"dünyalarına" - Translation from Turkish to Arabic

    • عالمهم
        
    • عالمهما
        
    Eğer istiridyeleri kendi dünyalarına gönderebilirsek belki kendi dünyamızı da kurtarabiliriz. Open Subtitles إذا أستطعنا أن نُعيد المحار إلى عالمهم ربما نستطيع إنقاذ عالمنا.
    dünyalarına izinsiz girerek onları lekelemek yerine onlara gerçeği söyleyecek kadar saygılı olun. Open Subtitles بدلاً من الإساءة إليهم بالتعدي على عالمهم.. يجب أن نحترمهم بما يكفي لإخبارهم بالحقيقة
    Bu tür şeyleri neden ve nasıl, yaptıklarını anlayabilmeniz için, onların dünyalarına girmeniz gerekir. Open Subtitles ولمعرفة كيف ولماذا يقومون بأشياء مماثلة، عليكم الولوج إلى عالمهم.
    Hemen köşede. Kendi dünyalarına çekilmişlerdi. Bir sürü kişi gördü. Open Subtitles ‫في الزاوية في عالمهما الخاص ‫رآهما الكثيرون
    O kadar kendi dünyalarına dalmışlar ki bunun benim için ne kadar önemli olduğunu anlamıyorlar. Open Subtitles هم جميعا ضائعون فيه عالمهم الخاص هم لايرون مدى اهمية ذلك بالنسبة لي
    Biz onların dünyalarına inmiyoruz ve onları da kendi dünyamızda görmek istemiyoruz. Open Subtitles نحن لا ننزل إلى عالمهم وبالتأكيد لا نريدهم بعالمنا
    Zenci ve rozetli bir adamın beyaz dünyalarına adım atmasını sevmezler. Open Subtitles إنهم لا يحبون رؤية رجل أسود يرتدي شارة يدخل إلى عالمهم المكون من البيض
    Bununla dünyalarına gideceğim.. ..ve damlasına kadar gücü çekip.. ..bunu kıracağım. Open Subtitles سأدخل عالمهم بهذه وأستخدم القوّة بالكامل لتدمير الأساس.
    Yere yakın oldukları ve çekirgeleri bizim gördüğümüzden daha iyi görebildikleri için olabilir ya da sebebi basitçe diğer canlılara karşı harika bir duyu ve sezgi gücüne sahip olmaları olabilir. Çocuklar neredeyse her zaman insan dışı türleri ideal dünyalarına ekler. TED سواء بسبب قربهم من الأرض واستطاعتهم رؤية الجنادب أفضل منا، أو بسبب امتلاكهم شعورًا أقوى بالتعاطف مع المخلوقات الأخرى. غالبًا ما يدرج الأطفال أجناسًا غير بشرية في عالمهم المثالي.
    Yabancılar ölen dünyalarına gönderildiler. Open Subtitles الفضائيين عادوا الى عالمهم الذي يموت
    "Bununla uğraşmak istiyor muyum bilmiyorum" diye düşünüyorlar. Mentorları gelip, onları sıradan dünyalarından özel dünyalarına taşıyor. TED ويقولون، "لا أعلم إن كنت أريد المجازفة في هذه الأمر،" ثم يأتي المرشد ويساعدهم على التحول من العالم العادي إلى عالمهم الخاص.
    Em dünyasını onların bakış açısından konuşuyoruz, şimdi bir adım geriye gidip tüm dünyalarına bakalım. TED لقد تحدثنا عن عالم إم من وجهة نظر إمز أنفسهم -- حاليًا، دعونا نرجع خطوة إلى الوراء، وننظرُ إلى عالمهم بأكمله.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more