| Teknoloji, ankastre elektroniklerin dokularını basmak gibi baş döndürücü olasılıklar dizisini önümüze seriyor. | TED | وتفتح التقنيات مجموعة مذهلة من الاحتمالات، مثل طـباعــة الأنسجـة مع دمجهـا بدعامات تقنية. |
| ...- bunu söylemekten nefret ediyorum, bunu söylemek büyük acı veriyor- evrimde baş döndürücü bir sıçramanın yapıldığı açık bazı durumlar vardır. | Open Subtitles | لكني في الحقيقة أكره قول ذلك فقول ذلك صعب علي هناك بعض الحالات من الواضح أنه حدثت فيها قفزات مذهلة في التطور |
| Eserle etkileşimde bulunmayı seçip karıştırma düğmesine basarsanız, bu kişi baş döndürücü bir karmaşanın içine gönderiliyor. | TED | لذا إذا اخترت التفاعل مع القطعة، وقمت بالضغط على زر الخلاط، فسوف ترسل فعلا هذه الشخصية إلى حالة فوضى مذهلة. |
| Bana başının ağrıdığını falan mı söyleyeceksin şimdi? Baş döndürücü büyüler mi? | Open Subtitles | هل ستقولين أنك تشعرين بالدوار ونوبات دوخة؟ |
| Bence tavan pervaneleri baş döndürücü. | Open Subtitles | أنا سوف الرهان مراوح سقف بالدوار. |
| BAŞ döndürücü BEKLEME SÜRESİ 1 SAAT 20 DAKİKA | Open Subtitles | الساقية الدوارة زمن الإنتظار ساعة و20 دقيقة |
| Ayrıca baş döndürücü yüzünden başının derde girmesini istemedim. | Open Subtitles | وأنا لم أقصد أن أوقعك بمشكلة بسبب الساقية الدوارة |
| Öncülük eden bir şehir için olması gerektiği gibi baş döndürücü hiç olmamış alanların riskleri. | TED | مخاطر المساحات التي لم تكن أبدا مذهلة بهذا الشكل كما ينبغي ، بالنسبة لمدينة رائدة. |
| Dört talip eli için yarışırken, Prenses baş döndürücü bir dizi denge gerçekleştirir, hepsi de parmak ucundadır. | TED | بينما يتنافس أربعة خاطبين على طلب يدها، تؤدي الأميرة مجموعة مذهلة من التوازنات، كلها على أصابع قدم واحدة. |
| ...boşluğa baş döndürücü bir sıçrama olan harika bir an vardır ve yeni bir yaşam biçimi haline sıçrar. | Open Subtitles | قفز فيها التطور قفزة مذهلة في الفراغ لينتقل إلى نوع جديد من الحياة |
| Biliyor musunuz bunun ,baş döndürücü, çok güçlü bir düşünce olduğunu düşünüyorum, yani var oluşumun, beynimin var oluşunun, bizim var oluşumuzun, bizim türümüzün, Homo sapien'lerin, dünyanın yörüngesinin değişiminin bir sonucu olması, | Open Subtitles | كما تعلمون، أجد أنها مذهلة تماما، فكرة قوية جدا، أن وجودي، وجود ذهني، وجودنا، جنسنا البشري، الإنسان العاقل، |
| Ama seni daha önce burada gördüm ve baş döndürücü... | Open Subtitles | وانك تبدين مذهلة |
| Burası hem baş döndürücü güzellikte hem de iğrenç. | Open Subtitles | إنها حقاً مذهلة وبغيضة. |
| Kendini baş döndürücü bir rüyada sanıyordu. | Open Subtitles | (إنها تعتقد أنها في حُـلم جعلها في رَهـبة (رُعب وخوف و جعلها تشعُر بالدوار |
| Baş döndürücü. | Open Subtitles | يصيب رأسك بالدوار |
| Kesinlikle baş döndürücü. | Open Subtitles | إنه أمر يُصيبك بالدوار تماماً |
| Baş döndürücü... | Open Subtitles | أشعر بالدوار |
| Baş döndürücü, biz geliyoruz. | Open Subtitles | الساقية الدوارة ، نحن قادمون |
| Baş döndürücü mü? | Open Subtitles | الساقية الدوارة" ؟" |