Bu iki dönüşümün bir araya gelmesini daha çok Düşündükçe bunun çok büyük bir fırsat olduğunu fark etmeye başladım. | TED | كلما فكرت مزيدًا، في التحولين القادمين، كلما اقتنعت أنها فرصة كبيرة. |
Ama sonra, bu konuyu Düşündükçe, kendime karşı daha dürüst olmam gerekti. | TED | ولكن بعد ذلك، كلما فكرت في ذلك ، كلما كان علي أن أكون صادقة مع نفسي. |
Bir numara senin bunu yaptığını Düşündükçe, mideme ağrılar giriyor. | Open Subtitles | رقم واحد، عندما أفكر في الأمر أحس بألم في معدتي |
Bununla ilgili daha fazla Düşündükçe, daha da ileriye gittikçe, bunun bir tür aşk olduğunu düşünüyorum. | TED | وكلما فكرت في هذا، كلما اعتقدت، حقُّا، بأن هذا نوع من الحب. |
O çocuğa yaptığın sihirbazlık numaralarını Düşündükçe... | Open Subtitles | عندما أفكّر بالحيلة السحرية التي لعبتها مع الولد أشعر بالإشمئزاز |
Daha çok Düşündükçe, daha iyi anladım. | Open Subtitles | لكن كلما فكرت فيه أكثر، كلما أدركت أكثر، |
Ve bu konuda Düşündükçe daha da farkına vardım ki... | Open Subtitles | وكلّما فكّرتُ في الأمر كلما أدركتُ.. |
Gözleri ET gibi! Onu Düşündükçe kusasım geliyor! | Open Subtitles | ان عينيها مثل الكائنات الفضائية و مجرد التفكير بها يجعلنى اتقيأ |
Ancak daha çok üzerinde Düşündükçe, balığın bir şeyler biliyor olabileceğine daha çok ikna oldum. | TED | لكن كلما فكرت به أكثر كلما بدأت أرى أن لدى هذه السمكة حكمة ما. |
O zavallı köpek Laika'yı Düşündükçe çok üzülüyorum | Open Subtitles | أشعر بالاستياء حقّاً كلما فكرت بالمسكينة لايكا |
Onun olduğuna inanmak istemezdim ama, Düşündükçe doğru olduğuna daha fazla inanıyorum. | Open Subtitles | لم أرغب في تصديق أنها كنت هي ولكن كلما فكرت أيقنت بإمكانية ذلك |
Ama annesini Düşündükçe, onu daha az hatırlıyordu. | Open Subtitles | لكن كلما فكرت ويندي بامها يمكنها أن تتذكّر أقل |
O aptal çocuk için harcadığım onca zaman ve emeği Düşündükçe! | Open Subtitles | عندما أفكر بالوقت و الجهود التي بذلتها من أجل تلك الفتاة الحمقاء |
Onun adama kocasının kıyafetlerini verdiğini Düşündükçe deliriyorum. | Open Subtitles | ياإلهى، عندما أفكر انها أعطته ملابس زوجها |
Biliyor musun Glad, bazen erkeklerin şehvete meraklarını Düşündükçe içimden kusmak geliyor. | Open Subtitles | أتعرفين يا جلاد أننى أحيانا عندما أفكر فى شهوات الرجال فذلك يجعلنى أريد أن أتنهد |
Daha çok Düşündükçe, farkettim ki, hayır bu hala önemli. | TED | وكلما فكرت في هذا الموضوع، أدركت، لا، تلك الأشياء لا تزال مهمه. |
Oğluma çektirdiğin acı ve utancı Düşündükçe hâlâ yüzüme bakabilmene şaşırıyorum. | Open Subtitles | عندما أفكّر في الألم، والأسى الذان سبّبتهما لولدي العزيز، أتعجب من أنك تستطيعين حتى النظر إلى وجهي |
Bunu Düşündükçe düşünmemeye çalıştıkça düşünmüş oluyorum. | Open Subtitles | كلما فكرت فيه أكثر، كلما... كلما حاولت أن لا أفكر فيه أكثر، أصبح أفكر به، لذا... |
Çocuklar ikinizin, Molly's 2'ye dahil olacağınız fikri Düşündükçe daha çok hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | كُلّما فكّرتُ في الأمر، كُلّما أُعجبت في فكرة أنّكما، يارفاق سوف تنضمّون إلى حانة (مولي) الثانية. |
Bu şarlatanların kaç tane kasabayı oyuna getirdiklerini Düşündükçe sinirleniyorum. | Open Subtitles | اكره مجرد التفكير في كم من بلده .اغار عليها هؤلاء النصابين |
Ve bunu Düşündükçe, hayatın önemsiz olduğunu söyleyemiyorum. | Open Subtitles | وكلما فكرت أكثر في ذلك أشعر بأنني غير قادر على تجاهل الأمر واعتباره شيئاً عادياً |
"Orman geceleri karanlık ve sessiz Düşündükçe ürperirim çaresiz, ben ne yaparım gece yatakta sensiz" | Open Subtitles | الغابة مظلمة وجميلة وكثيفة و لدي وعود لأنفذها و أميال لأسافرها قبل أن أنام |
Maalesef bunu Düşündükçe... | Open Subtitles | بكل أسفٍ كلّما فكّرت فى الأمر يتضح لى... |
Saçma göründüğünü biliyorum, efendim ama Düşündükçe, en iyi açıklama bu gibi görünüyor. | Open Subtitles | أعرف أنها قد تكون أفكارا سخيفة, سيدي لكن كلما أفكر أكثر في الأمر يبدو لي أفضل تفسير |