"cheryl" - Translation from Turkish to Arabic

    • تشيريل
        
    • تشيرل
        
    • شيريل
        
    • شيرلي
        
    • شيري
        
    • شاريل
        
    • تشريل
        
    • شارون
        
    • شيرلى
        
    • شيرل
        
    • لشيرل
        
    • شريل
        
    Teşekkürler anne. Hey, Cheryl, bak. Büyük annenin inci kolyesi. Open Subtitles شكرا ماما انظري تشيريل انه عقد جدتك الؤلؤي
    Sanırım herkes mutlu. Bakın! Cheryl bir şey söyleyecek! Open Subtitles اعتقد ان كل شيء بخير انظروا تشيريل ستقول شيئا
    Cheryl, önce benden bir şey yapmamı istiyorsun sonra da yapış şeklimin yanlış olduğunu söylüyorsun. Open Subtitles تشيرل لا تقولي لي انه علي التصرف ثم تخبرينني ان التصرف خطأ
    Cheryl birçok çocuğunun hafta sonu hiç yemek yemediğini söyledi. TED انظروا، شرحت شيريل بأنه وبالنسبة إلى العديد من أطفالها، لا توجد وجبات غذائية في عطلة نهاية الأسبوع.
    Doktorlar Cheryl O'Reilly'ye kısır teşhisi koymuşlardı. Open Subtitles الأطباء شخصو شيرلي أوريالي بأنها عاقر
    Görüyorsunuz, Cheryl bizden farklı olarak çok bağışlayıcı bir kişi. Open Subtitles كما ترون، "شيري" متسامحة للغاية بعكسنا نحن القاسون
    Her neyse, Cheryl biraz yalnız kalmak istedi ...ben de onu yalnız bıraktım. Open Subtitles على أية حال، (شاريل) أرادت بعض الوقت بمفردها; وأنا أعطيه لها.
    Cheryl bir daha sakın sinirliyken sandviç yapma. Open Subtitles تشيريل لا تحضري السندويشات ابدا وانت غاضبة
    Umarım herkesin iştahı yerindedir çünkü Cheryl neredeyse koca bir inek pişirdi. Open Subtitles ارجوا ان يكون الجميع جائعين لان تشيريل طبخت بكمية نصف عمل
    Hadi ama iki yıl oldu, Cheryl. Open Subtitles وهل تعلمين ولقد مر سنتان تشيريل
    Cheryl, neden bilmiyorum ama Alicia onun yanında olmaktan pek hoşlanmıyor. Open Subtitles تشيريل السبب اليسا لا تحب ان تكون معها
    Hem şakacıyım hem de vahşiyim. Seni neşeli şey. Kusura bakma, Cheryl. Open Subtitles انا الجوكر وانا جامح انا اسف تشيريل
    Kusacakmış. Cheryl, Gracie kusacakmış! Open Subtitles انها تريد ان تستفرغ تشيرل ، غريسي تريد ان تستفرغ
    Cheryl makyaj yapınca tanımadın mı yoksa? Open Subtitles ألم تتعرّف على تشيرل وهيَ تضعُ مساحيق التجميل؟
    Ve üçüncüsü, o benim patronum ve Cheryl Semper beni öldürür. Open Subtitles وثالثا هو مديري و تشيرل سيمبر سوف يقتلني
    Cheryl: Aslında bu bacakların üzerinde duramaz. Yürümesi gerekiyor, bu yüzden... TED شيريل : لا يمكنها ان تقف ثابتة على هذه القدمين .. يتوجب عليها التحرك
    Cheryl: İki hafta önce, Aimee Arthur Ashe ödülü için ESPYs'deydi. TED شيريل : منذ اسبوعين ذهبت إيمي لكي تحصل على جائزة قنوات الكيبل الامريكية
    Cheryl: 45 dakika için, biz -- neyse ki otel felaketti. TED شيريل : لمدة 45 دقيقة كنا في حالة استنفار تام .. وقد كان طاقم الفندق معنا ايضا
    Benim için eskiden hediyeydi, Cheryl. Open Subtitles كان هديه من صديقتي السابقه شيرلي
    - Bu Cheryl Brooks. - Merhaba, Cheryl Brooks. Open Subtitles "هذه "شيري بروكس - مرحبا بكِ -
    Her neyse, Cheryl biraz yalnız kalmak istedi ...ben de onu yalnız bıraktım. Open Subtitles على أية حال، (شاريل) أرادت بعض الوقت بمفردها; وأنا أعطيه لها.
    Hayır, tam tersine Cheryl'in bende olan bir şeyi istemesine bayılıyorum. Open Subtitles بالعكس ، احب ذلك عندما تشريل تحب شيء املكه انا
    Cheryl, orada bir şey yok. Ağaçlar insanlara saldırmaz. Open Subtitles شارون ، ليس هنالك شيء الأشجار لاتهاجم أحد
    Bir gece, Colorado Avalanche oyuncusu Mike Ricci kupayı bir partiye götürdü Cheryl kupayı öptü ve dokuz ay sonra Stanley dünyaya geldi. Open Subtitles في إحدى الليالي, مايك ريتشي كولورادو أفلانش .جلب الكأس إلى حفلة قبلت شيرلى الكأس و بعد 9 أشهر ولد ستانلي
    Cheryl: Bir yıl. Ve onlara ne olduğunu neden anlatmıyorsun tam yarışına gitmeden önce? TED شيرل : عام .. حسناً لم لا تخبريهم مالذي حدث قبل ان تنطلقي الى سباقك ؟
    Cheryl ve ben hâlâ arabanın kapısını kapatmamı istediği zaman kapattım diye kavga ediyoruz. Open Subtitles أعني,كما هو الحال بالنسبة لشيرل" وانا" مازلنا نتشجار حول الوقت هي سألتني بان اغلق باب السيارة عليها وانا فعلت
    Seviyorum. Cheryl: Aimee oraya gittiğinde pist ve sahaya meraklı olduğunun farkına vardı, bu yüzden birilerini arayıp, bunu araştırmaya başladı. TED أنا أحبها. شريل: عندما ذهبت ايمي هناك، قررت ولأنها نوعاً ما فضولية بخصوص سباقات المضمار أن تتصل بأحد وتسأله عن ذلك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more