Bu görevi aldığımda bütün dünyanın yükünü omuzlarımda hissettim. | Open Subtitles | حين فزت بالمنصب، كنت أظنّ أنّ ثقل هموم العالم كلّها على كاهلي |
Richard Castle gibi pişmanlık veya suçluluk duygusundan bihaber bir adamın dünyanın yükünü sırtlayan bir çocuğunun olması. | Open Subtitles | -ما هو؟ حقيقة أنّ (ريتشارد كاسل)، رجل مُحرّر العبء من الندم والشعور بالذنب، ويجعل ابنتُه تحمل هموم العالم. |
Hiç kimse, ne bayan ne de erkek ne kadar güçlü olursa olsun, tüm dünyanın yükünü tek başına sırtlayacak kapasitede değildir. | Open Subtitles | لا يوجد رجل أو امرأة مهما كان. يستطيع أن يكون قادراً على حمل العالم بأكمله على كتفيه |
Hiç kimse, ne bayan ne de erkek tüm dünyanın yükünü tek başına sırtlayacak kapasitede değildir. | Open Subtitles | ليس هناك رجل أو امرأة , قادر على حمل العالم على أكتافه |
Daha rahatsın. dünyanın yükünü omuzlamış gibi değilsin. | Open Subtitles | تبدو أكثر هدوءاً، كما لو أنك لا تحمل ثقل العالم على كتفيك |
Yine dünyanın yükünü taşıyor gibi görünmeye başladın. | Open Subtitles | مرة أخرى تبدو وكأن لديك ثقل العالم كله فوق كتفيك |
Bütün dünyanın yükünü omuzlama, onu ilgilendirmeyen sorumlulukları üstlenme gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | لديه عادة سيئة من تحمل ثقل العالم على كتفيه، الأعباء التي لا بل له على تحمله. |
dünyanın yükünü taşıyor gibisin. | Open Subtitles | تبدو كما لو كنت تحمل ثقل العالم هموماً |