"dürüst bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • صادق
        
    • نزيه
        
    • نزيهة
        
    • شريفة
        
    • نزيهاً
        
    • عمل شريف
        
    • واحد صريح
        
    • مستقيم جداً
        
    • مبادلة عادلة
        
    • صادقة
        
    • وصدق
        
    • الشخص الصادق
        
    • صادقَ
        
    • شيئا صادقا
        
    • رجلاً شريفاً
        
    İnsanların bana her zaman sorduğu soruları cevaplayacağım, ama dürüst bir şekilde. TED وسوف أجيب على الأسئلة التي يسألها الناس دائماً لي، ولكن باحتيال صادق.
    Bunu anlayıp anlamayacağını bilmiyorum, fakat kendime dürüst bir adam gözüyle bakıyorum. Open Subtitles لا اعلم ان كنت ستفهميننى, لكنى اخذت على نفسى عهدا كرجل صادق
    Seni gafil avladı. dürüst bir dövüşte onun canına okursun. Open Subtitles لقد غافلك ، و أنت ستهزمه في أي شجار نزيه
    dürüst bir işe başladım ama bir hafta bile dayanamadım. Open Subtitles أردت أن أعيش حياةً نزيهة ولن أتمكن من الصمود أسبوعا
    dürüst bir iş bulmaya çalışan eski bir mahkum olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعرف كيف الأمر حين تكون صاحب سواق تحاوب كسب لقمة عيش شريفة ؟
    Çünkü kayın babam bana iyi bir adama kazık attırdı, dürüst bir adama, parası için, karım da beni alkışlıyor. Open Subtitles لأن حماى يريدنى أن أحتال على رجل طيب أن أسلب رجلاً نزيهاً ماله ولأن زوجتى تشجعنى على ذلك
    "Parlak, dürüst bir dinçlikle çalışanlar ödüllerle, kupalarla ve şekerlemeyle ödüllendirilecek!" Open Subtitles أن أولئك الذين يعملون بحماس صادق ولامع سوف يكافؤن بالجوائز والمكافآت
    Aslında iyi ve dürüst insanların yaptığı iyi ve dürüst bir iş. Open Subtitles في الحقيقة، إنه عمل صادق جيد من قبل ناس صادقين و جيدين
    Dedim ki, bir daha asla dürüst bir toplumsal görüşü ifade etmeyeceğim. TED وقلت بأني لن أصرح بأي تعليق صادق للعامة مرة أخرى
    Vatanseverlik eski moda olabilir ama bir vatansever dürüst bir insandır. Open Subtitles الوطنية قَدْ تَكُون شيئا قديما لكن الوطني رجل صادق
    Karşınızda dürüst bir polis memuru ile dürüst olmayan bir polis memuru olması olasılıkları çok yüksek. TED هناك رهانات على درجة كبيرة من الأهمية في كلتا الإحتمالين في وجود رجل شرطة نزيه أو غير نزيه.
    Evet, peki, duyduğuma göre, dürüst bir insan aldatmazmış. Open Subtitles حسناً أبي كان يقول لا يمكنك خداع شخص نزيه
    Ben dürüst bir kadınım, eşinize sorun, en iyi müşterilerimdendir. Open Subtitles -أنا امرأة نزيهة. إسأل زوجتك, إنها زبونة عندي
    Babasının dürüst bir polis olduğunu söyle. Open Subtitles أخبره أن والده كان .. ضابط شرطة نزيهة.
    Ve sen beni dürüst bir kadın yapmak istiyorsun. Şu erkekler! Open Subtitles أوه، وتريد ان تجعلني امرأة شريفة رغما عني.
    Bakın, benim hakkımda ne düşünürseniz düşünün, kendimi dürüst bir insan olarak görüyorum. Open Subtitles ،اسمع، مهما كان ظنك بي فأنا أعتبر نفسي رجلاً نزيهاً
    Burada sadece dürüst bir iş ve dürüst bir yevmiye alırsın. Değil mi, Lavelle? Open Subtitles إنه يوم عمل شريف لقاء أتعاب شريفة، صحيح؟
    - dürüst bir oyuncumuz var. Open Subtitles - عِنْدَنا واحد صريح.
    Hep dürüst bir tavrın mı vardır? Open Subtitles هَلْ موقفكَ مستقيم جداً دائماً؟
    dürüst bir değiş-tokuş, huh ? Open Subtitles مبادلة عادلة أليس كذلك؟
    Dolayısıyla üçüncü sorunun cevabının dürüst bir EVET olduğunu varsayalım. TED دعنا نفرض أن الإجابة على السؤال الثالث كانت نعم صادقة.
    Harika bir bağımız var ve açık ve dürüst bir şekilde iletişim kurmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim. TED لدينا علاقة مذهلة وتعلمت كم هو مهم التواصل بصراحة وصدق.
    yapanlara ne olmalı diye sorarsanız, dürüst bir insan çok daha büyük olasılıkla hafif cezalandırma yerine katı cezalandırmayı önerecektir. TED ما الذي يجب فعله تجاه من قام بتزوير هذه الشيكات، الشخص الصادق على الأرجح سيوصي بتوقيع عقوبة صارمة أكثر من التسامح.
    Siz harika bir dedektifsiniz ve anlatılamayacak kadar dürüst bir insansınız Open Subtitles أنت رجلَ صادقَ. أنت لوحدك، حقّ؟
    dürüst bir şekilde yaşamamı istedi. Open Subtitles أخبرنى بأن يجب أن احاول فعل شيئا صادقا بحياتى
    Önümüzde o büyük Beyaz Saray'a dürüst bir adamı oturtma fırsatı var. Open Subtitles أنا فقط أقول أن هذه فرصتنا لنوصل رجلاً شريفاً إلى البيت الأبيض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more