"düşünmüş" - Translation from Turkish to Arabic

    • فكرت
        
    • ظن
        
    • يعتقد
        
    • ظنت
        
    • يظن
        
    • إعتقد
        
    • ظنّ
        
    • ظنوا
        
    • فكّر
        
    • ظنّت
        
    • فكّرت
        
    • وظنّ
        
    • فكرتِ
        
    • تصورت
        
    • وظن
        
    Diğer kariyer yollarını düşünmüş olmasına rağmen, Plath sanatçılık yolunu seçti. TED رغم أن بلاث فكرت بمهن عديدة إلا أنها سلكت طريق الفنان.
    Dün buraya gelen bayan da sizin burada olabileceğinizi düşünmüş. Open Subtitles السيدة التي دعت البارحة بإنها فكرت بتواجدك والعثور عليك هُنا.
    Onların da saldırdığını düşünmüş olmalı. Lefferts silah sesini duyunca içeri daldı. Open Subtitles ظن غالباً بأنهم كانوا يهجمون أيضاً سمع ليفيرتس كل إطلاق النار ذاك
    Bir sabah Vidor'daki bir kadından kafasına oklavayla vurulduğuna dair bir şikâyet telefonu aldım ve saldırgan darbeyi indirdikten sonra kadının bayıldığını düşünmüş ama kadın bayılmamış. Open Subtitles تلقيت إتصال في الصباح من سيدة من فيدر و كان قد تعرضت لضربة على رأسها و الذي هجم عليها كان يعتقد بأنها فقدت الوعي
    En iyisinin seninle bir süre görüşmemek olacağını düşünmüş. Open Subtitles مستر جرين ظنت انه يحبذ الا تتحدثان لفترة.
    Beni ilgilendirmez ama ortağım onunla arkadaştan öte olabileceğinizi düşünmüş. Open Subtitles ليس هذا من شأني لكنه يظن أنه أكثر من صديق
    Ve yangının bütün kanıtları yok edeceğini düşünmüş ama etmedi. Open Subtitles و إعتقد أنّ الحريق سيدمر كل الأدلة، لكن لم تفعل.
    Aubrey'in disk sürücüsünü tekrar kontrol etmeliyim diye düşünmüş - tüm, değil mi? Open Subtitles فكرت انه يجب علي ان القي نظرة اخرى على القرص الصلب الخاص بأوبري
    O doğmadan çok önce O'nun adını düşünmüş ve Afganistan'ın efsanevi kahramanı olan bir özgürlük savaşçısından çok etkilenmiştim. TED وقبل أن تولد بفترة طويلة، فكرت بإسمها، وكنت مفتونا بمناضلة أسطورية بطولية في أفغانستان.
    O bunu cumartesi gecesi düşünmüş olmalı ve bizim banyo ihtiyacımızı da. Open Subtitles أنها يجب فكرت انها ليلة السبت، ونحن في حاجة إلى الحمام
    Suçu başkasının üzerine atıyordu. Bu riske değeceğini düşünmüş olmalı. Open Subtitles يبدوا انهُ كان مُغَفَل، وانه ظن ان الامر يستحق لمخاطرة.
    Ajan Simms, kadınlara işkence etmekten hoşlanan bir cinsel sadist olduğunu düşünmüş. Open Subtitles العميل سيمز ظن انك سادي جنسي وانك تستلذ جنسيا بتعذيب اولئك النساء
    Baban, annenin seni sakladığını düşünmüş ama bu doğru değildi, değil mi? Open Subtitles ظن أباك ان أمك تخفيك ولكن لم يكن ذلك صحيحًا أليس كذلك؟
    Kemanını daha iyi yapacağını düşünmüş. Open Subtitles هو يعتقد انه يستطيع ان يقدم الافضل بالعزف على الكمان
    Oyunlarının kendinden daha büyük adamlarda bile işe yarayacağını düşünmüş! Böyle oldu değil mi? Open Subtitles لهذا إنقلب علينا ، وتبين أنه أكثر قذارة مما كان يعتقد هل هذا الوصف دقيق ؟
    Nasıl olduysa Frankie, dövüşü durdurmanın gözümü kurtarabileceğini düşünmüş. Open Subtitles بطريقةٍ ما فرانكي يعتقد بأنّه كان عليه إيقاف تلك المعركة يعتقد بأنّه كان عليه إنقاذ عيني
    Babam, annemin gösterişçi,atıp-tutan bir tip olduğunu düşünmüş, ve annem de babamın kendine aşık bir tip olduğunu. Open Subtitles لقد ظن أنها متغطرسة و ظنت أنه راضي عن نفسه بكثير من المبالغة
    Görevdeki memur sistemde bir hata olduğunu düşünmüş sonra verilen emirlere ve eğitime rağmen üstlerine yanlış alarm olduğunu söylemiş. Open Subtitles الضابط الذي كان يعمل على ذلك كان يظن ان هنالك خطأ وضد كل التعليمات والتدريبات اخبر مشرفيه بأنه انذار خاطئ
    Meğerse Nuh bile sırtlanları gemiye almamış çünkü kediyle köpeğin kırması oldukları için kötü olduklarını düşünmüş. Open Subtitles لأنه إعتقد أنهم أشرار خليط ملوّث من الكلاب والقطط
    Tüm bu yıllar içinde kızını ona karşı kışkırttığını düşünmüş. Open Subtitles لقد ظنّ طوال كلّ تلك السنوات أنّها قد تخلّت عنه.
    ...ama salağın teki, taşrada huzurlu ve sakin bir yer diye toplantıyı Joe Barbara'nın çiftliğinde yapmayı düşünmüş. Open Subtitles بعض الحمقي ظنوا ان الاجتماع فكرة جيدة .في مزرعة جو باربرا في الريف هادئة وجميلة
    Gençliğinde bunu düşünmüş ama çok kısa bir süreliğine. Open Subtitles فكّر في ذلك فعلاً لمّا كان يافعًا ولكن لفترة وجيزة جدًّا
    Kendisini o kadar suçlu hissediyormuş ki beni hak etmediğini düşünmüş ve böylece uzak durduğunu söyledi. Open Subtitles قالت أنها أحست بذنبٍ تمزّقها أنها ظنّت أنها لم تستحقّني، ولذلك بقيتْ بعيدة
    Şirket sahte olduklarını düşünmüş. Open Subtitles شركة التأمين فكّرت أنها ربما تكون مزيّفة
    Belli ki bizim bulduğumuz fotoğrafları o da bulmuş. Eski erkek arkadaşının kızdan faydalanmaya çalıştığını düşünmüş. Open Subtitles يبدو أنّه وجد نفس الصور العارية التي وجدناها وظنّ أنّ خليلها السابق يحاول إستغلالها
    Çoktan düşünmüş olabilirsin ama senin yerine başkası yapamaz mı? Open Subtitles ربمـا فكرتِ فـي هـذا مسبقـا لكـن ألا يمكن لأحـد آخـر فعلهـا ؟
    Evlendiğimizde Cumartesileri böyle geçireceğimizi düşünmüş müydün? Open Subtitles حينماتزوّجنا.. هل هكذا تصورت أننا سنقضي أيام السبت؟
    Annem öldüğünde ben henüz bebekmişim ve babam Mike'ın varlığının benim için iyi olabileceğini düşünmüş. Open Subtitles قام أبي بتبنيه. أميتوفيتعندماكنت صغيرا.. وظن أبي أنني سأجد معه الصحبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more