Şerif'te o dövmenin olduğunu biliyorum ama bana onlardan biri olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | أعرف أن الرئيس له ذاك الوشم ولكنه أخبرني أنه ليس واحدا منهم |
dövmenin her karede nasıl daha açık renge dönüştüğüne bak. | Open Subtitles | انظر كيف أنّه وفي كلّ صورة يبدو الوشم وكأنّه يخف |
Neyse ki dövmenin mürekkebi yanmış pamuk alüminyum, bebek yağı ve idrardan yapılmış. | Open Subtitles | لحسن الحظ، يتم الحبر من الوشم من القطن أحرقت، الألومنيوم، زيت الأطفال والبول. |
Süren popülerlikleri de, dövmenin hep var olacağını gösteriyor. | TED | وشعبيته المنتشرة تعني أن فن الوشم باقٍ. |
Şimdi sen gelip sarhoş bir kadının göğsündeki dövmenin uyuşturucu komplosu olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | والآن تأتي إلى هنا وتتحدث عن وشم قرد على ثدي سيدة سكرانة كأنها مؤامرة مخدرات ملعونة |
O an da o dövmenin benim için ne anlama geleceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم حينها ماذا سيعني لي هذا الوشم فيما بعد |
dövmenin yazıldığı dille aynı. Bunlar numara. | Open Subtitles | انها نفس اللغة المكتوب بها الوشم , انهم ارقام |
Şu ana kadar üstüme dövmenin tamamı bir kez işlendi. | Open Subtitles | في البداية، لُصق علي الوشم دفعة واحدة، حتى الآن |
Yoksa dövmenin çıplak bir bebek olması mı? | Open Subtitles | أم لأن ذلك الوشم هو صورة لطفل ملائكى عريان |
dövmenin bir resmini gönderdim ona. Ve o da bana bir şey gönderdi. | Open Subtitles | أرسلت له صورة الوشم و أرسل لي شيئاً في المقابل |
Çantasında senin dükkanından alınmış bir yüzük bulduk. İçinde, sırtındaki dövmenin aynısı var. | Open Subtitles | لقد وجدنا المجوهرات من متجرك مع كانجي يطابق الوشم. |
Samoalı insanlar, dövmenin, Tanrı'dan bir hediye olduğuna inanır. | Open Subtitles | جزر ساموا الناس يعتقدون ان الوشم هو هبة من الله. |
Onu gördüğüm anda zayıf birisi olduğunu anlamıştım. O dövmenin sahte olduğunu da anlamıştım. | Open Subtitles | مُنذ رأيته أدركتُ أنّه ضعيفٌ، وبالبديهة علمتُ أن الوشم زائفاً. |
Karım sorarsa eğer dövmenin bana kurşun zehri verdiğini söyleme. | Open Subtitles | لا تُخبريها بأن الوشم سبب لي تسمم الرصاص |
Avcının dövmenin neyi gösterdiğini söylediğini anlat. Bir tedavinin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبريه بما أخبركيه الصيّاد عمّا يؤدّي إليه الوشم |
Avcının dövmenin neyi gösterdiğini söylediğini anlat. | Open Subtitles | نبأيه بما أخبركِ الصيّاد عمّا يؤدّي إليه الوشم |
Belkide dövmenin gitmesi onun doğaüstü olan kaderinin bitmesini sağlamıştır. Belki de normal olarak geri döner. | Open Subtitles | لعلّ زوال الوشم يعني أنّه أتمّ قدره ككيان خارق للطبيعة |
Bak, dövmenin düşündüğün kadar önemli olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انظر، لا أعتقد بأن الوشم يعني ما تعتقد بأنه يعني. |
Dün gece vurulanlardan birinin bileğinde bir dövmenin kalıntıları vardı. | Open Subtitles | احد المهاجمين قتل الليلة الماضية كان لديه بقايا وشم على معصمه |
Bunum düşündüm, gül dövmenin olması, seni Bambi yapmaz. | Open Subtitles | لقد فكرت بالأمس , ووجود وشم زهرة " لا يجعلك الغزال " بامبي |
Avcının dövmenin nereye götürdüğünü sana söylediğini anlat ona. | Open Subtitles | أخبريه بما قاله لكِ الصيّاد عن الوشمِ |
İnsan şehrinin kalıntılarının altındaki bir duvarda dövmenin ne işi var? | Open Subtitles | لمَ وشمك مطبوع على حائط أسفل أطلال مدينة بشرية؟ |