| İyi bir dövüşe hazırım, efendim. Neye ihtiyacınız var? | Open Subtitles | أنا أقف مستعداً للقتال في المعركة ماذا تحتاج ؟ |
| Hiçbir şey onları dövüşe heveslendiremez. | Open Subtitles | لا شيء يُمْكِنُ أَنْ يُلهمَهم للقتال أبداً ثانيةً. |
| İyi düşün. Şimdi pes edersen bir sonraki dövüşe katılabilecek durum olursun. | Open Subtitles | فكّر بالأمر، لو استسلمت الآن فستكون في حالٍ لائقٍ لخوض النزال القادم. |
| Tek çare, onları havaya uçurup parçalarının dövüşe devam etmemesini ümit etmek. | Open Subtitles | ... الطريقة الوحيدة لتخلص منهم وأتمنى بأن هذه القطع ألا تستمر بالقتال |
| Seni onaylamıyorum, beni dövüşe getirdin. | Open Subtitles | أوه، أنا لا يوافقون على لك أخذ مني لقتال والدي لقتال |
| Güvenliğini ve kaybetme ihtimalini hiçe sayarak... aceleyle aptalca bir dövüşe giriyor. | Open Subtitles | يتخلى عن الأمان وحتى إنه يغامر بقتال في المستقبل من أجل شجار لحظي مريب |
| Yapacağın ilk şey gözlerini onun gözlerine dikmen ve onu dövüşe girmekten korkutman. | Open Subtitles | أول ما يتعين أن تفعله هو أن تقتلع عين ذاك الفتي حتي يعجز عن الرؤية للقتال. |
| Kendimi dövüşe hazır bir sokak çocuğu gibi hissediyorum. | Open Subtitles | مستعد للقتال عزمت أن أكون كمحاربين الشوارع |
| Ben sadece dövüşe önayak oldum. Hiçbir mesuliyetim yok. | Open Subtitles | أنا ببساطة روّجت للقتال ليس لديّ أيّ مسؤوليّة هنا |
| Beni dövmedi. O dövüşe hazır olmadığımı biliyordu. O hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | لم يهزمني ، كان يعلم أنني لم أكن مستعداً للقتال ولم يفعل أي شيء. |
| Terk edilmiş bölgeye varır varmaz dövüşe hazır olmamız gerek. | Open Subtitles | ينبغي علينا الاستعداد للقتال عند دخولنا للمنطقة المهجورة. |
| Bu dövüşe çok para yatırdım. | Open Subtitles | لدي الكثير من المال على مقامرة هذه المعركة. |
| Brody'nin bu dövüşe hazırlanmasına yardım etmem için dünyanın öbür ucundan gelmesini istediği adamım. | Open Subtitles | أنا سأل الرجل برودي أن يطير في منتصف الطريق في جميع أنحاء العالم لمساعدته في تدريب لهذه المعركة. |
| dövüşe, savaşa geri dönmelisiniz. | TED | يجب أن تعود إلى القتال، إلى المعركة. |
| Hey, bundan sonra dövüşe kadar tamamen senin olacağım. | Open Subtitles | بعد هذا سأكون معك تماماًحتى ينتهي النزال |
| dövüşe kadar birbirimizi görmememiz gerekiyor. | Open Subtitles | نعم ، نحن ليس من المفترض ان نرى بعضنا حتى يبدأ النزال |
| dövüşe girersiniz ya da gidersiniz | Open Subtitles | ،لذا، إمّا أن تقبل بالقتال أو نأخذ الأمر للمحكمة |
| Aşık muhabbetiniz bittiyse dövüşe başlasak artık diyorum. | Open Subtitles | هل أنتهت المغازلة؟ يمكن أن نبدأ بالقتال الآن؟ |
| Basından kimse Mobutu'yu hiç görmedi ve dövüşe de gelmedi. | Open Subtitles | 'لا أحد في الصحافة من أي وقت مضى شهد موبوتو 'وقال انه لم يأت لقتال. |
| Arzuladığım kraliçe, güzel ve güçlü bir kadın ve ona eş olacak kişileri dövüşe davet ediyor. | Open Subtitles | الملكة التي أرغب بها هيامرأةقويةوجميلة... تتحدى خطّابها بقتال فردي ... |
| Çok dövüşe gireceğimizden eminim. En azından ben gireceğim. | Open Subtitles | أنا واثق أننا سنتعارك كثيراً حسناً، أنا على الأقل |