Buna kıyasla, dünya çapındaki bir çok temsili demokrasi sönük performanslardan dolayı sıkıntı çekiyor. | TED | في المقابل، معظم الديموقراطيات الانتخابية حول العالم تعاني من الأداء السيء. |
Şu an dünya nüfusunun yarısının dünya çapındaki dinlerimiz, kiliselerimiz, sinagoglarımız, camilerimiz ve türbelerimizde sesi ve eşitliği olmasının zamanı. | TED | حان الوقت لكي يحظى نصف سكان الأرض بصوت وبالمساواة في أديان العالم، في كل الكنائس والمعابد والمساجد والأضرحة حول العالم. |
Uzay gemisi yörüngede olduğu süre dünya çapındaki tüm üniteler hazır olacaklar. | Open Subtitles | 10, 9, 8 كل الوحدات حول العالم ستبقى في حالة إستعداد |
Şimdiyse sadece bizim çözebileceğimiz dünya çapındaki tehditlerle uğraşan bir dahi takımını yönetiyorum. | Open Subtitles | أمّا الآن أدير فريق عباقرة، ونُعالج تهديدات بجميع أنحاء العالم نحن الوحيدين القادرين على حلّها. |
Bu yöntem, dünya çapındaki haşere ilacı endüstrini tamamen yenileyebilir. | TED | هذا تماما قد يجدد مصانع المبيدات الحشرية في جميع أنحاء العالم |
Brian Griffin'in "Aşkın hızından daha hızlı"sı şaşırtıcı şekilde... edebiyat eleştirmenlerinin dünya çapındaki yazılarına şükür, tek bir kopya bile satmadı. | Open Subtitles | رواية براين جريفين أسرع من سرعة الحب بشكل مدهش لم تباع منها أي نسخه وذلك بفضل التنظيف العالمي من قبل النقاد |
Makrinin ölümünden beri dünya çapındaki anormallerde garip bir davranış görüldüğüne dair bir rapor gelmedi. | Open Subtitles | منذ موت الماكري لم تظهر أي تقارير أخرى وجود سلوك غريب بين الخارقين في أنحاء العالم |
dünya çapındaki müzisyenleri etkilemiş bir adam. | Open Subtitles | عازفٌ ترك أثراً كبيراً في العديد من الموسيقيين حول العالم |
dünya çapındaki erkekler dişilerle bu şekilde kaynaşıyor. | Open Subtitles | تتودّد الذكور حول العالم للإناث بهذه الطريقة. |
Ailesinin Avrupa ve Ortadoğu'da kurduğu yasal şirk etlerin dünya çapındaki suç faaliyetleri için paravan olduğu söylentileri var. | Open Subtitles | الصفقات الإستثمارية للعائلة في أوروبا و الشرق الأوسط يشاع أنها مجرد واجهة للأعمال الإجرامية حول العالم |
Peki ya dünya çapındaki virüs için söz verdiğin alıcılara ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن كل المشترين حول العالم الذين وعدتموهم بتسليم الفيروس لهم؟ |
O tarihten sonra, dünya çapındaki birkaç çatışmada paralı asker olarak kiralanmış, bir yıl kadar önce Birleşik Devletler'e gelmiş. | Open Subtitles | ,في عدد من الصراعات حول العالم عاد إلى الولايات المتحدة منذ عام هل هو تحت المراقبة الفعلية؟ |
dünya çapındaki devlet başkanlarının yürekten tebrik akınına uğradım. | Open Subtitles | لقد كنت مشغولأً من تهنئات اصحاب المعالي من المسؤولين حول العالم |
dünya çapındaki doktorlar kronik acıyı Hummel heykelciği koleksiyonlarıyla tedavi ediyor. | Open Subtitles | فالاطباء حول العالم يعالجون الالم المزمن بمجموعة من التماثيل |
Şimdiyse sadece bizim çözebileceğimiz dünya çapındaki tehditlerle uğraşan bir dahi takımını yönetiyorum. | Open Subtitles | أمّا الآن أدير فريق عباقرة، ونُعالج تهديدات بجميع أنحاء العالم نحن الوحيدين القادرين على حلّها. |
Şimdiyse sadece bizim çözebileceğimiz dünya çapındaki tehditlerle uğraşan bir dâhi takımını yönetiyorum. | Open Subtitles | أمّا الآن أدير فريق عباقرة، ونُعالج تهديدات بجميع أنحاء العالم نحن الوحيدين القادرين على حلّها. |
Şimdi ise, sadece bizim çözülebileceğimiz dünya çapındaki suçlarla mücadele eden bir dahi ekibinin başındayım. | Open Subtitles | أمّا الآن أدير فريق عباقرة، ونُعالج تهديدات بجميع أنحاء العالم نحن الوحيدين القادرين على حلّها. |
dünya çapındaki bütün devletlerin yaptığı gibi. | Open Subtitles | ذلك مثل حكومتُنا مثل الحكومات في جميع أنحاء العالم |
dünya çapındaki ajanslardan bilgi toplamaya başlamışlar. | Open Subtitles | هم يَجْمعونَ معلوماتَ مِنْ الوكالاتِ في جميع أنحاء العالم. |
V'ler ortaya çıktığında dünya çapındaki terörist hücrelerinin konuşmaları dibe vurdu. | Open Subtitles | الثرثرة بين الخلايا الإرهابية في جميع أنحاء العالم تلاشت تماما عندما ظهر الغرباء |
- Bio-Tonic'in dünya çapındaki izleme sistemine girdim. | Open Subtitles | لقد إخترقت برنامج التعقب العالمي لشركة "بيو-تونيك". |
Konuştuğumuz gibi, minik virüsümüz dünya çapındaki yolculuğuna kanat açtı. | Open Subtitles | أثناء حديثنا هذا، يجوب فيروسنا حولَ العالم. |
dünya çapındaki 40,000 diğer taşeron da öyle. | Open Subtitles | كما فعل 40,000 مقاول فرعى غيرهم فى جميع انحاء العالم |
dünya çapındaki açlık ve sefaleti kökünden halletmek. | Open Subtitles | ، استئصال المجاعة والفقر في كل الدنيا |