı cevapların olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعتقد أنّه في ذلك القبو ،( في منزله بـ ( شيغانشينا ( هناك أجوبة بشأن أمر الـ ( تايتن هو نفسه لا يملكها |
Gerçekten önemi olan o günü cevapların olduğu o günü hiç hatırlayamıyordun. | Open Subtitles | ولكن اليوم الذي شكل اهمية لي قد يكون قد حمل ذلك الجواب الذي لم تستطيعي تذكره |
cevapların cep saatinde olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | قلت لك أن الجواب كان في ساعة جيبك. |
cevapların... kısa ve tam sorulana uygun olsun, duygusallaşma. | Open Subtitles | لذلك حافظى على إجاباتك قصيرة ، بدقّة، غير عاطفي |
Sorun senin cevapların değil, Charlotte'un soruları. | Open Subtitles | انها ليست حول إجاباتك. ولكن عن الأسئلة شارلوت. |
Bu Andrew’un ödevine verilen yanlış cevapların bir dağılımı. | TED | هذا هو توزيع الاجابات الخاطئة لأحد واجبات أندرو. |
cevapların analizinden sonra, yarısından çoğunun fikirlerini değiştirmediklerine inandıkları ortaya çıktı. | TED | وبعد تحليل الاجابات تبين انه اكثر من نصف الاشخاص لم يغيروا آراؤهم |
Ben bunu yapılandıracak bir şeyle cevap verdim ve böylece konuşma şekillenerek cevapların olmadığı bir şey ortaya çıktı. | Open Subtitles | أجاوب بشئ يبنى عليه والمحادثة تنشئ من الاجوبة . |
Aldığımız cevapların yanlış olması mümkündür, soruların da yanlış olması mümkündür. | TED | أنه من الممكن أن الإجابات التي لدينا خاطئة أنه من الممكن أن تكون الأسئلة نفسها خاطئة، |
Bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum. Ama cevapların onlarda olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أعلم حتى ما يعنيه هذا، لكنّي أعلم أنّ لديهم الأجوبة. |