Sorun değil, ama onca parayla bu dünyada neler yapabilirdi, düşününce! | Open Subtitles | لا بأس بالأمر ، لكني أفكر ماذا سيفعل بكل ذلك المال |
Aslında olanları düşününce her şey matematik öğretmenim yüzünden başladı. | Open Subtitles | عندما أفكر فيما حدث كل هذا بدأ بسبب مدرس الرياضيات |
Her zaman siz -- açlığı düşününce, bununla ilgili düşünmek zor bir şey, çünkü hangi konuda düşündüğümüzü yiyiyoruz. | TED | عادة يبدو من الصعب التفكير بمشكلة الجوع ومن الصعب التفكير بمشكلة الجوع .. لأننا عادة نفكر بالطعام طيلة الوقت |
Ama o kişinin spermini senin vücudunda düşününce, adamı boğmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن عند التفكير بوجود منيّ هذا الرجل داخلكِ أريد أن أخنقه |
Alandaki ilerlemelerini düşününce, çok da olanaksız bir atılım değil. | Open Subtitles | لعله لم يحرز تقدما هائلاً بالنظر إلى فشلهم في المجال |
Bana ne kadar iyi davrandığınızı düşününce, büyük unutkanlık. | Open Subtitles | وهذا سهو لا يغتفر نظراً إلى الطيبة التي أظهرتها نحوي |
Özellikle de başladığımda, şirketin yarısı hâlâ hayattayken sulu gözlerle sendeleyip durduğumu düşününce. | Open Subtitles | بإعتبار انه عندما بدأنا كنت أبكي مذهولا لأننا لا نزال علي قيد الحياة |
Şöyle bir düşününce tuhaf olan şeyler bir değil iki değil. | Open Subtitles | عندما أفكر بالأمر، إنه ليس فقط شيء واحد غريب أو اثنان |
Amerika'da siyahi saçını düşününce polislik olmuş bir şey aklıma geliyor. | TED | عندما أفكر في شَعر السود في أمريكا، يتبادر لذهني شيء خضع للرقابة. |
Öyle çabuk boşanırsın ki, düşününce başım dönüyor. | Open Subtitles | أكاد أجن كلما أفكر كيف كنتِ ستطلقينني سريعاً |
düşününce, birlikte geçirdiğimiz son günler de deniz kıyısındaydı, değil mi? | Open Subtitles | عندما أفكر بذلك فأن الأيام الأخيرة التي قضيناها معاً كانت على الشاطئ, أليس كذلك؟ |
Ve bu konuda düşününce, evlat belki bizim de hatamız var bir anlamda. | Open Subtitles | عندما أفكر في الأمر يا بني أرى أنه ربما نحن أيضاً أخطئنا في حقك |
Bunca yıldan sonra benim için bir mum yaktığını düşününce... | Open Subtitles | لمجرد التفكير بأنّك استغرقت كل هذه السنين لتنالي منّي أخيرًا. |
Bunca yıldan sonra benim için bir mum yaktığını düşününce... | Open Subtitles | لمجرد التفكير بأنّك استغرقت كل هذه السنين لتنالي منّي أخيرًا. |
düşününce, bu biraz ürkütücü olabilir. | TED | في الواقع يبدو أن التفكير في ذلك مخيف قليلاً. |
Beş sene önce başarısız olduğumuzu söylediklerini düşününce kötü değil. | Open Subtitles | ليس سيئاً بالنظر بأنهم قالوا قبل خمس أعوام بأننا سنفشل. |
Hatta basit bir bakım bile aşırı derecede zor olmalı, kısıtlı yeteneğinizi düşününce. | Open Subtitles | وحتى صيانة بسيطة يجب أن تكون صعبه للغاية نظراً لقدراتكم المحدودة نحن نعالج الامر |
Babanızın durumunu düşününce bu çok tuhaf bir istek. | Open Subtitles | هذا فضولي بإعتبار خلفيتك ـ لست إبنه بعد ذلك ـ أستميحك عذرا؟ |
Bu lüzumsuz olmaz mıydı ölü olduğunu düşününce? | Open Subtitles | هذا الأمر غير مهم باعتبار أن الرجل قد مات. |
Eh, çok bağışlayıcı bir tavır sizinki pratik olarak sizi kız kardeşini öldürmekle suçladığını düşününce. | Open Subtitles | هذا بالتأكيد غفران كبير من ناحيتك نظرا لكونها اتهمتك فعليا بقتل اختها |
Ama, o iki hayvanın... serbest kalıp... sokaklarda yürüyebilecekleri ihtimalini düşününce... | Open Subtitles | ولكن عندما تفكرين في انه من الممكن أن يذهب هؤلاء الحيوانات أحرارا ويجوبون الشوارع |
Aslında düşününce bir nevi sıvı ve tuhaf dokulardan oluşan torbalar gibiyiz, etrafı ince bir deri tabakasıyla kaplı. | TED | عندما تفكر بالفعل في ذلك، فنحن نوعًا ما مثل أكياس السوائل وبعض الأنسجة الغريبة محاطة بطبقة رفيعة من الجلد. |
Zaman aralığını düşününce, bunu nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. | Open Subtitles | لست متأكّد ما أصنع منه إعتبار الإطار الزمني القصير. |
Aslında, bunu tüm gece sürdürdüğünü düşününce muhtemelen onlardan güçlüdür. | Open Subtitles | نظرًا لتقييمه حيّز "الإين" لليلة .كاملة، فإنّه على الأرجح عتيّ |
Ve bu konuda biraz düşününce, birkaç farklı ihtimal gördüm. | TED | بالتفكير في هذا لبعض الوقت، أرى عددا من الاحتمالات المختلفة. |
Hanımefendinin hastalığını düşününce öylece kaçıp gitmesi tamamen gerçekdışı görünüyor. | Open Subtitles | إذا أخذنا مرضها بعين الاعتبار تبدو فكرة هربها غير واقعية |
Şimdi düşününce tüylerim diken diken oluyor. | Open Subtitles | في الواقع، أنا أصاب بالرعب عندما أفكّر في ذلك. |