Ama eğer düz bir çizgide koşabilseydin, daha iyisini de yapabilirdin. | Open Subtitles | ولكن كنت قد فعلت أفضل إذا قمت بتشغيل في خط مستقيم. |
Kağıdı düz bir çizgide kesmiyorum sizin anlayacağınız. | TED | لم أصل إلى تقطيع الورق بالسير في خط مستقيم |
Ama 20.den sonra düz bir çizgide düşmeden yürüyebiliyor. | TED | ولكن الآن بعد الجيل العشرين تمكن من السير في خط مستقيم دون السقوط. |
Geçmiş kendi geleceğini temsil eder, düz bir çizgide ilerler yine de tam bir çember oluşturarak sonlanır. | Open Subtitles | الماضي يمثّل مستقبله يتقدّم في خط مستقيم لكنه ينتهي بدائرة كاملة |
Top düz bir çizgide ilerler. Ama tavuklar zikzak yapar! | Open Subtitles | الكره تتحرك في خط مستقيم لكن الدجاج يتحرك في خط متعرج |
Direk yüzeye doğru bir delik açacağım düz bir çizgide uçurabileceğimi varsayarak eğer. | Open Subtitles | سأفتح فجوة في سطح الأرض شرط أن تحلق في خط مستقيم |
"Soldaki iki dançı düz bir çizgide dans etmiyor." | TED | "راقصتي الروكتس ناحية اليسار لا تركلان في خط مستقيم." |
İlk ve ikinci nokta arasındaki mesafenin tam bir şekilde ölçülmesi gerekir, - bizim deneyimizde bu 100 metredir - ve iki nokta ile dağ düz bir çizgide olmalıdır. | Open Subtitles | المسافة من النقطة الأولى للثانية يجب قياسها بدقة، في هذه الحالة تساوي 100 متر ويجب أن تكون النقطتان في خط مستقيم مع الجبل |
lşığın yalnız düz bir çizgide gittiğinin kanıtı. | Open Subtitles | برهان أن الضوء يسير في خط مستقيم وحسب |
- Peki, düz bir çizgide miydi yoksa yolunuzda başka şeyler var mıydı? | Open Subtitles | حسناً... هل كانت... هل كانت في خط مستقيم |
Bak düz bir çizgide yürüyebilirim. | Open Subtitles | ...إنظر إنظر ، يمكنني المشي في خط مستقيم |
Dickson'ın Yunan labirentindeki gibi düz bir çizgide koşturup duruyordum ve filozoflar burada kaybolmuştu, gizli bir ajanın da başına geldiği gibi. | Open Subtitles | كنت أجري في خط مستقيم والتي مثل متاهة (ديكسون) اليونانية والفلاسفة ضاعوا، كما العميل السري أيضًا |
düz bir çizgide deveyi yönlendirmek. | Open Subtitles | و تجري في خط مستقيم |