| çapraz bağlılık sistemlerinin bulunuşu ve kitle tahrip silahlarının bulunuşu şu anlama geliyor, her geçen gün artarak, düşmanımla aynı kaderi paylaşıyorum. | TED | ظهور الترابط وأسلحة الدمار الشامل يعني أنه، وبتزايد، أتشارك في مصيري مع عدوي. |
| Leonard yukarıda, baş düşmanımla birlikte. | Open Subtitles | ليونارد في الطابق العلوي الآن مع عدوي اللدود |
| Bu da demektir ki, baş düşmanımla bir kez daha yüzleşmek zorundayım. | Open Subtitles | ممَّا يعني, أنَّه يجبُ عليَّ أن أتنافس ...مرةّ أخرى مع عدوي اللدود |
| Dün gece tek kaçırdığım şey en iyi dostlarımın en büyük düşmanımla takılarak beni sırtımdan bıçaklamaları oldu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي فوّته بالأمس، هوأعزأصدقائي.. يطعونني بظهري بتسكعهم مع ألد أعدائي |
| düşmanımla evlendin, paramı çaldın. | Open Subtitles | تَزوّجتَ عدوتي سَرقت مالي |
| Böylece, dostumla olduğu kadar, düşmanımla da bağlantılıyım. | Open Subtitles | بهذه الطريقه فأنا مرتبط بأصدقائي مثلما انا مرتبط بعدوي |
| Ailem öldü. Sevdiğim kız ezeli düşmanımla yattı. | Open Subtitles | مات والداي، والفتاة التي أحبّها طارحت عدوّي الغرام. |
| En güvendiğim elemanım ezeli düşmanımla mı çalışıyor? | Open Subtitles | أكثر موظف أضع ثقتي به؟ يعمل مع عدوي اللدود؟ |
| Öleceksem, savaşçı gibi ölürüm düşmanımla yüzleşerek. | Open Subtitles | اذا كنت سأموت سأموت كمحارب مواجها عدوي |
| Ve ben seni burada ezeli düşmanımla içki içerken buluyorum. | Open Subtitles | وأجدك هنا تحتسي شراب مع عدوي اللدود |
| İnsanları öldürüyordum... günler boyunca... düşmanımla ayak ayağa... | Open Subtitles | كدت أموت لأيام... كنت أنا فقط ضد عدوي |
| İnsanları öldürüyordum... günler boyunca... düşmanımla ayak ayağa... | Open Subtitles | كدت أموت لأيام... كنت أنا فقط ضد عدوي |
| Skye, düşmanımla çarpıştığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | (سكاي).. شكرا لك على مهاجمة عدوي. |
| Skye, düşmanımla çarpıştığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ( سكاى ) ... . أشكرك للإشتباك مع عدوي . |
| Dün gece tek kaçırdığım şey en iyi dostlarımın en büyük düşmanımla takılarak beni sırtımdan bıçaklamaları oldu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي فوّته بالأمس، هوأعزأصدقائي.. يطعونني بظهري بتسكعهم مع ألد أعدائي |
| En kötü düşmanımla esrar içerken bile. | Open Subtitles | حتى وانا أدخن السيجارة مع أقوى أعدائي |
| - Ama en büyük düşmanımla evlendin. | Open Subtitles | كنك تزوجتي أسوأ أعدائي |
| Böylece, dostumla olduğu kadar, düşmanımla da bağlantılıyım. | Open Subtitles | بهذه الطريقه فأنا مرتبط بأصدقائي مثلما انا مرتبط بعدوي |
| Ailem öldü. Sevdiğim kız ezeli düşmanımla yattı. | Open Subtitles | مات والداي، والفتاة التي أحبّها طارحت عدوّي الغرام. |