| İlki, tüm hafta boyunca şehir dışındaymış. Federal Havacılık Kurulu uçuş kayıtlarını doğruladı. | Open Subtitles | الأوّل كان خارج الولاية طوال الأسبوع قائمة وكالة الطيران الفيدرالي أكّدت ذلك. |
| Mills'i teşhis etti ama kadının öldürüldüğü gece şehir dışındaymış yani... | Open Subtitles | لقد تعرف على ميلز ولكن ميلز كان خارج المدينه فى الليله التى قٌتلت بها,لذا |
| Tüm cinâyetler boyunca şehir dışındaymış ve iddiası da doğrulandı. | Open Subtitles | تبين انه كان خارج البلدة خلال عمليات القتل كلها و حجة غيابه مؤكدة |
| - Evdeymiş, yalnız, çünkü onun iki-zamanlı kocası şehir dışındaymış. | Open Subtitles | -كانت في المنزل وحدها لأن زوجها المزدوج كان خارج المدينة |
| Larsenlar o hafta sonu şehir dışındaymış. | Open Subtitles | عائلة "لارسين" كانوا خارج المدينة في إجازة نهاية الأسبوع |
| On gündür şehir dışındaymış. | Open Subtitles | هو كان خارج البلدة لأخيرين عشر أيام. |
| Ve bir müsabaka için şehir dışındaymış. | Open Subtitles | كان خارج المدينة في مباراة خارجية |
| Yargıcın evinin dışındaymış. | Open Subtitles | كان خارج إقامة القاضي إذا انتهى الأمر ؟ |
| Maria'nın kaybolduğu gece şehir dışındaymış. | Open Subtitles | لقد كان خارج الولاية " ليلة فقدان " ماريا |
| - Rapora göre kadın şehir dışındaymış. | Open Subtitles | التقارير تقول انه كان خارج المدينه |
| Lauren kaybolduğunda şehir dışındaymış. Hâlâ öyle. | Open Subtitles | كان خارج المدينة عندما إختفت (لورين)، ومازال كذلك. |
| Starkel'ın kavga ettiği yapımcı, o öldürüldüğü sırada ülke dışındaymış. | Open Subtitles | علمتُ للتو أنّ المنتج الذي تشاجر معه (ستاركل) كان خارج البلاد عندما قُتل. |
| Cary'e göre, Bishop 13 Kasım'da bu kayıt yapıldığı sırada şehir dışındaymış. | Open Subtitles | ولكن (كاري) يقول أن (بيشوب) كان خارج المدينة في الـ13 من نوفمبر حين تم تسجيله في منزله |
| - Dün penceremin dışındaymış. | Open Subtitles | -لقد كان خارج نافذتي يوم أمس |