Bir buz örtüsünün okyanusa bu kadar hızlı kütle kaybedeceğini hiç düşünmemiştik. | TED | لم نعتقد أن الصفيحة الجليدية قد تفقد كتلتها نحو المحيط بهذه السرعة |
Biz sadece... başımıza böyle bir şeyin gelebileceğini düşünmemiştik. | Open Subtitles | الأمر وحسب أننا لم نعتقد أبداً أن ذلك سيحدث لنا |
Bunu hiç düşünmemiştik adamım. | Open Subtitles | نحن لم نخطّط لهذا يا رجل |
Bunu hiç düşünmemiştik! | Open Subtitles | نحن لم نخطّط لهذا |
Birkaç gün önce Riyad'da gözden kaybolmuş Amerika'da ortaya çıkacağını hiç düşünmemiştik. | Open Subtitles | لقد اختفى عن الأنظار في الرياص قبل بضعت أيام لكننا لم نفكر أنه سيعود إلى الأراضي الأمريكية |
Şey, kayıp olduğunu düşünmemiştik. | Open Subtitles | حسناً نحن لم نفكر أنه مفقود |
Onu düşünmemiştik, ama olabilir. | Open Subtitles | لم نفكّر بذلك، ولكن ذلك قد يفلح. |
Tanrım, bunu hiç düşünmemiştik. | Open Subtitles | لم نفكّر في هذا. |
Bir kazaydı. Birinin zarar göreceğini düşünmemiştik, efendim. | Open Subtitles | لقد كان حادثا، لم نظن بأن أحدنا سيتأذى سيدي |
Bu kadar zor olacağını düşünmemiştik. | Open Subtitles | لم نعتقد بأن الأمر سيكون بتلك الصعوبة |
Gideceğimizi bile fark edeceğini düşünmemiştik. | Open Subtitles | لم نعتقد بأنه لن يلاحظ أننا ذهبنا |
Bunu söyleyeceğimizi hiç düşünmemiştik. - Buradasınız. | Open Subtitles | نحن لم نعتقد أن نقول هذا بأنفسنا |
Edith için mutlu bir son olacağını düşünmemiştik her zaman. | Open Subtitles | لم نفكر أنه ستكون هناك نهاية سعيدة لـ(إديث) |
O kadar ilerisini düşünmemiştik. | Open Subtitles | -لم نفكّر في ما سنفعله مستقبلًا . |
Bunu konuşmuştuk. Ama başımıza geleceğini hiç düşünmemiştik. | Open Subtitles | وتحدثنا عن هذا، لكننا لم نظن أنه سيحدث لنا. |
Aslında onun aramızda bu kadar kalacağını düşünmemiştik. | Open Subtitles | في الحقيقة ,لم نظن أنه سيبقى معنا لفترة طويل |