"dönmeyecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعود
        
    • تعود
        
    • يرجع
        
    • لن يعودوا
        
    • يعودَ
        
    • لن يتحول الى
        
    • تأتي مرة
        
    • تعودن
        
    Bay Namagachi dönmeyecek ama sizi tanıştırmak istediğim başka biri var. Open Subtitles حسنا,السيد ناماغاشي لن يعود لكن هناك احد ارغب ان تتعرفوا عليه
    O gitti. Geri dönmeyecek. Onu kurtarmanın bir yolu yok. Open Subtitles لقد مات ولن يعود من الموت لا يوجد شيء لنقوله
    Koruyacak bir şey kalmadı ve kimse geri dönmeyecek. Open Subtitles ليس هناك ما يحتاج العناية و لن يعود أحد مجدداً
    Geri dönmeyecek. Bu kadarından emin olabilirim. Open Subtitles إنها لن تعود أعتقد أنني حافظت على وعدي لكم
    İtalya'ya gideceğini söylüyor. İngiltere'ye bir daha geri dönmeyecek. Open Subtitles ـ لكن الآن إنها تتكلم بالرحيل إلى إيطاليا ـ ألن لا تعود أبداً إلى أنجلترا؟
    Koruyacak bir şey kalmadı ve kimse geri dönmeyecek. Open Subtitles ليس هناك ما يحتاج العناية و لن يعود أحد مجدداً
    Ben bir erkeğim, dolayısıyla muhakeme edebilirim, o adam geri dönmeyecek. Open Subtitles أنا رجل ، و أستطيع إخباركِ ! أنه لن يعود ابداً
    Pazartesiye kadar dönmeyecek. Yani, eğer kuşlar onun içinse. Open Subtitles انه لن يعود حتي يوم الاثنين انا اعني اذا كانوا هؤلاء الطيور له
    General Tanz yarına kadar göreve dönmeyecek. Open Subtitles ستكون سعيدا اذا عرفت أن جنرال تانز لن يعود اٍلى مهامه قبل غدا
    Joakim'in akşam kasabada biraz işi var ve yarına kadar da dönmeyecek. Open Subtitles ــ جوكيم، لديه بعض الأعمال في المدينة هذا المساء ولن يعود قبل الغد
    Babası hapiste, uzun zaman eve dönmeyecek. Open Subtitles أبوه في السجن ولن يعود إلى البيت قبل وقت طويل جداً
    O tren bir daha istasyona dönmeyecek. Open Subtitles بجميع الحالات لن يعود ذلك القطار إلى المحطة
    Eğer seni geri götürmezsek, senin sınavımızda başarısız olduğunu bilecek ve dönmeyecek. Open Subtitles لو لم نعيدك، سيعرف انك فشلت في تحدينا ولن يعود ابدا.
    etrafına bakınacak, ne kadar yaşlı olduğunun... ve gerçekte neye benzediğinin, farkına varacak ve o gün... bir paket sigara almaya gidip asla geri dönmeyecek. Open Subtitles إنه يبدو متقلباً وأكبر منك سناً وما تبدو عليه حقيقةً وفي نفس اليوم سيقضى عليه من أجل حزمة دخان ولن يعود أبداً
    -Her neyse, yeni bir hayata başlıyor. Geri dönmeyecek. Bitti artık. Open Subtitles بأي حال إنها تبدأحياة جديدة وهي سعيدة ولن تعود, ليس ذنب أحد
    Silah gemimiz bu sefer asla geri dönmeyecek. Pekala. Haydi şu insanlara yardım edelim. Open Subtitles مروحياتنا المقاتله لن تعود إلينا بمرور الوقت حسناً, دعنا نذهب لمساعدة هؤلاء الناس
    Okul için Doğu Yakası'na dönmeyecek miydin? Plan değişikliği oldu. Open Subtitles أليس من المفترض أن تعود إلى الشرق من أجل المدرسه ؟
    Chico'nun yaşamı çoktan sona erdi ve bir daha geri dönmeyecek. Open Subtitles حياة تشيكو إنتهت الأن, و هي لن تعود أبدا مرة أخرى إلى الحياة
    Hiçbir şey onu değiştiremez, kiliseye dönmeyecek. Open Subtitles لا شيء سيغيرها ولن تعود مجدداً إلى الكنيسة
    Tori ile bu şekilde ayrılıp barışmaya devam ederseniz sonunda bir daha geri dönmeyecek. Open Subtitles اذا ضللت تقطع علاقتك بتوري في كل مره فسوف لن تعود اليك مجددا
    Anladığım kadarıyla o ayıp şeyler yapmadıkça geri dönmeyecek. Open Subtitles قبل أن يفعل شيئاً غبياً و يتسبب في أن يضرب, فلن يرجع.
    Masa hala, asla dönmeyecek beş oğul için hazırlanmış Open Subtitles هذهِ الطاولة تمّ إعدادها من أجل خمسة أبناء .. و الـّذين لن يعودوا أبداً.
    Ve bir daha hiç geri dönmeyecek. Open Subtitles ولن يعودَ أبداً
    Dr. Banner bugün yeşile dönmeyecek. Open Subtitles الدكتور (بانير) لن يتحول الى اللون الأخضر اليوم
    O geri dönmeyecek, hem de asla o yüzden bu duruma alış. Open Subtitles حسناً ، انها لن تأتي مرة اخرى ، أبداً لذلك تعود على ذلك
    Kimse yatakhanelere dönmeyecek. Open Subtitles لا تعودن إلى السكن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more