"düşünmesini" - Translation from Turkish to Arabic

    • يعتقد
        
    • يظن
        
    • يفكر
        
    • يعتقدوا
        
    • يظنوا
        
    • يظنّ
        
    • تفكروا
        
    • الاعتقاد
        
    • يُفكر
        
    • يَعتقدَ
        
    • تعتقد اني
        
    • يظنني
        
    • معرفة بأني
        
    • الصراحة الشديدة
        
    • أن يعقد الناس ذلك
        
    İnsanların seninle çıkmamın onu alt etmek içinmiş gibi düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles أنا فقط لا أُريد بأن يعتقد الناسَ بأنني أُواعدُك للوُصُول إليها.
    Bizim, Meksika ordusu olduğumuzu düşünmesini sağlamalıyız. Open Subtitles علينا أن نجعله يعتقد أننا من الجيش الميكسيكى.
    Başkan'ın, kendisiyle konuşurken öleceğimi düşünmesini istemedim. Open Subtitles لم أُرد الرئيس أن يعتقد أنني سأموت بينما هو يتحدث إليّ
    Ama belki de herkesin öyle olduğunu düşünmesini istediğin kadar kötü değilsindir. Open Subtitles لكن ربما أنتي لستِ بعاهرة كبيرة بقدر ما تريدين الجميع أن يظن.
    Herkesin, senin her şeyin üstünde olduğunu düşünmesini istiyorsun ama ben seni çözdüm. Open Subtitles تريدين من الـجميع أن يظن أنك أعلى من كل شيء لكني أرى مابداخلك.
    Melvin'e benim hakkımda düşünmesini söyle. Sadece bana konsantre olsun. Open Subtitles أخبري ميلفن أن يفكر بي فقط يركز على وضعي فقط
    Zavallı çocuğa işkence ettim çünkü karizma olduğumu düşünmesini istedim. Open Subtitles لقد عذبت ذلك الولد المسكين بسبب أني أردت من أن يعتقد بأني شخص رائع
    Özür dilerim, ama Lloyd'un; onu ayartmaya çalıştığımı düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles أنا آسفه , ولكني لم أرد ان يعتقد لويد أني مهته به مرة أخرى
    Bombayı bulan birinin, onun hastaneye gideceğini düşünmesini istedi. Open Subtitles ليجعل الشخص الذي يعثر عليها يعتقد أنه ذاهب إلى هناك
    İngiliz imparatorluğunun kurucularının işlerini yapmaktan korktuğunu düşünmesini mi istiyoruz dünyanın yerel vahşi hayat ile bir iki küçük sorun var diye? Open Subtitles اتريد ان يعتقد العالم ان بناة امبراطورية بريطانيا يخافون اداء عملهم بسبب مشاكل هامشية مع حيوانات محلية
    Sadece sandalye yüzünden böyle olduğunu düşünmesini istemem. Open Subtitles لكني أكره أن يعتقد أن هذا سيكون بسبب الكرسي فقط
    John'un kendisi öyle düşünmüyorsa, benim öyle düşündüğümü, düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles انا لا اريد لـ جون أن يعتقد اننا منسجمين غرامياً لو انه لم ينسجم بعد
    Şahsına karşı bir şey olduğunu düşünmesini istemem. Open Subtitles انا فقط اريد قولها بطريقة لا تجعله يظن انها ملاحظة شخصية عليه
    Kaldırmadım çünkü başının belada olduğunu düşünmesini istemedim. Open Subtitles لم أحركها لأنني لا أريده ان يظن أنه في ورطة لأنه كسر القواعد
    Çöpçünün saçımı boyadığımı düşünmesini kabullenemem. Open Subtitles أنا لا أريد أن يظن عامل القمامة أنني أصبغ شعري
    Kızımın ya da oğlumun, babasının bir yatak lazımlığı temizleyicisi olduğunu düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles لا اريده او اريدها ان يفكر ان والده عامل نظافة ، تعرفان ؟
    Onun bu çeşit bir sözlüğü sekiz hatlı bir bant olarak düşünmesini istiyorum. TED أريده أن يفكر في هذا النوع من القاموس كأنه أداة تسجيل قديمة .
    Bu tarafın düşünmesini istediğim şey bu. TED هذا ما أريد هذا الجانب من الحضور أن يفكر به.
    - Çocuğumun benim bir katil olduğumu düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles لكن لا أريد لأبنائي أن يعتقدوا انني قاتل
    Çocuklarımın, bir adama öldürmek için 20 kere vurduğumu düşünmesini istemem. Open Subtitles لا اريد لأطفالى ان يظنوا اننى ضربت رجلا 20 مرة لأقتله
    Çünkü gerçeği bilmesindense böyle düşünmesini tercih ederim. Open Subtitles لأنّي أفضّل أنّ يظنّ فيّ ذلك عوضًا عن الحقيقة
    Hepinizin, hakkınızda söylenen 3. kelimeyi düşünmesini istiyorum veya daha önce doğum yaptıysanız doğum yaptığınız kişiyle ilgili söylenen 3. kelimeyi düşünün. TED أريد منكم جميعاً أن تفكروا حول الكلمة الثالثة التي دائما ما تقال عنك أنت أو إن كنت تضعين مولوداً عن الشخص الذي أنجبتيه
    Diyelim ki, adamın biri bir odada bulunuyor, fakat birinin kendisinin bir başka odada bulunduğunu düşünmesini istiyor. Open Subtitles لنقل أن رجل في غرفة ويريد لشخص الاعتقاد أنه في غرفة أخرى
    Ama onun vücudunu kullanmak istediğimi düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles لكن لا أُريده أن يُفكر بأنني أستغلّه من أجل جسده
    Ayrıca, bu konuda mutsuz olduğumu düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles إضافةً إلى، أنا لا أُريدُه أَنْ يَعتقدَ لَستُ سعيد بشأنه.
    Onu artık öyle görmediğimi düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles لااريدها ان تعتقد اني لاأراها هكذا بعد الآن
    Sadece Casey'nin, benim bir aptal olduğumu düşünmesini istemedim. Open Subtitles انا فقط لم أرد ان يظنني كيسي انني احمق
    Bir şeylerden şüphelendiğimi düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles الداروينية لا أريد منه معرفة بأني اشك بأي شيء
    Ve bir aptal gibi, halkın da Kraliçe'sinden telâş yapmamasını, duygularını dışa vurmamasını önce görevini sonra kendisini düşünmesini, beklediklerini sanırdım. Open Subtitles ولحماقتي ظننت بأن ذلك ما يريده الشعب من ملكته لا إثارة الضجة، ولا الصراحة الشديدة الواجب أولاً، ونفسي ثانياً
    Fakat eski ben değilim artık diğerlerinin de öyle düşünmesini istemiyorum. Open Subtitles ولكنني تغيّرت ولم أعد ذلك الشخص ولا أود أن يعقد الناس ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more