"düşünmez" - Translation from Turkish to Arabic

    • يفكر
        
    • يفكرون
        
    • سيفكر
        
    • لا يظن
        
    • يظن بك
        
    • لن يعتقد
        
    Mesajlaşırken hiç kimse büyük harfler veya noktalamayı düşünmez ama konuşurken bunları düşünüyor musunuz ki? TED لا أحد يفكر في الإملاء أو علامات الترقيم عند ارسالها و مع ذلك ، هل تفكر في هذه الأمور عندما تتكلم ؟
    Kişi grubu sever ve hatta bilet için yüzlerce dolar ödemiştir, yani müzik ne kadar yüksek olursa olsun, o kişi bunun gürültü olduğunu düşünmez. TED هذا الشخص يُحب الفرقة، حتى أنه دفع 100 دولار للتذكرة، لذلك مهما كانت الموسيقى عالية، لا يفكر بها هذا الشخص كضجيج.
    Adam gittiğinde kızı terk ettiği sürece kimse Kızılderili kız almanın yanlış olduğunu düşünmez. Open Subtitles لا أحد يفكر بوجود خطب في أن يحصل الرجل لنفسه على فتاة هندية طالما يتركها خلفه حين يرحل
    Doğru insan, yanlış insan. İşçiler böyle şeyler düşünmez. Open Subtitles لا وجود لشخصِ ملائم أو لا , هؤلاء العمال لا يفكرون بمثل هذه الأشياء
    Buna karar verirsen kimse senden bir şeylerin azaldığını düşünmez. Open Subtitles لا أحد سيفكر أن هذا قليل بالنسبة لك اذا قررت العفو على هذه الشريحة من المجتمع.
    Ama kimse evrak çantasını veya laptop'larını gizlemeyi düşünmez. Open Subtitles لا أحد يفكر في أن يخبيء حقائب العمل أو الكمبيوترات النقاله
    Çocuklar böyle şeyleri düşünmez Raghavan. Open Subtitles لايوجد طفل يفكر في هذه الأشياء, راجهافان
    Baban bunu düşünmez ama bu her şeyi değiştirir. Open Subtitles فابوك لن يفكر بهذا لكنه يجعل شكلك مختلفاً
    Hiç kimse olana kadar depremi düşünmez. Open Subtitles لا أحد يفكر بما سيحدث حتى يقع على أرض الواقع
    Ama ertelersem, mevkisinin peşinde olduğumu düşünmez mi? Open Subtitles لكن إذا أجلت، ألن يفكر بأني أسعى ورائهُ فقط من إجلِ موقعهِ؟
    Asla bir yere yerleşmez, asla geleceğini düşünmez. Sadece kalbinin sesini dinler. Open Subtitles لا يستقر أبداً, لا يفكر أبداً بشأن المستقبل, فقط يتبع قلبه حيثما يقوده إليه
    Onun ne düşündüğünü boş ver çünkü kendisinden başkasını düşünmez. Open Subtitles لابد أن تكفي عن القلق بشأن ما يظنه، لأنه لا يفكر سوى بنفسه.
    Bir şeyler iyi gittiğinde kimse kötü gidebileceğini düşünmez. İşte tam da o zaman olur bu. En beklemediğin zamanda. Open Subtitles عندما تسيرُ الأمور بشكل جيّد، لا أحد يفكر بأنّها ستسوء وستصْدِمك حينما لا تتوقعها.
    Evet zenci, geleceği düşünmez, yarını düşünmez. Open Subtitles الجحيم , ذلك الزنجي لا يفكر بالمستقبل, الغد.
    Genelde kimse düşünmez. Open Subtitles الكثير من الناس لا يفكرون في ذلك خذوا وقتكم
    Anneler bu şekilde düşünmez. İçgüdüyle, tutkuyla ve korkuyla hareket ederler Open Subtitles الأمهات لا يفكرون بهذه الطريقة ، إنهم يعملون بناء على الغريزة ، العاطفة، و..
    Birçok insan asla çim hokeyini düşünmez, adamım. Open Subtitles الكثير من الناس لا يفكرون في لعبة الهوكي يا رجل
    Sence, bu işin arkasında kim varsa, benim gideceğim ilk yer olarak orayı düşünmez mi? Open Subtitles ألاّ تعتقد أن من وراء ذلك سيفكر بأن ذلك أول مكان سأذهب إليه ؟
    Kimse bir telefon direğinin sokakta koştuğunu düşünmez. Open Subtitles لا احد سيفكر في عامود الهاتف كان يهرول في الشارع
    Çoğu örnekte insanlar taklit olduğunu düşünmez. Open Subtitles ما الذي نتحدث عنه؟ الامثلة الاكثر شيوعا هم الذين لا يظن الناس انهم مقلدون
    Seni tanıyan hiç kimse böyle düşünmez. Open Subtitles لا، أى شخص يعرفك بحق لن يظن بك هذا أبداً
    Hiç kimse bizim gibi iki kişinin böyle bir şeye cesaret edeceğini düşünmez. Open Subtitles لن يعتقد أحد أننا مجنونان بما يكفي لنقوم بذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more