"düzeyde" - Translation from Turkish to Arabic

    • المستوى
        
    • مستويات
        
    • على مستوى
        
    • المستويات
        
    • بمستوى
        
    • المستوي
        
    • مستوي
        
    • لمستوى
        
    • مستوى من
        
    • في مستوى
        
    • من الاحتياط الإدراكي
        
    Bunu ulusal düzeyde başlatalım ve bireysel olarak detayları açıklayalım. Open Subtitles لذا لنبدأ بالمستوى الوطني لغاية أن نصل إلى المستوى الشخصي.
    Çünkü moleküler düzeyde yeryüzündeki her göz aynı şekilde işlev görüyor. Open Subtitles لأن على المستوى الجزيئي، كل العيون في العالم تعمل بنفس الطريقة.
    Gibbs, bu düzeyde bir kaçınma duygusu önemli bir teşhistir. Open Subtitles جيبز,هذا المستوى من التجاهل قد يشخص على أنه شئ كبير
    Kırgızistan'da daha birkaç hafta önce ülkenin Kırgız nüfusu ile Özbek azınlık arasında görülmemiş düzeyde bir şiddet patlak verdi. TED وفي قيرغستان .. فقط منذ عدة اسابيع تصاعدت مستويات العنف هناك بين اثنية القرغيز واثنية الاوزباك
    En üst düzeyde, farklı bir Dünya Ticaret Merkezi bekliyor muyuz? Open Subtitles على مستوى أعلى هَلْ نَتوقّع أن يكون مركز التجارة العالمي الآخرَ؟
    Peki bir kişi niye bu kadar yüksek düzeyde acıya neden olan bir şeyi yemek istesin? TED إذاً، لماذا يرغب أي شخص في أكل شيءٍ يسبب هذه المستويات العالية من الألم؟
    Holden'ın vücudu, şartlar ne olursa olsun etkileyici bir düzeyde çalışıyor. Open Subtitles جسم جولدن يعمل بمستوى يمكن وصفه بالمثير للإعجاب رغم الظروف المحيطة
    Güçlü, ama büyük ihtimalle ulusal düzeyde bana sorun yaratabilirdi. Open Subtitles تصنيف جيّد لكنيّ على الأرجح سأواجه مشاكل على المستوى الوطني
    Meme kanserini moleküler düzeyde görebildikleri için göğüslerine dokunmalarına gerek kalmadı. TED فهموا سرطان الثدي لديها على المستوى الجزيئي فلم يكن هناك حاجة للمس ثدييها.
    Ulusal düzeyde bir ekonomik performans ölçütü olarak GSYİH'i ölçtüğümüze ülke bazındaki en büyük varlığımızı bu ölçüme dahil etmiyoruz. TED عندما نقيس الناتج القومي وكمقياس للاداء الاقتصادي على المستوى الوطني, لم نضمّن الاصول الاكبر على مستوى الدولة
    Bu hesapları ulusal düzeyde yapmak önemli bir şeydi ve artık başladı. TED حساب هذا على المستوى الوطني هو احد الاشياء ,ومن ثم بدأت.
    Ancak bilim sayesinde, moleküler düzeyde ne olduğu hakkında oldukça iyi bir fikrimiz var. TED ولكن وعبر العلوم لدينا فكرة مقبولة عن ما يحدث على المستوى الجزيئي
    Olan şey şu; diyelim ki görev değişikliği alıyorsunuz, peki, bunu küçültülmüş düzeyde, bunun gibi ufak bir değişiklikle, ufak bir müdahaleyle yaparsanız ne olur? TED لذا ماذا يحصل، حسناً، خُذ دور تغيير، ما الذي يحدث إذا قمت هذا الشيئ على المستوى البسيط جداً، مثل هذا التلاعب البسيط، هذا التدخل البسيط؟
    İşte Dünya'yı sanayi öncesi düzeyde soğutmak için stratosfere pompalayacağımız kireçtaşı miktarı bu kadar. TED وهذه هي الكمية التي عليكم ضخها في طبقات الغلاف الجوي العليا لتبريد حرارة الأرض مرة أخرى إلى مستويات ما قبل الصناعة.
    Birden çok düzeyde ortak değer yaratabiliriz. TED يمكننا ان نعنون القيمة المشاركة في مستويات متعددة
    Bu benzeri görülmemiş düzeyde bir ekonomik eşitsizlik. TED نحن عند مستويات غير مسبوقة من عدم المساواة الاقتصادية.
    Bu yüzden daha geniş toplumsal düzeyde araştırmaya başlamak gerekir. Open Subtitles ولذا عليك أن تبدأ في النظر على مستوى المجتمع ككل.
    Burada belli düzeyde bir bilimsel çalışma sürdürebilir miyiz, lütfen. Open Subtitles حسناً هل يمكننا رجاءا ان نحافظ على بعض المستويات البيئية العلمية هنا ؟
    En azından, yiyecek etiketlerine dikkat etmeyi deneyin, böylece şeker alımınızı sağlıklı bir düzeyde tutabilirsiniz. TED على أقل تقدير، حاول أن تنتبه إلى الملصقات على الأطعمة، لتحافظ على نسبة السكر لديك بمستوى صحي.
    Dördüncü düzeyde kardeşini bul. Sonra beşinci düzeye geç. Open Subtitles جد أختك في مستوى الرابع ثم واصل الي المستوي الخامس
    Bize bir şekilde fizyolojik düzeyde tepki veriyor. Open Subtitles هذا يعود علينا , بطريقة ما علي مستوي فسيولوجي
    Bu tür oyunların telif yapısı finansal istikrar için belirli düzeyde olmalı. Open Subtitles البنية الملكيّة لهذه الألعاب يجب أن تسمح لمستوى معين من الاستقرار المالي
    Belli düzeyde bir sadelik amacım var, öyle ki tek bir etkeni bile ortadan kaldırsak tüm konsept yerle bir olabilir. TED وأحاول تحقيق مستوى من البساطة حيث إذا كنت تستبعد عنصرًا واحدًا آخر، سينهار المفهوم بأكمله.
    Bu rahibelerin yüksek düzeyde zekâ arşivleri olduğunu sanıyoruz, diğer bir deyişle, daha fazla fonksiyonel sinapsleri vardı. TED نحن نعتقد أن السبب يعود إلى النسبة العالية من الاحتياط الإدراكي لدى أولئك الراهبات، وهذه طريقة لقول أنه كان لديهن عدد أكبر من التشابكات العصبية الفعالة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more