5 cm kadar geri çekersiniz ve odanın sonuna kadar ilerler. | Open Subtitles | تسحبينه للوراء بمعدل 2 بوصة وبإمكانه استمداد الطاقة بنفسه عبر الغرفة |
Kayıtlara göre, Andrew Jimenez'deki yara da yaklaşık 5 cm derinlikteymiş. | Open Subtitles | طبقاً للملف , أندرو كان لده جرح ضحل حوالى 2 بوصة. |
Çok kısa bir süre içinde 18 cm yağmur yağdı | TED | 7 بوصات من المطر تساقطات على مدى فترة قصيرة للغاية. |
Köprücük kemiği ve omuz eklemi... 5 cm sağa gelseydi ölürdün. | Open Subtitles | عظم الطوق و الكفّة المدوّرة ستّ إنشات إلى اليمين لكنت ميتا |
Ve o an kafama dank etti artık 165 cm olmak zorunda değildim. | TED | حينها أدركت أنني لم يعد عليَّ أن أكون بطول 5.5 أقدام بعد الآن |
Silah muhtemelen metal bir çubuk, 2.5 cm'den daha ince bir çubuk. | Open Subtitles | حسناً كان السلاح على الأرجح عصاً معدنية، بثخانة أقل من نصف إنش |
Ben 30 cm. İstemiştim hem de vejetaryen olacaktı. Sence bu 30 cm. | Open Subtitles | لقد طلبـت 12 انش من الخضروات هل هذا يبدو لك انه 12 ؟ |
2 metre uzunluğunda, 2,5 cm kalınlığında. | TED | طولها ثمانين بوصة، وارتفاعها بوصة واحدة. |
Sonuç; 10x10 cm ebatlarında suni bir nano-geko yapışkan. | TED | والنتيجة هي، قطعة وزغية لاصقة بمساحة 4 في 4 بوصة مصنعة على مقياس النانو |
En iyi ihtimalle denizler en az 50 ila 80 cm yükselecektir ama yükseklik bunun on katı da olabilir. | TED | حد أدنى من 20 إلى 30 بوصة من زيادة في مستويات سطح البحر في حالة أفضل ويمكن أن نأمل، ويمكن أن يكون 10 إضعاف. |
Güverte korkulukları, onun çenesinin 10 cm altına kadar geliyor. | Open Subtitles | الدرابزين على سطح المركب وصل إلى أربع بوصات تحت ذقنها. |
Fiona Gallagher'ın boynu, daire etrafınca 20 cm'den fazla bir iplikle, zorla sıkıştırılmıştı. | Open Subtitles | عُصر بقوة لدرجة أن الضمادة التي رُبطت للقياس كانت أكثر من تسع بوصات |
Hastalığımın teşhisinden iki hafta sonra yapılan biopsi sol uyluk kemiğimde 18 cm osteosarkoma olduğunu söylüyordu. | TED | بعد اسبوعين تأكدت نتيجة التشخيص كنت املك عظمية طولها 7 بوصات في عظمة فخذي اليسرى |
Sağ bileğin ön yüzünde bulunuyor. Uzunluğu 2 cm kadar. | Open Subtitles | والتي تغطي السطح الأمامي من المعصم الأيمن ومقاسها 8 إنشات |
Sadece lavaboya koyacaksın. Cidden, sadece lavaboya doğru 10 cm. götüreceksin. | Open Subtitles | فقط ضعه بالمغسله حرفيًا , فقط حركه 6 إنشات ناحية المغسله |
7 ila 10 cm kesik. Krepitus yok, gözbebekleri dengeli. Margie. | Open Subtitles | طول الجرح 3 إلى 4 إنشات لا يوجد انتفاخات, والعينين مستقرة |
Duvarında 30 cm. 'ye 1 metre boyunda pencere var. | Open Subtitles | و لديها نافذة على هذا الجدار واحد على أربعة أقدام |
Herneyse, pateninin bıçağını maksimumum 1.27 cm kadar inceleştiriyordu. | Open Subtitles | المهم,قام بتحديد حذاء تزلجه بنصف إنش كحد أقصى |
Ağırlık:24 kilo. Boy: 93 cm. Değişiklik yok, doktor. | Open Subtitles | الوزن 52 بوند الارتفاع 36.5 انش لا تغيير |
Lazer soğutma ile atomlar sadece birkaç cm/sn hızına kadar yavaşlatılabilir— kuantum etkilerinin sebep olduğu hareket gözle görülür hâle gelir. | TED | يستطيع الليزر تبطيئها لعدة سنتيمترات في الثانية كافية لجعل الحركة المتأثرة بالكم الذري واضحة. |
Yaralar 17 cm derinliğinde ve tek bir aletle oluşmuş. | Open Subtitles | الجروح بعمق 6 انشات و نصف حدثت بواسطة شفرة معينة |
Bendeniz de bir pire türü keşfettim; topuğumdan 1 cm içeriye girmişti. | TED | أما أنا فوجدت فصيلة من البراغيث حفرت في كعب قدمي بعمق سنتيمتر. |
Beni 1 cm'lik hata payı ile bulabileceksin | Open Subtitles | ستكون قادرا على ايجادى خلال سنتيميتر واحد |
195 cm boyunda siyahi bir oğlum var. Siyahi bir adamla evlendim. | TED | أملك ابنًا أسود طوله 6.5 إنشًا. كنت متزوجة من رجل أسود. |
O zamanlar dünyadaki en uzun bitkiler 60 cm'den daha kısaydılar. | TED | أطول نباتات في ذلك الوقت على الأرض كانت أقل من قدمين |
Bize karşı kullanacak ama ayrıca cm'dekilerle haşır neşir olduğunu ve eninde sonunda bunu öğreneceğini de biliyorum. | Open Subtitles | سيستخدمه ضدنا ، ولكني أيضاً أعلم أنه مألوف للناس في سي ام وأنه مصمم على معرفة ذلك عاجلاً أم آجلاً |
Davayı benim yerime bitirdiğin için sağ ol ahbap ama daha önce dediğim gibi cm ve senden öcümü alacağım ve bunda da ciddiyim. | Open Subtitles | مهلا ، شكراً لتسوية القضية من أجلي يا صديقي ولكني قلت أني أريد رطلاً من اللحم من سي أم ، وأنت كذلك ولقد عنيته |
Bay cm, isyanların kontrol altında olduğunu kabul ediyorum. | Open Subtitles | سيدي رئيس الوزراء أوافقك أن أعمال الشغب تحت السيطرة |