- Sen o cipin içindeydin. - Sen de poşetin içindeydin. | Open Subtitles | لقد كنتِ في سيارة الجيب وأنت كنت في ذلك الكيس البلاستيكي |
Kuveyt sınırında cipin benzini bitti. | Open Subtitles | نفد الوقود من سيارة الجيب خارج مدينة الكويت |
Maalesef ki, bu cipin bulunması hiç düşünülmediğinden umulduğu kadar temiz çıkmayabilir. | Open Subtitles | لسوء الحظ السيارة ذات الدفع الرباعي تلك لم يعثر عليها أبداً لذلك قد لا يكون الأمر سليماً كما يتمناه البعض |
- Ama sadece cipin içinde ulaşılıyor... | Open Subtitles | عبر دليل سيارات الدفع الرباعي والذي استبعد من أمام هيئة المحكمة |
cipin altında kalacak ve ben artık var olmayacağım! | Open Subtitles | تلك السيارة الجيب ستصدمه و لن يكون لي وجود بعد الآن |
Şüphelinin kullandığı cipin plakasını araştırdım. | Open Subtitles | قمت بالتحقق من لوحة سيارة الدفع الرباعي التي كان يقودها المشتبه |
2003-200 model Grand Cherokee cipin bagaj bölümündeki füme renkli iplikler. | Open Subtitles | لقد جاءت من الغطاء الرمادي لصندوق سيارة جيب شيروكي)والتي يعود تاريخها) لما بين 2003 ـ 2006 |
Bir cipin arkasına diz çöktüm ve büyük bir patlama oldu. | Open Subtitles | وخلف سيارة الجيب كان انفجار ضخم |
cipin içinden çıkardılar. | Open Subtitles | سحبوني من سيارة الجيب |
Dün bir cipin geldiğini söyledi. | Open Subtitles | قال لي جاء سيارات الدفع الرباعي في يوم أمس. |
Arabanız çarpışmadan kaçınmak için zamanında duramaz, o yüzden bir karar vermesi lazım: Düz gidip nesneye çarpmak, soldaki cipin üzerine kırmak veya sağdaki motosikletin üzerine kırmak. | TED | سيارتك لايمكنها التوقف في الوقت المناسب لتجنب الأصطدام وعليها أن تتخذ القرار تتجه إلى الأمام وتصطدم بمواد الشاحنة أو تنحرف يساراً بإتجاه سيارات الدفع الرباعي أو تنحرف يميناً بإتجاه الدراجة النارية |
cipin olduğu yeri tamamen aradık. Amerikalılardan iz yok. | Open Subtitles | لقد فتّشنا كل المنطقة التي وُجدت فيها السيارة الجيب ، ولا أثر للغرباء |
Turuncu takım oradaki cipin arkasında siper alıyor. | Open Subtitles | الفريق البرتقالي يختبيء خلف السيارة (الجيب) هناك |
Rivers, tanığın içinde öldüğü cipin bulunduğunu biliyor. | Open Subtitles | ـ (ريفرز) ـ وجد سيارة الدفع الرباعي تلك تحمل تلك الشاهدة المقتولة |
Salağın teki cipin önünde atladı. | Open Subtitles | الأبله قفز أمام سيارة جيب |
Beni yanan bir cipin içerisinden çıkartan yüzbaşıya müsait değilim diyemedim. | Open Subtitles | لن أخبر القبطان الذي أخرجني من سيارة (جيب) وهي تحترق، بأنه "ليس لدي بحق وقتٌ الآن". |