"düşündüler" - Translation from Turkish to Arabic

    • ظنوا
        
    • يعتقدون
        
    • اعتقدوا
        
    • إعتقدوا
        
    • يظنون
        
    • أعتقدوا
        
    • شعروا
        
    • يعتقدوا
        
    • ظنّوا
        
    • فكروا
        
    • من منظورهم
        
    • وفكّروا
        
    • بأشخاص
        
    Kaldıramayacağını düşündüler ve bu konuda tek kelime etmememi istediler. Open Subtitles ظنوا أنك لا تستطيعين تقبل الأمر وتوسلا إليّ ألا افضحهما
    Ama onlar beni çöpmüşüm gibi kapı önüne koyabileceklerini düşündüler. Open Subtitles لكنهم ظنوا أنهم يستطيعون أن يرموا بي كقطعة من القمامة.
    Gururu yüzünden dünyanın en kötü mağlubiyetlerinden birini alacağını düşündüler o hiç vazgeçmeyecek ve o ringde yok edilecekti. Open Subtitles إنهم يعتقدون أنه مع اعتزازه سيعتبر واحدا من الضرب أسوأ من أي وقت مضى في العالم وانه لن يستسلم.
    Bir şöminenin insanları bir araya getirebileceğini ve sohbetler başlatabileceğini düşündüler. TED اعتقدوا أن مدفأة قد تجذب الناس وتساعدهم في بدء محادثات ما.
    Bazı insanlar, kendi hatalarını kapatmanın en iyi yolunun, Jack'ten kurtulmak olduğunu düşündüler. Open Subtitles أشخاص معينين إعتقدوا أن الطريقة المثلى ..للتغطية على أخطائهم هي التخلص من جاك
    Sanırım onun kanserle çok iyi savaşabileceğini düşündüler. Open Subtitles أظن أنهم يظنون أن لديه قدرة عالية على مقاتلة السرطان
    Yapılması gereken dopru davranışın bu olmadığını düşündüler. TED أنهم أعتقدوا فقط أنه ليس الشئ الصحيح ليفعلوه.
    Ameliyat başarısız olduktan sonra, ...eğer yanlış bir şey sorarlarsa onun kırılacağını düşündüler. Open Subtitles بعد العملية الجراحية التي لم تنجح ظنوا انها ستنهار اذا طرحوا السؤال الخطأ
    Belki de bu yaz sosisinin ahlaki duygularını telafi edeceğini düşündüler. Open Subtitles ربما ظنوا أن السجق الصيف شأنه أن يعوض عن مشاعر الأسهم.
    Kaldıramayacağını düşündüler ve bu konuda tek kelime etmememi istediler. Open Subtitles ظنوا أنك لا تستطيعين تقبل الأمر وتوسلا إليّ ألا افضحهما
    İlk başta bunun bir şaka olduğunu düşündüler, sonra onlara fotoğrafları gösterdim. Open Subtitles الآن، كانوا يعتقدون أن هذه مزحة في البداية حتى أظهرت لهم الصور
    Ama bilim adamları uzun bir süre bunun ... ... asla mümkün olmayacağını düşündüler. TED لكن العلماء ضلوا لوقت طويل يعتقدون أن ذلك لن يكون ممكناً ابداُ
    Ve konuyu açıklığa getirdiklerini düşündüler, çünkü yasal ve illegal kopyaların kesin farklarını açıklamışlardı. TED وقد كانوا يعتقدون أنهم قد وضحوا الإشكال، لأنهم قد وضعوا تحديدا واضحا بين النسخ القانوني وغير القانوني.
    Bu oldukça garip, çünkü yaklaşık 20 yıl önce genomu araştırmaya başladıklarında, muhtemelen yüz bin adet gen barındıracağını düşündüler. TED وهي متباينة جداً لأنه منذ حوالي 20 سنة عندما بدؤوا باكتشاف الجينات اعتقدوا أنها على الأغلب ستكون حوالي 100 ألف جين.
    Bu durumun sebebinin teknisyenin tavşanlarla olan etkileşim sıklığı olabileceğini düşündüler. TED وقد اعتقدوا بأن الأمر قد يكون مرتبطاً بوتيرة تفاعل فني المختبر مع الأرانب.
    - Metodolojideki terimlere falan göre düşündüler. Open Subtitles لأنهم اعتقدوا أنه من حيث المنهجية ، والفيزياء.
    Torosaurus isminin kalması, Triceratops'un kaldırılması gerektiğini düşündüler, fakat malesef bu olmayacak. TED إعتقدوا أن توروسورس يجب ان تُحفظ وأن ترايسيراتوبس يجب القاءه بعيداً, لكن ذلك لن يحصُل.
    Sanırım onlara yaptığım büyülerin uğursuzluk getirdiğini düşündüler. Open Subtitles إعتقدوا إذا قاموا بهضمى سوف يجرى سحرى فى دمائهم
    Operasyonlarıyla ilgili bilgi bulmaya çalıştığını düşündüler. Open Subtitles كانوا يظنون أنك تبحث عن معلومات عن عمليتّهم
    Seçmenler Al Gore'u dilini Tipper'ın boğazına sokuncaya kadar sert biri olarak düşündüler. Open Subtitles كان الناخبون يظنون أن آل غور رجل متزمت إلى أن قبّل زوجته تيبر أمامهم بشغف
    Batının bunu anlayacağını ve onaylayacağını düşündüler. Open Subtitles وقد أعتقدوا أن الغرب قد تفهم هذا وقبل به
    Eminim ki benimle daha rahat konuşabileceklerini düşündüler. Open Subtitles انا متأكدة أنهم شعروا بالراحة أكثر بالتحدث معي.
    Ama bu sayıların onları ilgilendirmediğini düşündüler. TED لكنهم لم يعتقدوا أن تعنيهم تلك الأرقام.
    Yani, oraya bir patlayıcı yerleştirmeye çalıştığımı düşündüler ve bu olasılığı bir buçuk saat boyunca araştırdılar ama hiçbir zaman kelepçe takılmadı ya da bir hücreye girmedim. TED لقد ظنّوا أنني كنت أحاول زرع عبوةِ ناسفة، وقاموا بالتحقيق في هذا الاحتمال لمدة ساعة ونصف، ولكن لم يتم تكبيلي بالأصفاد، ولم أُنقل أبدًا إلى زنزانة سجن.
    Ve San Fransiscolular da aynısını yapmak zorunda olduklarını düşündüler. TED وكذلك فكروا شعب سان فرانسيسكو أن عليهم صنع الشيء نفسه.
    Gördük ki, yapanlar, sadece origamiyi sevmediler, herkesin dünyayı kendilerinin gördüğü gibi göreceğini düşündüler. TED بدا أنّ البنائين لم يحبّوا " الأوريغامي " فقط ، بل فكروا إنّه الجميع غيرهم سوف يرون العالم من منظورهم .
    Bunu biraz düşündüler, ve dediler ki, "Hmm, sanırım yapılabilir. Bir hesaplayalım." TED وفكّروا في ذلك الأمر ، وقالوا : "حسنا ، أعتقد أنّ ذلك ممكن. دعونا تشتغل على الأرقام."
    Yüksek seviyedeki insanlara kıyasla çok daha fazla farklı insanı düşündüler. TED كانوا يفكرون بالالتقاء بأشخاص مخلتفين غير الاشخاص من الطبقة العليا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more