"düşünmüştüm" - Translation from Turkish to Arabic

• ظننت
• أعتقد
• أعتقدت
• إعتقدت
• فكرت
• اعتقد
• ظننتُ
• أظن
• ظننتك
• ظننته
• توقعت
• إعتقدتُ
• اعتقدته
• افكر
• حسبت

Bunun önemli olduğunu düşünmüştüm. Sanırım bana bir özür borçlusun, Barbara.
ظننت أنه سيكون مهمًا أظن أنك تدينين لي باعتذار , باربرا

Seni uyandırmak istemedim. Ayrıca burayı banyo olarak kullanabileceğimi düşünmüştüm.
لم أرد إيقاظكِ، بالإضافة إلى أني ظننت انه يمكنني الإستحمام

Kölen bana saldırdığı için, bunun senin işin olduğunu düşünmüştüm.
كنت أعتقد أنك من فعل ذلك. لآنك حارسك قد هاجمنى.

Sakin bir yerde konuşmamızın çok daha iyi olacağını düşünmüştüm.
أعتقدت أنه من الأفضل التحدث على إنفراد بمكان أقل رهبة.

İşlerin yolunda gittiği için dünya görüşünün biraz iyimser olduğunu düşünmüştüm.
إعتقدت محلك سيقوم بعمل جيد نظرتُكِ للعالم تبدو قليلاً متفائلة جداً

Senin yaptırdığında bir hata varsa... başka bir test yaptırabiliriz diye düşünmüştüm.
..فقط فكرت بأن نعمل لك فحصاً آخر في حال كان الأول خاطئاً..

düşünmüştüm ki o görüntüdeki yabancı oldukça uysal görünüyordu. Zararlıdan çok meraklı gibiydi.
اعتقد ان الفضائى الذى ظهر على الشاشة يبدو فضولى اكثر من يبدوا خطرا

Hafta sonunu birlikte geçiririz diye düşünmüştüm ama en azından yemeği beraber yiyebiliriz.
ظننتُ بأننا سنمضي يومين جميلين معاً ولكن لا يزال بمقدورنا إمضاء ليلة جميلة

Geri geleceğimi bildiğini söylemiştin. Evet, ama sadece bir kez diye düşünmüştüm.
قلت أنك تعلم أنني سأعود أجل لكن ظننت أنك تعني مره واحده

Bütün evi onun için ödüllerle doldurursam, peşimden ayrılmayacağını düşünmüştüm.
ظننت أنه إذا ملأت المنزل بكل أنواع الكؤوس فإنني سأبقى

- Demin o çocuk ve babasına bakıyordun da, fikrini değiştirirsin diye düşünmüştüm.
لقد كنت تنظرين إلى الصبي و أبيه ظننت فقط انك قد غيرت رأيك

Senin pozisyonundaki bir bayanın bir çok şey bilebileceğini düşünmüştüm.
أنا أعتقد أن سيدة في موقعك تعرف الكثير من الأشياء

Sene 1979 idi ve yüz insanın portresinin ki bunlardan kırkı filmde yer aldı, ruhsal durumumuzun genel bir portresi olacağını düşünmüştüm.
لقد كُنا في العام 1979 وكنت أعتقد وقتها بأنّ لوحة من مئة شخص يظهر منهم 40 في الفيلم من الممكن أن تُظهر

Sahiden. Bir keresinde ben çalışırken Karbon tarihinin fosilleştiğini düşünmüştüm.
بالتأكيد ، ذات مرة فى العمل أعتقدت أن الأحفورة الكربونية..

Şey, evet ama şu şartlar altında, seninle burada kalabilirim diye düşünmüştüm.
حسنا.. نعم.. لكنّي إعتقدت ربما اللّيلة في ظل الظروف الحالية أنا قد

Önemli birşey değil. Oda arkadaşım dersine gidene kadar burada takılabilirim diye düşünmüştüm.
ليس مهما ، أنا فقط فكرت أن أتسكع هنا ، تعرف ، حتى

Hep buraya bana geleceğini düşünmüştüm, ama sekiz yıl sonra değil.
كنت دائما اعتقد انك ستعودين هنا ولكن ليس بعد ثمان سنين

Hem genç hem de aptaldım. Bensiz daha iyi olursunuz diye düşünmüştüm, gerçekten.
كنتُ شاباً وغبياً، ظننتُ أنكما ستكونا أفضل حالاً من دوني، حقاً ظننتُ ذلك.

Kocanla bağlantı kurman konusunda fikrini değiştirdiğini düşünmüştüm.
ظننتك ربما تغيرين رأيك بشأن الاتصال بزوجك

Başta, bunun kaçtığın zaman olduğunu düşünmüştüm ama bu yaralanma çok daha eski.
في البداية ظننته حصل أثناء هروبكِ، لكن هذه الإصابة أقدم بكثير من ذلك.

Karım bir şefin imzasına sahip olsaydı, iyi olacağını düşünmüştüm.
توقعت أنه من الجميل أن تحصل زوجتي على توقيع موسقار

Ayrıca. 30 yıldan sonra daha iyi bir emekli maaşı alacağını düşünmüştüm.
هذا محزن, بعد 30 عاماً، إعتقدتُ أن لديك خطه أفضل لراتبك التقاعدي

- Daha eğlenceli olacağını düşünmüştüm.
اعتقدته سيكون ممتعاً اكثر و لكنه ليس كذلك

Her neyse, ben sadece bana nasıl yaptığını belki söyleyebilirsin diye düşünmüştüm.
بأية حال كنت افكر انك تستطيع ان تخبرنى كيف تغلبت على ذلك.

Yani, bir hacker teşkilatlanmasının daha gizli olacağını düşünmüştüm sanırım.
أجل، حسبت أن منظمة قرصنة سريّة ستكون أكثر خصوصية قليلًا.