| Belki biz dördümüz bir ara çay içmek için buluşmalıyız . | Open Subtitles | لربّما الأربعة من الولايات المتّحدة يمكن أن يجتمع للطعام مع الشاي. |
| Uzun bir gece olacaktı. MacKenzie malikanesinde dördümüz. Şunu dinle. | Open Subtitles | ستكون ليلة طويلة فقط نحن الأربعة في قصر ماكنزي القديم |
| dördümüz burada birlikte yaşamaya alıştık ve sonra sen geldin, doğal olarak senin hakkında konuşuyoruz. | Open Subtitles | لقد اعتدنا على العيش معا هنا، نحن الأربعة وحين جئت إلينا فمن الطبيعي أن نتحدث عنك |
| Bu işe dördümüz birlikte girersek riski en aza indirgeyebiliriz. | Open Subtitles | حسنا,اسمع,ان كان أربعتنا متضامنون في هذا فيمكننا أن نخفف المخاطرة |
| dördümüz briç oynuyorduk ki pencerenin orada birdenbire bir koşuşturma oldu. | Open Subtitles | أربعتنا كننا نلعب البريدج عندما رأينا حركة مفاجئة عند النافذة |
| dördümüz. Hadi. Bu bizim sahnemiz değil. | Open Subtitles | نحن الاربعة هيا يا جيم نحن لا ننتمي الي هذا المكان |
| 12 kişilik piyade mangasından geriye sadece dördümüz kalmıştık. | Open Subtitles | غادر منا 4 فحسب من أصل 12 رجلاً من جنودنا نحن الأربعة كل ما تبقي |
| Hey dinle, eğer bir gün birisiyle görüşürsen arada sırada dördümüz beraber dışarı çıkarız. | Open Subtitles | أصغِ, إن حظيتِ بموعد يوماً, ربما جميعنا الأربعة بمقدورنا أن نخرج معاً في وقتٍ ما |
| Ve dördümüz bu dokuz yıl içerisine çok şey sıkıştırdık. | Open Subtitles | إنها كذلك. وخضنا مواقف كثيرة نحن الأربعة. |
| Doğru. Biz dördümüz kendi isteğimizi daha doğru bulduk! | Open Subtitles | هذا صحيح، لكننا نحن الأربعة تورطنا رغما عنا |
| Sadece dördümüz kaldık yine de işi yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل بإمكاننا أن نؤدي الشغلة نحن الأربعة فقط؟ |
| dördümüz Atlantic City'ye gidiyoruz. Bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | سنذهب نحن الأربعة إلى هناك، سنجد حلاً ما |
| Anlaşma böyle, dördümüz birlikte gidiyoruz. | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا ؟ هذا جزأ من الإتفاق أربعتنا نحن مع بعضنا |
| İşte dördümüz, seyahatimiz için plan yapıyorduk. | Open Subtitles | للرحلة. لذا ها قد كنّا, أربعتنا نخطط لهذه الرحلة. |
| -Tuhaf değil mi? Yine dördümüz birlikteyiz, ama tabii ki bir şey eksik. | Open Subtitles | ها نحن مجددًا، أربعتنا معًا ولكن، بالتأكيد هناك شيء مفقود |
| Muhtemelen ucuz bir numara. Onunla evlen, dördümüz yemeğe çıkalım. | Open Subtitles | ربما كانت تذكرة رخيصة، تزوجيه لنذهب أربعتنا للعشاء |
| Çok çabuk ölmüş. uh... Yemek kitabı piyasaya çıktıktan sonra dördümüz beraber tatile gitmeyi planlıyorduk... | Open Subtitles | لقد كان سريعا جدا أربعتنا كنا نخطط لقضاء عطلة سويا |
| Denesek bile, saldırıyı sadece dördümüz nasıl durdurabiliriz? | Open Subtitles | وكيف سنوقف نحن الاربعة الهجوم على اي حال؟ حتى لو تمكنا من الذهاب |
| dördümüz bir yatak odasında yaşıyoruz. Yani, ne, başka birisiyle kalamaz mısın? | Open Subtitles | هنالك أربعة منا نعيش في غرفة نوم واحدة ألا تستطيع أن تمكث عند أي شخص آخر؟ |
| Ya da o kapıyı açarız ve dördümüz elimizdeki her şeyle onlara saldırırız. | Open Subtitles | ..أو أن نركل هذا الباب لنفتحه ثم ننطلق نحن الأربعه نضربهم بكل شئ نمتلكه |
| Belki dördümüz sonra bir şeyler içmek için buluşuruz. | Open Subtitles | ربما يمكن لأربعتنا ان نجتمع لاحقاً لنأخذ مشروباَ |
| Neden bu gece dördümüz yemeğe çıkmıyoruz? | Open Subtitles | لما لا يتناول اربعتنا عشاء الليلة؟ أتعرفي؟ |
| Biz dördümüz,... ona o kadar borçluyuz ki. | Open Subtitles | ..... رباعى ... و الذين هم مدينين لها جدا... |
| dördümüz neredeyse ölüyorduk, o zaman bunun olmasını dilemiştik. | Open Subtitles | أربعة منّا كادوا يموتوا، بالرغم من تمنّينا الموت وقتذاك. |
| Belki biz dördümüz bir ara çay içmek için buluşmalıyız . | Open Subtitles | اعتقد انه من الافضل ان نتقابل نحن الاربعه لتناول الشاى |