Kaç kişi bir meteor yağmuru sırasında Dünya'ya düşüp gözünden alev çıkarır? | Open Subtitles | كم عدد من جاءوا للأرض مع سيل النيازك ويطلقوا النار من أعينهم |
Meteor yağmuru sırasında Dünya'ya geldiğini söyledi. Dahası da var. | Open Subtitles | لكنه قال أنه جاء للأرض أثناء سيل النيازك وهناك المزيد |
Ama komutan, ya yeni talimatlar benim sorgulama için Dünya'ya dönmemi gerektirirse? | Open Subtitles | ولكن أيها الآمر لنفرض أن التوجيهات الجديدة تقضي بعودتي إلى الأرض للاستجواب |
Dünya'ya gideceğiz. Siz ikiniz gitmeniz gereken yere oradan gidebilirsiniz. | Open Subtitles | سنذهب إلى الأرض و يمكنك الذهاب لأى مكان من هناك |
Dünya'ya doğru bir rota çizmiş olsak bile, maksimum ışık-altı hızında yıllar sürecek. | Open Subtitles | حتى إذا سلكنا طريق للأرض بإستعمال دفعة الضوء الثانوية القصوى سوف تاخذ سنين |
Şu buza bakınca... Belki Dünya'ya da suyu onlar taşımıştır. | Open Subtitles | أترى هذا الثلج لربما حُملت الماء للأرض من هنا أيضاً |
Eğer Dünya'ya kadar gelebiliyorsan, ...Ay'a bile ancak yeten bir teknolojiyi ne yapacaksın? | Open Subtitles | اذا استطعت الوصول للأرض فلماذا تسرق تكنولوجيا لا يمكن استخدامها على القمر ؟ |
Dünya'ya bu ham maddelerin tümünü kuyruklu yıldızların getirdiğinden eminim diyemem. | Open Subtitles | أؤكّد القول أنه لو أحضرت المذنّبات كافة تلك المكوّنات الخام للأرض |
Dünya'ya geri dönüyordum ve Dünya'da da bir şeyler değişiyordu. | Open Subtitles | كنت أهبط مجددًا للأرض وعلى الأرض, كانت الأمور تتغيّر أيضًا |
Tüm İçgezegenliler hepiniz Dünya'ya, Mars'a gideceğinizi biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | المنتمون للكواكب الداخليه، كلكم ستذهبون للأرض او للمريخ، وصلتكم المعلومه؟ |
Eğer bu işe yararsa ve Dünya'ya bir solucan tüneli açabilirsek... | Open Subtitles | لو نجح هذا، وتمكنا من إنشاء ثقب دودي يصل إلى الأرض |
Wraith kuşatması altındayken kaçıp, Dünya'ya dönen Eskiler'in isimlerine ait bir kayıt. | Open Subtitles | إنها أسماء القدماء الذين رحلوا عندما كانت تحت الحصار ورجعوا إلى الأرض |
Dünya'ya giden yolun bir sonraki ipucuna 3 gün kaldı. | Open Subtitles | ثلاث أيام توقُف مِنْ الخطوة القادمة فى الطريق إلى الأرض |
Beni dua ederek Dünya'ya çağırdığınız için hayatta olduğuma inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنى حى اليوم لأنك صليت كى أعود إلى الأرض |
Şimdi ben diğerlerinden daha aydınlatıcı olan üçüncü bir seçeneği tartışmaya açacağım. Bunu gözünüzde canlandırmak için diyelim ki bir Marslı Dünya'ya geldi ve yok olmuş bir medeniyet buldu. | TED | سأحاول أن أطرح وأناقش بديلا ثالثا والذي يكون مسلطاً الضوء أكثر بكثير من أي من تلك، ولكي نضع ذلك في تصور، فلنتخيل أن مريخياً نزل إلى الأرض ووجد حضارة مخربة. |
İkinci zorluk ise Dünya'ya daha yakından baktığın zaman ortaya çıkar. | TED | يبرز التعقيد الثاني عندما ننظر إلى كوكب الأرض على نحوٍ أعمق |
Süperman Dünya'ya sadece cennetten, ya da Kripton'dan gönderilmiyor, tıpkı Musa'nın Nil'de gönderildiği gibi bir botun | TED | سوبر مان لم يرسل فقط الى الارض من السماء .. او من كوكب كريبتون ولكنه ارسل ضمن مركبة فضائية .. كما ارسل موسى عبر النيل |
Dünya'ya baktığımızda bu oldukça önemli. | TED | وهذا أمر مهم للغاية عندما ننظر إلى العالم. |
Bu da demek oluyor ki, Dünya'ya asla geçitten dönemezsin. | Open Subtitles | ذلك يعني انك ان تعود ابدا الي الارض عبر البوابة |
Dünya'ya ait her türden toprak çeşidi ve hava koşulları birkaç saatlik mesafede. | Open Subtitles | جميع تشكيلات اليابسة والطقس معروفة لكوكب الأرض في غضون بضعة ساعات من السير. |
Dünya'ya bu çizgilerin ne olduğunu bildiğimizi duyurduk. | TED | وأعلنا للعالم أننا نعلمُ ماهية هذه الخطوط. |
Shakri gemisi Dünya'ya bağlanmış, ...yedi dakikada yedi geçit aracılığıyla. | Open Subtitles | مركبة الشاكري ارتبطت في الأرض خلال سبع بوابات وسبع دقائقِ |
Filoyu Dünya'ya götürdüğüm sırada her şey öylesine belirgindi ki... | Open Subtitles | حينما كُنت اقود الأسطول للارض , بدى كل شيء واضحاً |
Dünya'ya en yakın yıldızlardan biridir, yaklaşık 80 trilyon km uzaklıktadır. | Open Subtitles | وهو واحد من أقرب النجوم الى الأرض مجرد 50 تريليون ميل |
Belki de bu nedenle Düzen Efendileri Dünya'ya saldırısında Apophis'e yardım etmedi. | Open Subtitles | ذلك يوضح لماذا لم يشارك حكام النظام فى هجوم أبوفيس على الأرض |
O noktadan sonra Dünya'ya, patlamanın yoldan saptıramayacağı kadar çok yakın olacağız. | Open Subtitles | بعد هذة النقطة يكون قريبا من الأرض الإنفجار لن يحرفة بما يكفي |
Carter ve ben Dünya'ya gidip destek getireceğiz. | Open Subtitles | كارتر وأنا سنعود إلى الارض لنحضر تعزيزات |
Öbür Dünya'ya gider gitmez ve hatunun izin verdiği kadar olur. | Open Subtitles | بمجرد أن نصل إلى الحياة الآخرى أنها ستسمح ليّ بغرسها بعمق. |