"düşünmüştü" - Translation from Turkish to Arabic

    • ظن
        
    • ظنت
        
    • إعتقد
        
    • ظنّ
        
    • يظنونه
        
    • كانت تظن
        
    • لقد اعتقد
        
    • كانت تعتقد
        
    Kızı merdivenlere öldürdüğünü düşünmüştü bu yüzden arabasını almaya gitti. Open Subtitles ظن أنه قتلها على السلالم، لكن عندما ذهب إحضار سيارته
    Jim Moriarty bu seçimi yapacağını düşünmüştü. Çok heyecanlıydı. Open Subtitles جيم موريارتي ظن أنك ستقرر هذا الاختيار هو متحمس للغاية
    Sonra öğretmen beni kenara çekti, benim içki problemim olduğunu düşünmüştü. Open Subtitles وقامت المعلمة باستبعادي لأنها ظنت أني أعاني من مشاكل في الشرب
    Belki de gördüğü adamın katil olduğunu düşünmüştü. Open Subtitles ربما لأنها ظنت ان الرجل الذى رأته هو القاتل ؟
    Bir doktor menenjit olabileceğini düşünmüştü Open Subtitles يامساعد الطبيب إعتقد بأنه قد يكون إلتهاب السحايا
    Peşinde olduğum bir vampir onu dönüştürdü. Bunun ironik olacağını düşünmüştü. Open Subtitles تحوّلت بواسطة مصّاص الدماء الذي كنت أطارده، ظنّ أنّه سيحرجني بذلك
    Dedektif bütün o tekne meselesinin şüpheli olduğunu düşünmüştü. Open Subtitles ذلك المحقق ظن بأن مسألة القارب كلها شبهة
    Omurgaya ilişkin ağır bir darbe olacağını düşünmüştü. Open Subtitles لقد ظن من أنه يمكن أن تكون حالة من الصدمة للعمود الفقري
    Herkes onun paranoyak olduğunu düşünmüştü ama anlaşıldı ki UFO.. Open Subtitles ظن الجميع إنه كان يُعاني من مرض الذعور و بعدها أتضح إنها كانت..
    Tabii Mitchell eşcinsellik olayından dolayı rahatsız olduğumu düşünmüştü. Open Subtitles بالطبع,ميتشل ظن أنني كنت غير مرتاح بسبب قضية الشذوذ
    O paslı kamyonun satış noktası olduğunu düşünmüştü. Open Subtitles لقد ظن أن تلك الشاحنة الصغيرة الصدئة كانت نقطة بيعيه جيدة
    Serena da düşünemedi. Sadece Vanessa adında bir kızın onunla dalga geçtiğini düşünmüştü. Open Subtitles ولا حتى سيرينا لقد ظنت بأن الفتاة التي تدعى فانيسا
    Bebek konusunun yüz yüze konuşulması gerektiğini düşünmüştü. Open Subtitles لقد ظنت من أن موضوع الطفل سيكون أفضل بالتحدث وجهاً لوجه
    Devlet, karakola burada gerek yok diye düşünmüştü. Open Subtitles ظنت الحكومة بإننا لسنا بحاجة إليهم هُنا.
    Çok uzaklara gitmiştin, annemiz peşine kurt takıldığını düşünmüştü! Open Subtitles ذهبت لوقت طويل، والدتنا ظنت أن الذئاب نالت منك
    Birinci gün öldüğünde, herkes intihar olduğunu düşünmüştü. Open Subtitles وعندما ماتت في اليوم الأول , إعتقد الجميع بأنه إنتحار
    "Herkes bunun kahramanca bir iş olduğunu düşünmüştü." Open Subtitles كلّ شخص إعتقد أن هذا شيء بطولي للقيام به
    Aaron, insanlara olan biteni açık ve anlaşılır biçimde izah ederek dünyayı değiştirebileceğini düşünmüştü. Open Subtitles ‫ظنّ هارون أنَّ بوسعه تغيير العالم بمجرّد تفسير العالم بوضوح للناس
    Bak sana ne anlatacağım, bir keresinde en büyüğümüz bunun çok komik olacağını düşünmüştü ve benim kafamı alıp... Open Subtitles الأكبر، سأقول لك، لقد ظنّ أنّه أطرف شيءٍ، بأن يضرب رأسي، وأن يدفعوني...
    Evet. Evet. Onlar da öyle düşünmüştü. Open Subtitles أجل، هذا ما كانوا يظنونه.
    Ve gözlerine baktığında karısı, onun yine aynı insan olabileceğini düşünmüştü. Open Subtitles وحينما كانت تنظر إلى عينيه كانت تظن بأنها ترى نفس الشخص
    Savaşın kısa bir süre içinde biteceğini düşünmüştü. Open Subtitles لقد اعتقد أن الحرب قد تنتهى قريباً
    Kendisinden üst düzeyde biriyle evlendiğini düşünmüştü ve babam da ona imkansızı vaat etmiş, ama sözünü tutmamıştı. Open Subtitles كانت تعتقد انها تزوجت من طبقة غنية لقد وعدها بالكثير ولكنه لم يستطع الوفاء بوعوده

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more