"ciddiye almak" - Translation from Turkish to Arabic

    • على محمل الجد
        
    • نأخذ الأمور بجدية
        
    Seni dinlerken duyduğum şey ise, matematiği ciddiye almak, bu senin tüm yaşamına ilham verdi. TED وبالاستماع لك، ما استنتجه هو أخذ الرياضيات على محمل الجد. وأن هذا بقي ثابتا طيلة حياتك.
    Yada belki de sadece hiçbir şeyi ciddiye almak istemiyorum. Open Subtitles أو ربما أنا فقط لا أريد أن آخذ أى شىء على محمل الجد
    Son günlerde olanlardan sonra başvuruları ciddiye almak zor. Open Subtitles من الصعب أخذ طلبات الجامعة على محمل الجد بعد ما حصل في اليومين الأخيرين صحيح
    Dinle, bunu biraz daha ciddiye almak için zaman olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أنا فقط , إعتقدت أنه ربما يجب علينا أن نأخذ الأمور بجدية أكثر
    Çizgi romanların sevdiğim yanı bu. Onları çok ciddiye almak zorunda değilsin. Open Subtitles هذا ما كنت أحبه بالرسم للكتب الهزلية ليس عليكِ أن تأخذيها على محمل الجد
    Beni sorumlu yaptı ve yani bilirsin işte bunu ciddiye almak istiyorum. Open Subtitles أعنى أنها قد أوكلت الإدارة لى كما تعلم أود أن يتم أخذ هذا على محمل الجد
    İyi o halde söylemeliyim, başta seni ciddiye almak zordu. Open Subtitles لابدّ أن أخبرك أنّه كان من الصعب لأخذ كلامك على محمل الجد في البداية
    Ve akabinde, annem nihayet beni ciddiye almak zorunda kaldı ki ben de zaten bunu istiyordum. Open Subtitles وجعل والدتي تأخذني على محمل الجد وكان هذا هو ما ارادته
    Sürekli vücudunun parçaları kopan bir adamı ciddiye almak zor. Open Subtitles من الصعب أن تأخذ رجل على محمل الجد. الذي يحتفظ بأجزاء جسم مفجرة.
    Sürekli vücudunun parçaları kopan bir adamı ciddiye almak zor. Open Subtitles من الصعب أن تأخذ رجل على محمل الجد. الذي يحتفظ بأجزاء جسم مفجرة.
    Bu adamın dediği lafları ciddiye almak gerçekten çok zor. Open Subtitles من الصعب جداَ اتخاذ أي شيء من هذا الرجل على محمل الجد
    Özür dilerim geç kaldım, ama Buenos Aires'li bir adam için... saat 7:00'deki yemeği ciddiye almak çok zor. Open Subtitles اعتذر لتأخري ولكنه من الصعب لرجل من بونيس ايرس ان يأخذ عشاء الساعه 7 على محمل الجد
    İlk defa bir şeyi gerçekten ciddiye almak ve hayatım için güzel bir şey yapmak istedim. Open Subtitles وهذه هي المرة الأولى التي حقا يريد أن يأخذ شيئا على محمل الجد والقيام بشيء جيد لحياتي.
    Ama bir gökdelenden gelen her çağrıyı ciddiye almak gerekir. Open Subtitles ولكن اي نداء على متعددة طوابق ينبغي ان نأخذه على محمل الجد
    Biliyorum, sen böyle yapmazsın ama böyle şeyleri ciddiye almak zorundayım. Open Subtitles وأنا أعلم أن هذا لا يبدو مثلك، ولكن يجب أن تأخذ هذه الأمور على محمل الجد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more