Pentagon Dr McKay'in geçit konusunda Dünya'daki en ileri uzman olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | تشعر وزارة الدفاع أن دكتور ماكاي هو الخبير الأول بالبوابة في العالم |
İnşaat malzemeleriyle yüklü bu konteynırlar Dünya'daki en büyük inşaat alanını beslemek için sürekli olarak limanları işgal ediyor. | Open Subtitles | حمّلت المراكب بالمواد الإنشائية تصل إلى أحواض سفن المدينة بشكل ثابت التغذيه واحدا من اكبر ازدهار البناء في العالم |
On bin ila yüz binlerce yıllık sürelerde meydana gelen Dünya'nın yörüngesindeki küçük değişimler güneş ışığının Dünya'daki dağılımını değiştiriyor. | TED | تغيرات بسيطة في مدار الأرض تحدث على مدى العشرات إلى مئات الآلاف من السنين تغير توزيع ضوء الشمس على الأرض. |
Bunlar, ilk organizmaların torunları tarafından yapıldı ve bize Dünya'daki ilk fosilleri verdiler. | TED | بُنيت هذه نتيجة لسليلها من العضويات الأولى التي تعطينا المستحاثة الأولى على الأرض. |
Deşifre edebildiğim kadarıyla, 636'daki insanlar Dünya'daki teknolojik ilerlemeye benzer bir zaman dalarmış. | Open Subtitles | من ما استطيع ان أفك شفرته الناس في 636 كان لديهم تكنولوجيا مماثلة لتلك التي توجد في الأرض |
Dünya'daki en eski kaya sadece 3.6 milyar yaşında. | TED | ولكن أقدم صخرة وجدت على كوكب الأرض عمرها 3.6 مليار سنة |
Yetkililer henüz emin değil, ama panspermia... Dünya'daki hayatın diğer gezegenlerden | Open Subtitles | السلطات لم تكتشف لحد الان الفكرة بان الحياة على الارض جائت |
Bunu sahip olduklarıma ekleyin, Dünya'daki en harika hazine olacak. | Open Subtitles | أضف ذلك الى ما امتلكه بالفعل, وسيكون أعظم كنز فى العالم. |
Dünya'daki en büyük ekonomilerden biri Amerika'nın kuklası haline gelebilir. | Open Subtitles | واحدة من أكبر الأقتصاديات في العالم سوف تُصبح دمية أمريكية. |
E herhalde benim de, Dünya'daki tek kişi olmadığımı kendime hatırlatmam lazım. | Open Subtitles | حسنا , بالتأكيد انا بحاجة لاتذكر انني لست اطفو في العالم بمفردي |
1300 yıl önce inşa edilen Kubbet-üs-Sahra Dünya'daki en eski İslami yapılardan biridir. | Open Subtitles | بُني منذ 1300 عام, قبه الصخره واحد من اقدم المباني الاسلاميه في العالم. |
İlki, Batı büyük bir hızla Dünya'daki etkisini yitiriyor. | TED | الاولى .. ان الغرب يخسر بسرعة كبيرة تأثيره في العالم |
Dünya'daki en büyük mucitleri olan bizler sadece kendimizinkilere değil, Amerikanın sorunlarına da çözüm bulabiliriz. | TED | نحن، أعظم مخترعون في العالم. يمكننا اختراع حلولًا لمشكلات لأمريكا هذه، وليس فقط للتي تخصنا. |
Gelişmekte olan dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlar, gelişmiş Dünya'daki bizlere kendimizi dünyaya yeniden tanıtma imkanı sunuyor. | TED | المشاكل التي تواجه العالم النامي تمنحنا نحن في العالم المتقدم فرصة لإعادة وصف انفسنا للعالم. |
Dünya'daki son gecemi annemle babamın artık kavga etmiyorlarmış gibi davranmalarını izleyerek mi geçireceğim yoksa on yıl boyunca hatırlayacağım şeyler mi yapacağım? | Open Subtitles | هل أمضى آخر ليلة على الأرض مع امى وأبى لأراهما وهما يدعيان عدم المشاجرة ؟ أو أبذر مصروف عشر سنوات فى المركز التجارى |
Çok etkileyici. Ama Dünya'daki hiç bir şey bu ana gemilere karşı koyamaz. | Open Subtitles | مثير للإعجاب جداً، لكن لا شيء على الأرض يمكنه مضاهاة هذة السفن الرئيسية |
Dünya'daki hiçbir güç volkanlardan daha dramatik, daha yıkıcı ve daha şiddetli olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد قوة على الأرض أكثر مباغتة، أكثر تدميراً، أكثر عُنفاً من البراكين، |
Dünya'daki yaşamın bağlı olduğu son bir talihli durum daha var. | Open Subtitles | وهناك آخر جزء من الحظ السعيد تعتمد عليه الحياة على الأرض. |
İlk hücre, Dünya'daki ilk şeydi. | Open Subtitles | الخلايـا الأولى كانت الشيء الأول في الأرض |
Burası Dünya'daki en tuhaf hayvanlardan bazılarının evidir. | Open Subtitles | انه موطن أكثر الحيوانات غرابة على كوكب الأرض |
Şimdi umut ediyorum ki Dünya'daki pekçok ciddi salgına ... karşı kullanabileceğimiz bir çeşit bağışıklığı olsun. | Open Subtitles | الان اعتقد انه لديها مناعة طبيعية التي يمكن ان نستخدمها في علاج الامراض المكتشفة هنا على الارض |
Tüm Dünya'daki en güçlü, en zengin ve en çekici şehir olan başkent İstanbul, ölmekte olan ama henüz tükenmemiş Bizans'ın elindeydi. | Open Subtitles | مدينة القسطنطينية الأقوى والأغنى و الأكثر جاذبية فى العالم بأسره فى يد الأمبراطورية البيزنطية التى كانت على وشك التلاشى |
Öyleyse Dünya'daki herkes aniden kaybolsaydı ne olurdu? | TED | إذًا ما الذي قد يحصل لو أن فجأةً، كل إنسان على وجه الأرض اختفى؟ |
Gezegendeki her yerde belirebilirdi fakat Dünya'daki en güçlü üç ordunun kesiştiği bu noktayı seçti. | Open Subtitles | كان بإمكانه أن يختار أي مكان على الكوكب وإختار أن يحط على تقاطع إستراتيجي لأقوى ثلاث جيوش على الأرض |
Öncelikle, Dünya'daki yaşamın tümü enerjiye ihtiyaç duyar. | TED | من جانب، تحتاج كل أشكال الحياة على الأرض إلى الطاقة. |