"düzene" - Translation from Turkish to Arabic

    • النظام
        
    • تنظيم
        
    • ترتيب
        
    • نمط
        
    • تنظم
        
    • الترتيب
        
    • أرتب
        
    • شتات
        
    • بتنظيم
        
    • تستقر
        
    • التشكيل
        
    • سأنظم
        
    • ينظم
        
    • لتحسين
        
    • لترتيب
        
    Ancak karşısında da düzene doğru sonu gelmeyen bir iyimserlik vardı. TED و لكن استمر بحقن التفاؤل بلا هوادة في النظام.
    Doğada düzene yönelik çok derin bir eğilim mevcut, ki bu da bugüne kadar entropy hakkında bize öğretilen herşeyin aksini iddia etmektir TED إنها نزعة نحو النظام جد متعمقة في الطبيعة و التي تخالف كل ما كنا نعلم عن الإنتروبية.
    Hayatımın son 21 yılını hayatımı tekrar düzene koymaya harcadım. Aynı zamanda dünyada huzuru bulmaya çalıştım. TED ولقد قضيت الـ12 سنة الأخيرة في محاولة تنظيم حياتي وكذلك في المحاولة لإيجاد قليلا من الوئام في هذا العالم.
    Yani tüm hayatımı, düzenimi tekrardan düzene sokmamın sebebi bu mu? Open Subtitles اذاً،هذا ما إندفعت مهرولة الى هنا من أجله؟ ما جعلني أعيد ترتيب حياتي بأكملها
    Hakime hayatımı nasıl düzene koyduğumu ve iyi, dürüst bir vatandaş olduğumu söyle. Open Subtitles أخبرتي القاضي كيف قمت بتغيير نمط حيــاتي وبــأنني على مايرام ، مواطنــة شريفــة
    Hayatını düzene sokmaya çalışman harika tamam mı? Open Subtitles أعتقد بأنه من العظيم أنك تحاول أن تنظم حياتك
    Kanun ve düzen umurumda Yüzbaşı ama kanun adamı düzene uymalı. Open Subtitles كل ما أهتم به هو القانون و النظام ولكن رجال القانون ينظرون إلي المدي البعيد
    Bir bilim adamısın ve herşeydeki doğal düzene saygı göstermen gerekir. Open Subtitles بل أنت عالم ومن المفترض ان تحترم النظام الطبيعى فى كافة الأشياء
    Terörizmle düzene kanuna ve geleneklere darbe vurulmaktadır. Open Subtitles إنهاء الإرهاب، ليسود النظام والقانون مرة أخرى
    Bir değişiklik yapmak istiyorsanız, bunu düzene uyarak yapmalısınız. Open Subtitles إذا أردت القيام بأي تغيير يجب أن تعمله ضمن النظام
    Mareşale vereceğiniz her bir oy, barışa, refaha, adalete ve düzene verilmiş bir oydur. Open Subtitles التصويت لصالح المارشال تصوت لصالح السلام .لصالح الإزدهار، القانون و النظام
    Mareşale vereceğiniz her bir oy barışa, refaha, adalete ve düzene verilmiş oydur. Open Subtitles فوزه سيعني السلام الإزدهار، القانون و النظام
    Ve hala aşk hayatımı bir düzene sokabilmiş değilim. Open Subtitles و مازلت لا أقدر على تنظيم حياتي العاطفية
    Tucker'ın araştırmasını anlayabilmemiz için buradaki bilgileri düzene koy. Open Subtitles ,عملك هو تنظيم جميع البيانات هنا و تفهم بشكل تام ابحاث تكر
    Sıradan insanları kataloglama, düzene sokma ve hayatlarını kontrol etme gücünü. Open Subtitles لفهرسة , ترتيب , والسيطرة على حيّـاة اشخاص عاديين
    Her şeyi bir gemiye yakışır şekilde düzene sokmak için su ve sabun gibisi yok. Open Subtitles لا شيء مثل الصابون والماء لجعل كل شيء مرتب علي نمط بريستول
    Değerli kitaplarından birini yerinden kaldırmağa çalışsanız ya da lanet mektuplarını düzene koyacak olsanız başınıza gelmedik kalmazdı. Open Subtitles انه ينهرك لو حاولت تحريك احد كتبه الثمينة او تنظم خطاباته المكوّمة
    Kimyasal bir denklemde moleküller yeni bileşikler meydana getirmek için yeniden düzene girerler, ama bütün bileşenler yine de hesaba katılmalıdır. TED في المعادلة الكيميائية، الجزيئات أعادت الترتيب لصنع مكونات جديدة، لكن مع ذلك يجب أخذ جميع المكونات بعين الإعتبار.
    Bırak da hayatımı düzene koymaya çalışırken göze batmayayım. Open Subtitles دعيني فقط أبقي غير ظاهره بينما أرتب حياتي.
    Çift işte çalışıyorum ve hayatımı tekrar düzene sokmak için kıçımı yırtıyorum. Open Subtitles أنا أعمل في وظيفتين وأرهق نفسي وأحاول جمع شتات نفسي
    Kullandığım veri mutfağımdaki malzemeler, zaman, tutkudur ve bu verileri düzene koyarım. TED فالبيانات التي أستخدمها هي محتويات مطبخي، ووقتي، وطموحي، وأقوم بتنظيم هذه البيانات.
    tabi alize rüzgarlarıyla bu etki kayboluyor, ama sonra, rüzgar düzene girer girmez, yine bu alan üstündeki yağmur miktarında uç değerler görüyorsunuz. TED وبالطبع عند وجود الرياح التجارية يختفي التأثير، ولكن بعد ذلك، حالما تستقر الرياح، تروا مرة أخرى ذروة هطول الأمطار تعود على هذه المنطقة.
    Orada düzene girip. Metemma'ya doğru çölü geçeceksiniz, oradanda Hartum'a yöneleceksiniz. Open Subtitles جهز التشكيل الخاص بك هناك ثم خذ الطريق الى ميتيما عبر الصحراء
    - Senin editörün oluyorum. Bunları bir düzene sokacağım ve küfürleri çıkaracağım. Open Subtitles بجدية, سأنظم كل هذه الاشياء و اخرج جميع الكلمات التي تبدا بحرف الفاء
    Bütün bunları düzene sokmak için birine ihtiyacın var. Open Subtitles جيم, حقا انت بحاجة الي شخص ينظم كل هذا الاشياء
    Yani hayatımı düzene koyup ona yanıldığını ispatlamam gerek. Open Subtitles لذا أنا بحاجة لتحسين حياتي لأثبت له أنه مخطئ
    Biz bu kimyayı kullanarak, milyonlarca parçacığı, çember inşa etsinler diye bir düzene yerleştirdik. TED فنستخدم الكيمياء لترتيب البلايين من تلك الذرات بالضبط إلى النموذج الذي نحتاجه لبناء دوائر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more