"düzelir" - Translation from Turkish to Arabic

    • تتحسن
        
    • ستتحسن
        
    • سيتحسن
        
    Onların fiziki ve ruhsal sağlıkları düzelir, hatta aileleri bile daha mutlu olurlar. TED كما تتحسن صحتهم النفسية والجسدية، بل حتى أسرهم تكون أكثر سعادة.
    Ödemeli olan farklar korkunç bir biçim aldı ama birlikte olduğu bankalar gerçeği gizledi durum düzelir umuduyla. Open Subtitles وكان ولابد أن يتأثر بهذا الأمر لكن البنوك التى يتعامل معها .. تخفى الخسائر على أمل أن تتحسن الأمور
    Durumun düzelir düzelmez, gideğimiz yer.... ...San Fransisco, California. Open Subtitles وسنذهب إلى هنا حالما تتحسن صحتك سان فرانسيسكو ، كاليفورنيا
    Dürüst olmak gerekirse, ırk konusu Amerika'da düzelir mi bilmem. TED لنكون صريحين، أنا لا أعرف إذا كانت علاقات الأعراق ستتحسن.
    Pasaportunuzla paranız size iade edilse, hafızanız düzelir mi? Open Subtitles هل ستتحسن ذاكرتك لو عاد لك جواز سفرك وأموالك؟
    Ben'in yaptığında sonra düzelir diye düşünmüştüm ama düzelmedi. Open Subtitles ظنننت ان الأمر سيتحسن بعد ما قام به بين لكن لم يتحسن
    Haklıysak sabaha düzelir. Open Subtitles إذا كنا محقّين سيتحسن بحلول الصباح
    Evet, son zamanlarda buranın sinek avladığını duymuştum. düzelir yakında. Open Subtitles نعم لاحظت ان المكان هادئا هنا انا متأكد ان الامور سوف تتحسن قريبا
    Ama durumu düzelir düzelmez, buradan gitmeye hazır olmalıyız. Open Subtitles ولكن حالما تتحسن حالته يجب أن نكون عَلى إستعدد للرحيل
    Savunduğun, elbet düzelir dediğin ama içten içe, hiç düzelmeyeceğini bildiklerin. Open Subtitles الذين كنت تدافع عنهم وتأمل أن تتحسن أمورهم ولكن، داخلك تعلم انهم لن يتحسنوا أبداً
    Sizce isler ne zaman düzelir? Open Subtitles متى تعتقد أن الأمور سوف تتحسن ؟
    Jose iyi bir adam ve İngilizcesi de zamanla düzelir. Open Subtitles خوسيه) رجل لطيف جداً) ولغته الإنجليزية تتحسن
    Eminim işlerin yakında düzelir. Open Subtitles أنا واثق من أن أحوالك ستتحسن قريباً.
    Hepsi düzelir. Open Subtitles ستتحسن الامور ماذا يمكنني أن اقدمة لك ؟
    Şu "Zamanla düzelir" reklamlarından bir tane de ben çekmek istiyorum. Open Subtitles لكن الأمور ستتحسن سأحب أن أعمل في أحد هذه الدعايات عن "أن الأمور ستتحسن"
    Dayanmaya çalış. Her şey düzelir. Open Subtitles تماسك ستتحسن الظروف
    Ancak bazı şeyler zamanla düzelir. Open Subtitles لكن الامور ستتحسن
    Takıma girdiğimde düzelir sanmıştım. Open Subtitles يوم قبولي بالفريق ظننت أن الوضع سيتحسن
    Kilosunda sorun yok. Bir hafta sonra düzelir. Open Subtitles وزنه مثالي سيتحسن في غضون اسبوع
    - Ben de yaşadım, düzelir. Open Subtitles لقد كنت هناك من قبل انها الوضع سيتحسن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more