Vasiyet bırakacak zamanı olmadı ama beni düşünmeye vakit ayırdı, değil mi? | Open Subtitles | لم يكن لديه وقت لترك وصية لكن كان لديه وقت للتفكير فيّ؟ |
Öyle bir durumda, düşünmeye vakit olmaz...içgüdülerinle hareket edersin. | Open Subtitles | في هذه المواقف ليس لديك وقت للتفكير. الغريزة تتولى الأمر |
Yemeği masaya koy ki düşünmeye vakit olsun. | Open Subtitles | نضع الطعام علي الطاولة ويتسني لنا وقت للتفكير |
Saatin kaç olduğuna bağlı o. Bazen herhangi bir şey düşünmeye vakit bile olmuyor. | Open Subtitles | هذا يعتمد على الوقت فأحياناً، ليس هناك وقت للتفكير في شيء |
Listemden önce düşünmeye vakit ayırmıyorken benim için her şey yanlış sonlanırdı hırsızlık yapmak ya da herkesin içinde işemek gibi. | Open Subtitles | قبلقائمتي... عندمالميكنلدي وقت للتفكير... لطالما انتهى الأمر بي أقوم بالفعل الخاطئ |