"ciddiyeti" - Translation from Turkish to Arabic

    • خطورة
        
    • جدية
        
    • الجدية
        
    • شدة
        
    • لخطورة
        
    • الجديه
        
    Durumun ciddiyeti göz önüne alındığında kızla bizzat görüşmek isteyeceğinizi düşündüm. Open Subtitles بالنظر إلى خطورة الوضع، ظننت أنّك تريد رؤيتها شخصيّاً.
    Sadece hastalığın yayılma hızındaki ciddiyeti tahmin edebiliyoruz. Open Subtitles من هنا نعرف مدى خطورة انتشار المرض
    Ama isteğimin ciddiyeti zaten olaya adanmışlığıma yansıyor. Open Subtitles لكن بصراحة لا يمكنني تقبل هذا الطلب. لكن جدية طلبي منعكسة بجدية محاولتي للتنازل.
    Bu suçlamaların ciddiyeti göz önüne alındığında, neredeyse 18 yaşına basacağı da düşünüldüğünde, Savcılık, mahkemeye sunulan dilekçenin iptalini ve Bayan Adams Foster'ın yetişkin mahkemesinde yargılanmasını talep ediyor. Open Subtitles باعتبار جدية هذه التهم وباعتبار أنها كادت تصل لسن الـ18 فإن الإدعاء يطلب المحكمة أن ترفض الدعوى
    Bir kamera alın, blog yazmaya başlayın ,her neyse ama ciddiyeti bir kenara bırakın, terminolojiyi bir kenara bırakın. TED التقط كاميرا، انشئ المدونة الخاصة بك ، أي شئ ، لكن اترك الجدية ، و اترك المصطلحات العلمية المعقدة.
    Sanırım bu akşamdan kalmalığın ciddiyeti, onların tekrarlanmayacağını fazlasıyla garanti eder. Open Subtitles أعتقد ان شدة صداع الكحول هذا ضمانات بأن هذا لن يحدث مجدداً
    Norveç yasalarına göre yargılanmayacaklardır ama suçun ciddiyeti göz önüne alındığında yetkililer psikolojik değerlendirme gerçekleşmesi hükmü vereceklerdir. Open Subtitles بموجب القانون النرويجي لن تتم محاكمتهم لكن نظراً لخطورة الجريمة المرتكبة
    Bu gerçekten bir onur, eğer iyice düşünür ve ona gereken ciddiyeti verirsen. Open Subtitles إنه لشرف فعلاً لو فكرتى فى الأمر وتأخذينه بمحمل الجديه
    Suçun ciddiyeti. Open Subtitles خطورة الإتهام, تملك المتهمة الوسائل
    Ama depresyonun şiddeti ve ciddiyeti ise şu: Her 30 saniyede, her 30 saniyede, bir yerlerde, dünya üzerinde birileri hayatına son veriyor. Depresyon yüzünden. Bu iki sokak ötede, iki ülke ötede veya iki kıta öte de olabilir, ama bu gerçekleşiyor. Hem de her gün gerçekleşiyor. TED ولكن خطورة و جدية هذا الأمر: أنه في كل 30 ثانية كل 30 ثانية، في مكان ما، يفقد شخص في هذا العالم حياته بسبب الإكتئاب. قد يكون ذلك على بعد مبنيين، أو بلدين منك، قد يكون ذلك على بعد قارّتين منك، لكنه يحدث، ويحدث بصفة يومية.
    Yaralarımın ciddiyeti çok fazla abartıldı. Open Subtitles خطورة جراحي كان مبالغاً فيها.
    Bay Larsen, suçlamaların ciddiyeti dolayısıyla avukatınızın dediklerine riayet edip sizin adınıza suçu kabul etmemesine müsaade edeceğim. Open Subtitles سيد "لارسين" ، تحت ضوء ... خطورة التهم . سوف أخـذ بكلام محاميك والسماح له أن يكون نائبك . في عدم جعلك مذنبًا
    Durumun ciddiyeti nedir? Open Subtitles ما مدى خطورة الأمر؟
    Aslında... ..işlediğiniz suçun ciddiyeti, bana varmak üzere olduğum kararın sınırlarını düşündürüyor. Open Subtitles بالتأكيد... أن مدى جدية جريمتك... سيتمثّل في العقوبة التي سأفرضها الآن.
    - Bilmiyorum. - Bu işin ciddiyeti nedir? Open Subtitles حسناً ، كم تبلغ جدية ذلك الأمر ؟
    Çünkü, çoğu insan için nadir bulunan ciddiyeti kabul etmek zorken, yaygın olan resmiyeti kabullenmek kolaydır. TED سبب ذلك هو أن أغلب الناس يجدون صعوبة في ادراك الجدية التي هي صفة نادرة ولكنهم أكثر ارتياحا في اعتماد الرصانة التي تعتبر مألوفة.
    Sanırım, Halk Tiyatrosu'ndan sonra büyük kurumlar için yaptığım düzinelerce kültürel kimlikten hiçbiri ama hiçbiri o ciddiyeti tekrar yakalayamadı. New York'taki çok büyük kurumlar için tasarlıyorum. TED الآن وأعتقد منذ عملي في المسرح العام قمت بتصميم العديد من الهويات الثقافية لمؤسسات كبرى ولا أعتقد بأنني اعتنقت مطلقا ذلك النوع من الجدية ثانية أقوم بهذه التصاميم لمؤسسات كبيرة وهامة في مدينة نيويورك
    Ve sizlerin çalışkanlık ve ciddiyeti takdir ettiğinizden emin olduğum için ...size bu yetilerimi göstermek üzere bir hikaye anlatmak istedim. Open Subtitles وأردت أن أخترع قصة تُبرز المميزات... التي أثق بأنكم ستعجبون بها هنا مثل الجدية والإلتزام
    Arama ve yaraların ciddiyeti yüzünden şüpheli olabileceğini düşünmedik. Open Subtitles بين المكالمة الهاتفية و شدة جروحه لم نظن انه متهم ابدا
    Bıçağın saplandığı yer ve yaranın ciddiyeti, perikardın tamamen dolarak kalbi tıkamasının tam olarak ne kadar süreceğini belirler. Open Subtitles الموضِع الدقيق للشفرة و شدة الجَرح هي التي تُحدد بالضبط كم من الوقت ستستغرق لإمتلاء أغشيَة القلب تمامًا،
    Elçilikteki sorunun ciddiyeti bildirilmemiş miydi? Open Subtitles أليس شدة المشكلة في السفارة كنت تفهمها؟
    Suçun ciddiyeti yüzünden, ...çavuş Elkins sivil destek alma konusunda ısrar ediyor. Open Subtitles نظراً لخطورة التهم الموجهة لللظابطة (اليكنز) يصر على دعم المدنيين
    Ve sen de ciddiyeti bırakmaya çalışmalısın. Open Subtitles يجدر بك أن تحاول أن تمرح وتتخلى عن هذه الجديه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more