"dünyanın öbür" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجانب الآخر من العالم
        
    • نصف العالم
        
    • آخر العالم
        
    • أقاصي
        
    • حول العالم من
        
    Ama bu olay beş yıl önce dünyanın öbür ucunda, Avrupa topraklarında gerçekleşmiş. Open Subtitles و هذا كان فى الجانب الآخر من العالم القاره الأوربيه منذ خمس سنوات
    Biliyorsun, orası hemen şu buzulun arkasında değil. Orası dünyanın öbür tarafı. Open Subtitles تلك القبيلة ليست على يمينك مباشرة بل في الجانب الآخر من العالم.
    Muhteşem. dünyanın öbür tarafında olduğuma inanamıyordum. TED مدهشة. لم أستطع أن أصدق أنني كنت على الجانب الآخر من العالم.
    dünyanın öbür ucundan senin koşmanı... seyretmeye geldim. Open Subtitles لقد تجولت في نصف العالم لاراكي تركضين ,كلاريس
    Ben, eski zamanlarda dünyanın öbür ucunda, ataerkil Katolik ve tutucu bir ailenin çocuğu olarak doğdum. TED لقد ولدت في الأيام القديمة في آخر العالم في مجتمع ذكوري كاثوليكي لدى عائلة محافظة
    Bakın, hepimiz bizi dünyanın öbür ucuna kadar kovalayacağını biliyoruz. Open Subtitles استمع, نحن جميعنا نعرف انه سوف يطاردنا إلى أقاصي الأرض
    Beni dünyanın öbür ucuna kızarmış tatlı yemem için mi uçurdun? Open Subtitles أسافرتَ بي نصف المسافة حول العالم من أجل العجين المقليّ؟
    Belki de bu hayvan ölümleri uzakta, dünyanın öbür ucunda cereyan ettiği için kimse dikkat etmemiştir. TED ربما كان هذا بسبب أن تلك الإحداث كانت تجري في الجانب الآخر من العالم حيث لم يلتفت إليها أحد.
    dünyanın öbür ucundaki biri bir resim çekiyor ve bir saniyede buraya geliyor. Open Subtitles شخصاً في الجانب الآخر من العالم يلتقط صورة وتكون هنا في ثواني ، مُذهل
    O kadar uzak değil ama dünyanın öbür ucu gibi. Open Subtitles ليست كثيرا لكنها تبدو الجانب الآخر من العالم
    dünyanın öbür yanındaki tuhaflıklar, bize tehdit oluşturamaz. Open Subtitles الأمور المثيرة على الجانب الآخر من العالم لا تمثل لنا تهديدا.
    Küçük bir kasabada, süper güçlerle bir adam ortaya çıkacak, ama dünyanın öbür tarafında bazı büyük şehirlerde, belki hiç çıkmayacak Open Subtitles بلدةصغيرةفي الولاياتالمتحدة.. شخص مع قوى خارقة سيكون بارزاً ولكن , في مدينة كبيرة على الجانب الآخر من العالم
    Gerçekten dünyanın öbür tarafından, Sydney, Avustralya'dan sıradan bir radyo sunucusu için burada TED sahnesinde olmak çok heyecan verici. TED أنه لشيء مثير للحماس فطور مذيع راديو متواضع من سيدني، أستراليا، تكون هنا على خشبة المسرح تيد حرفيا على الجانب الآخر من العالم.
    Ama bir adam bomba patlatmak için dünyanın öbür ucundan geliyorsa, ortaya çıkan bütün "kaza"lardan da sorumludur. Open Subtitles و لكن عندما يسافر رجل حول نصف العالم لتفجير قنبله سوف يكون مسؤول عن اى حوادث تنتج عن هذا
    Onu görmek için dünyanın öbür ucundan geldin. Open Subtitles لقد قمت بالطيران حول نصف العالم لكى تريه ..
    Alexandra, dünyanın öbür ucuna gitmeye hazır. Open Subtitles ابنتي أليكسندرا مستعدةٌ للسفر الى آخر العالم
    Magwitch'de dünyanın öbür ucundan aynı şey için geldi. Open Subtitles (ماجويتش) جاء من آخر العالم ليجدك.
    Ama onun mesajını dünyanın öbür ucuna kadar yaymam emredildi ve şimdi görüyorum ki sen de İsa'nın sunduğu kurtuluşu bulabilirsin. Open Subtitles لكن لقد أمر للتبشير رسالته إلى أقاصي الأرض، والآن أرى أنك قد أيضا العثور على الخلاص
    dünyanın öbür ucunda da olsan seni bulurlardı. Open Subtitles كانوا ليطاردوكِ إلى أقاصي المعمورة
    Niye bir intihar için dünyanın öbür ucuna gidiyoruz? Open Subtitles لماذا نسافر كل تلك المسافة حول العالم من أجل قضية أنتحار ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more