"ciddiye almıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • على محمل الجد
        
    • يأخذه بجدية
        
    • يأخذنا بجدية
        
    • ليست جادة
        
    Security Concepts'den kimse ciddiye almıyor. Open Subtitles لا أحد بالمفاهيم الأمنية يأخذه على محمل الجد
    Security Concepts'teki hiç kimse bunu ciddiye almıyor. Open Subtitles لا أحد بالمفاهيم الأمنية يأخذه على محمل الجد
    Kimse filmlerimi ve Ölüm Havuzu'nu ciddiye almıyor. Open Subtitles لا أحد يأخذ أفلامي أو رهان الموت على محمل الجد
    Hiç kimse ciddiye almıyor zaten. Open Subtitles لا أحد يأخذه بجدية.
    Kimse onu ciddiye almıyor. Open Subtitles لا أحد يأخذه بجدية
    Bunu denemiştik zaten. Kimse bizi ciddiye almıyor. Open Subtitles جربنا هذا من قبل ولا أحد يأخذنا بجدية
    Bizim için fedakarlık yapmaktan çünkü bu ilişkiyi ciddiye almıyor. Open Subtitles القيام بأي تضحية من أجلنا لأنها ليست جادة بشأن العلاقات
    Bazen düşünüyorum, sanki insanlar beni ciddiye almıyor. Open Subtitles كما تعلمين، أحياناً الناس لا تأخذني على محمل الجد.
    Bana göre bilim, ibadeti yeterince ciddiye almıyor. Open Subtitles أعتقد أن العلوم لا تأخذ الصلاة على محمل الجد
    Şey, üstümdeki birinin arkasından iş çevirmek pek tarzım değildir ancak Hovland, Birkebeiner yarışındaki güvenliği yeterince ciddiye almıyor gözüküyor. Open Subtitles حسنا، ليس حقا من اسلوبي الذهاب خلف رئيستي إنه فقط، هوفلند لا يبدو عليها انها تأخذ الأمن في سباق التزلج على محمل الجد
    Capitol Hill'de isim yapmaya çalışıyor ama fazla sevimli olduğu için partinin ileri gelenleri onu ciddiye almıyor. Open Subtitles يحاول صنع إسم لنفسه لكنه وسيم لدرجة أن الحزب لا يأخذه على محمل الجد
    Terfi istediğini sanıyorsun... ama orada başarılı olamazsan, reklamcılıktan atılırsın çünkü kimse bu işi ciddiye almıyor. Open Subtitles تظن نفسك تطلب ترقية، لكن لو فشلت هناك، ستطرد من الإعلانات، لأنه لا أحد يأخذه على محمل الجد.
    Ve polis olayı pek ciddiye almıyor henüz, ama bir şeylerin doğru olmadığını biliyorum. Open Subtitles والشرطة لم تاخذ الامر على محمل الجد بعد لكنّي أعرف ان هناك خطب ما
    Böyle düşünmenin sebebi bana karşı hiçbir saygının olmaması kararlarıma hiçbir saygının olmaması ve beni hiç ciddiye almıyor olman. Open Subtitles سبب اعتقادك هو انك لا تكنين لي أي احترام وكذلك لقراراتي ولا تأخذيني على محمل الجد
    Görünen o ki, müdür bu işi çok ciddiye almıyor. Open Subtitles حسنا، من الواضح انه لا يأخذها على محمل الجد.
    Evet öyle, Floyd, ama ciddiye almıyor. Open Subtitles نعم هو فلويد، لكنه فقط لا تأخذ على محمل الجد.
    ciddiye almıyor musun bunu? Open Subtitles أنت لا تأخذ الأمر على محمل الجد
    Konuşulanları pek ciddiye almıyor, gülüp geçiyordum yani. Open Subtitles لذا, لم يكن علي أن آخذه على محمل الجد.
    Kimse onu ciddiye almıyor. Open Subtitles لا أحد يأخذه بجدية
    ve kimse bizi ciddiye almıyor. Open Subtitles ولا أحد يأخذنا بجدية.
    Ve ikincisi asıl senin kıçın bu ilişkiyi ciddiye almıyor. Open Subtitles وثانياً, مؤخرتكِ هي التي ليست جادة بشأن هذه العلاقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more