"dükkana" - Translation from Turkish to Arabic

    • المتجر
        
    • المحل
        
    • للمتجر
        
    • متجر
        
    • للمحل
        
    • المخزن
        
    • متجرك
        
    • لمتجر
        
    • متجري
        
    • الدكانِ
        
    • الدكان
        
    • بالمتجر
        
    • بالمحل
        
    • المخزنَ
        
    • متجره
        
    Birisi dükkana bakacak. - Sen gidersen ben de gelirim. Open Subtitles شخص ما يجب ان يحرس المتجر اذا ذهبت انا اذهب
    İyi. dükkana git o zaman. Yalnız sakın parayı ceplemeye kalkma. Open Subtitles حسناً , إذهب ألي المتجر إذاً لكن لا تختلس أي نقود
    Şimdi dükkana gidip akşam yemeği için bir şeyler almam gerekecek. Open Subtitles الآن يجب أن أقوم بالإرسال إلى المتجر لأحضّر مايكفي لعشاء الليلة.
    Hayatımda verdiğim en iyi karar o dükkana girip o ilk sandviçimi almaktı. Open Subtitles أتعلمين بأن أفضل قرارٍ اتخذته كان الدخول لذلك المحل وشراء تلك الشطيرة الأولى
    Bir dükkana gidip, dilediğiniz güç barlarından, bizim yaptığımız gibi, size uygun olanı alacağınızı mı düşünüyorsunuz? TED هل تعتقد أن بإمكانك الذهاب للمتجر وأن تتخير من مجموعة من أطعمة الطاقة، كما نفعل نحن، وتختار منها المناسب؟
    Bu resim - Hebron'da küçük bir dükkandaydım, bu dükkana, yiyecek getirmek yerine, dijital yiyecek sağlıyoruz, bir kartla. TED في هذه الصورة -- كنت في متجر صغير في هيبورن، حيث بدلاً من احضار الطعام، احضرنا طعاماً رقمياً، بطاقة.
    fakat Jonathan ödemek için ısrar etti, bu yüzden dükkana gitti ve bozukluğu tamamlamak için ihtiyacı olmayan bir şey aldı. TED ولكن جوناثان أصر على الدفع، فذهب إلى المتجر وأشترى شيئاً لم يكن يحتاجة للحصول على الفكة.
    Daha şimdi, dükkana gitmem gerektiğinde, Onları köşede beklerken gördüm. Open Subtitles فعندما ذهبت الى المتجر رأيتهم واقفين عند ركن الشارع
    dükkana alışverişe gidiyor, orayı soymaya değil. Open Subtitles إنه يبتاع الحاجيات من المتجر لا يسطو عليه
    Patron dükkana tanıdıklarının gelmesinden hoşlanmaz. Open Subtitles لقد منعت المديرة الزيارات العائلية داخل المتجر
    Beni arıyorlardı. dükkana döndüm deponun anahtarını kaybetmişler. Open Subtitles كانوا يريدوننى أنا , فى المتجر من آجل مفاتيح المخزن
    Yani, 8'de dükkana inerim, 9'da açarım. Open Subtitles فأنا أنزل الى المتجر فى الثامنة و أفتحه فى التاسعة
    Yanlış dükkana geldiniz. Bunların hiçbiri, bana bir şey ifade etmiyor. Open Subtitles لقد قصدت المحل الخطأ، لا شيء من هذا يعنيني
    Cumartesi Saat 4:00'te dükkana kaç kişi gelir? Open Subtitles كم عدد الناس الذي سبق واتوا الى المحل الساعه الرابعه من يوم السبت
    dükkana gelecek bir sonraki müşteri olabilir. Open Subtitles هو يُمكن أَن يَكون الشخص القادمَ لدخول المحل
    Niye sadece bir dükkana gidip kendileri için hazır hale getirilmiş bir paket fındık almıyorlar? TED لمَ لا يذهبون للمتجر ويشترون كيساً من المكسرات قام شخص آخر بكسرها وتقشيرها لهم؟
    Bir dükkana girip yemek almaya cesaret edemedi diyelim Open Subtitles المفترض بأن ليس لديه الجرأة للذهاب للمتجر والحصول على الطعام
    Ama her zaman yaptığımız gibi bir dükkana girip almak yerine bir internet sitesine girdi, bilgisayarına bir dosya indirdi ve bir yazıcıda bastırdı. TED لكن بدلا من الذهاب إلى متجر وشرائها، كما نفعل نحن في العادة، ذهب لهذا الموقع وقام بتحميل ملف، ومن ثم طبعه على هذه الطابعة.
    - Annen için dükkana gidip alsana o zaman. Open Subtitles لما لا تُسدي والدتك معروفًا وتذهب للمحل لتشتري بعضًا منه؟
    Peder, dükkana inmeniz gerek. Arkadaşlar sizi bekliyor. Open Subtitles أبتاه، أنت يفترض بأن تكون اسفل في المخزن.
    Döndüğün zaman dükkana ne zaman gireceğini söyleyeceğim. Open Subtitles أنا سوف تتيح لك معرفة عند يمكن أن نعود في متجرك.
    Büyü malzemeleri satılan dükkana gidiyoruz. Orada okul malzemesi yok. Open Subtitles نحن ذاهبين لمتجر السحر فلا يوجد لوازم مدرسية هناك.
    Evet, ama dükkana saat 5 ile 7 arası kimse gelmiyor. Hatta bazen 10 ile 5 arası da gelmiyorlar. Open Subtitles نعم، لكنّ الناس لا يأتون إلى متجري ما بين الـ 5 و الـ 7، و أحياناً ما بين الـ 10 و الـ 5.
    peki tamam,dükkana göz kulak ol döneceğim. Open Subtitles حسنا استمعُ ً الآن، يَحْذرُ الدكانِ أنا سَأكُونُ خلفي..
    3 hafta sonra, son derece gergin ve heyecanlı bir şekilde dükkana döndüm. Open Subtitles بعدثلاثةاسابيع عدت إلى الدكان متوتربعضالشيء لكني متحمس بشكل لذيذ
    Ve sana tüm satacağım biraz balonlu sakız bir şeyler, yanlış dükkana geldin. Open Subtitles كل ما سابيعه لك هو الحافظ البلاستيكي اي شيء اخر انت بالمتجر الخطأ
    Çeyreği kazandığımda o dükkana gider hep aynı lolipopu yalardım. Open Subtitles ربحت ذلك الربع وكنا جميعاً بالمحل نلعق نفس المثلجات
    Şimdi, mağaza kapanana kadar bekleyeceğiz ve dükkana girip... Open Subtitles هنا ما نحن سَنَعمَلُ. نحن سَنَنتظرُ حتى يَغْلقْ مركزَ التسوّق، يَقتحمُ المخزنَ...
    Dedi ki Jamie 8 ay önce dükkana gelmiş hiçbir hatırası olmadan sadece adını tekrarlıyormuş. Open Subtitles وقال بأن جيمي تجول في متجره منذ ثمانية أشهر و كان فاقدا لذاكرته يردد اسمه فحسب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more