| dünyanın sonunu izlemek için gelen bir tarikat lideri misin? | Open Subtitles | هل أنت قائد طائفة تريد أن ترى نهاية العالم ؟ |
| Neyse, yarın dünyanın sonunu getirebilecek sorunların çözümlerini bulmak için araştırmaya çıktık ve şu işe bakın, bulduk da. | TED | لذلك أخذنا بالبحث عن حلول للمشاكل التي قد تسبب نهاية العالم في المستقبل ، وصدقوا أو لا ، وجدنا الحلول. |
| dünyanın sonunu düşünerek çok vakit harcıyoruz. | Open Subtitles | إننا ننفق الكثير من الوقت التفكير في نهاية العالم. |
| Alt katta dünyanın sonunu öngörmüştün. Şimdiyse gelecek hakkında konuşuyorsun. | Open Subtitles | في الطابق السفلي كنت تتنبأ بنهاية العالم. |
| dünyanın sonunu getirecek bir iblise ait olduğu yazıyor. | Open Subtitles | تقول هنا إنها ملك لساحر شرير إرادة إنهاء العالم |
| dünyanın sonunu görmeye bu kadar meraklı olmasaydın bilirdin. | Open Subtitles | ولمعرفته لو أنك لم تكن رغبة قاتلة بمواجهة نهاية العالم |
| Söyleyebileceğim kadarıyla, resimleri dünyanın sonunu anlatıyor. | Open Subtitles | من ما أنا يمكن أن أخبر، تشوّف الصور نهاية العالم. |
| Ama senin yaptığın, bir parçası olduğun şey, dünyanın sonunu getirecek. | Open Subtitles | , لكن ما فعلته أنتِ , الذي كنتِ جزء منه هذا سيجلب نهاية العالم |
| Şeytanın serbest kalıp dünyanın sonunu getireceğinden söz ediyordu. | Open Subtitles | كانت تظن أن الشيطان سوف يتحرر و يحضر معه نهاية العالم |
| - Gelecekte olduğunu öğrenirse ve peşinde dünyanın sonunu getireceğimi söyleyen bir Kryptonluyu... | Open Subtitles | كانت بالمستقبل وجلبت الكريبتونية التي قالت أني سأسبب نهاية العالم |
| dünyanın sonunu getirdiysem ismi koymak da hakkım bence. | Open Subtitles | فكرت بما أنني المسؤول عن نهاية العالم يجب أن أقوم بتسميته |
| Dünyayı kurtaracak neslin gözünden dünyanın sonunu yazayım. | Open Subtitles | وأنا أكتب عن نهاية العالم من وجهة نظر ذلك الجيل الذى سيقوم بإنقاذه |
| dünyanın sonunu getirecek yedi anahtarın sonuncusu. | Open Subtitles | هذه هي آخر المفاتيح السبعة التي يفترض أن تسبّب نهاية العالم |
| Bu mezhebe göre Vahiy Kitabı yalnızca bir İncil kehaneti değil aynı zamanda dünyanın sonunu getirmek için bir kod niteliğinde. | Open Subtitles | ذلك الكتاب الروحاني ليس مجرد كتاب مقدس نه عبارة عن رموز لتحضير نهاية العالم |
| Aslında merak ettiğim, bunları bana anlatmak için neden dünyanın sonunu beklediği.. | Open Subtitles | لكني أتسائل لما انتظر حتى نهاية العالم كي يخبرني؟ |
| Olabilir, ama her kuşak dünyanın sonunu göreceğine inanır, oysa... | Open Subtitles | حسناً, حسناً ربما كان الامر كذلك ولكن كل جيل, يعتقد بأنه يشهد نهاية العالم |
| Arayışına devam edersen dünyanın sonunu getireceğini söylüyor. | Open Subtitles | وهي تقول إنكَ لو إستمريت في مسعاك فستحل نهاية العالم |
| dünyanın sonunu getirmek isteyen iki puşt varmış meğer. | Open Subtitles | تبيّن أنّ هنالك حقيران من المؤمنين بنهاية العالم |
| dünyanın sonunu getirecek bir iblise ait olduğu yazıyor. | Open Subtitles | تقول هنا إنها ملك لساحر شرير إرادة إنهاء العالم |
| Bizim için gelen dünyanın sonunu hep beraber beklemek zorundayız. | Open Subtitles | أكان يجب أن ننتظر لنهاية العالم لنجتمع سوياً؟ |
| dünyanın sonunu getirecek kadar. WilIow dünyayı yok edecek. | Open Subtitles | أسوأ كنهاية العالم ويلو ستدمره |
| Diyorum ki, sevimsiz bir lise bilim fuarında, dünyanın sonunu getirebilecek ne çeşit bir sihirli vahiyin bildirilme ihtimali var ki? | Open Subtitles | أنا أتسائل فحسب، أي نوع مِن السحر، أو نهاية العالَم المروّعة قد تحدث في معرضِ علوم مُتّضع لمدرسة ثانويّة؟ |
| "Büyük hukuk firmasının patronu 45 cinsiyet ayrımı davasına bakarak dünyanın sonunu getirecek." | Open Subtitles | النساء ذهبا إلى شركة محاماه لإنهاء لمحاربة 45 حاله من حالات التمييز العنصري بين الجنسين |