Uyuyamadım, o yüzden çalışıp, biraz hava almaya dışarı çıktım. Yani... | Open Subtitles | لم أستطع النوم ، ولذلك خرجت للحصول على بعض الهواء والدراسة. |
İçeri girip köpeğimi diğer köpeklerin yanına bıraktım dışarı çıktım ve havlamalar kesildi. | Open Subtitles | دخلت و وضعت كلبي ثم تركته و خرجت توقف نباح الكلاب و صوتهم |
Bu arada geçen hafta... ona çok benzeyen biriyle dışarı çıktım. | Open Subtitles | بالرغم من أنني الأسبوع الماضي خرجت في موعد مع أحد يشبهه |
Ayrıca istediğin şeyi almış oldun. Bana söylediğin gibi dışarı çıktım işte. | Open Subtitles | إلى جانب، لقد حصلت على ما تُريد خرجت إلى المدينة كما طلبت. |
Sonra dışarı çıktım sandalyeye takılıp, kafamı betona çarptım ve havuza yuvarlandım. | Open Subtitles | فـ خرجتُ تعثّرتُ بالأريكة، وارتطم رأسي بالإسفلت وتدحرجتٌ إلى بركة السباحة. |
Hayır, siren seslerini duyduğumda dışarı çıktım. | Open Subtitles | كلاّ، لقد ذهبت للخارج عندما سمعت صفارات الإنذار |
Çok çökmüş hissederek dışarı çıktım depresyonda gibiydim. | TED | لقد خرجت حينها محبطاً كانت نفسيتي متدنية جداً بعد تلك الهزيمة |
Daha sonra, dışarı çıktım, geçmişe dönüşler ve kabuslar bana zor zamanlar yaşatıyordu. Ona geri döndüm ve ona ne yapacağımı sorar gibiydim. | TED | و وفي وقت لاحق عندما خرجت وذكريات الماضي و الكوابيس أعطتني وقتاً عصيبا، عدت إليه وكنت نوعا ما أسأله، كما تعلمون، ماذا سأفعل؟ |
Böylece dondurucu soğukta dışarı çıktım ve iki sene öncenin şubatında ulaşabileceğimi bildiğim her bir insanı fotoğrafladım. | TED | خرجت في البرد القارس وقمت بتصوير كل شخص أعرفه واستطعت الوصول إليه في فبراير منذ حوالي السنتين |
Bayanla dışarı çıktım, o şişman kanişi olan bayanla. | Open Subtitles | خرجت مع السيدة التي أخبرتك عنها تلك ذات المؤخرة الكبيرة |
Ben de elbiselerimi giyip bütün bu şamatanın ne olduğunu anlamak için dışarı çıktım. | Open Subtitles | لذلك ، تراجعت عن انفجارى و خرجت لإلقاء نظرة ترقب لأعرف ما كل هذه الضجة |
Cumartesi dışarı çıktım. Hava soğuktu. | Open Subtitles | قلت حسناً, لذا فى مساء يوم السبت , خرجت وكان الجو قارس, |
Ben de terledim ve dışarı çıktım. Bir sigara ışığı gördüm. | Open Subtitles | وكنت أشعر بالحر لذا خرجت رأيت شعلة سيجارة |
Bu sabah erkenden dışarı çıktım. kahvaltı için bir muz almak istedim. | Open Subtitles | في هذا الصباح خرجت مبكرا أردت موزة للفطور |
Bir fincan kahve almak için tekrar camdan dışarı çıktım... | Open Subtitles | خرجت من النافذة ثانيةً لكي أشتري قدح قهوة |
Her ne dedilerse, ben kayıp değilim. Sadece dışarı çıktım. | Open Subtitles | مهما كان ما قالوه لك , فأنا لست مفقودة لقد خرجت فحسب |
Kafamı boşaltmak ve biraz temiz hava almak için dışarı çıktım. | Open Subtitles | خرجت لأصفي ذهني وأحصل على بعض الهواء النقي. |
dışarı çıktım. Gölgemi gördüm ve tekrar inime dönüyorum. Gelecek kış görüşürüz. | Open Subtitles | خرجت ورأيت ظل فدخلت، موعدنا الشتاء القادم |
Sadece dışarı çıktım! İçmedim, uyuşturucu almadım! | Open Subtitles | أنا فقط خرجت ياالله حتى اني لم أشرب لم أنتشي |
Çünkü Nina'dan ayrıldığım gece, dışarı çıktım ve altılı paket aldım sonra da hepsini çocuğun önünde içtim. | Open Subtitles | لأن الليلة التي انفصلتُ فيها عن نينا خرجتُ وابتعتُ ستَّ علب شربتهم جميعاً أمام أعين الطفل |
dışarı çıktım, nabzına baktım, birilerinin polise haber verdiğine emin oldum. | Open Subtitles | ذهبت للخارج وتفقدت نبضها وكنت حريصه علي ابلاغ الشرطه هذا كل ما لدي |
- Ben çok pahalı elbiseler satan bir mağazadayım, ancak bana kötü davranan satıcının... suratına patlatmamak için dışarı çıktım. | Open Subtitles | ــ في الحقيقة انا في مكان مكلف جدا أنا في متجر للملا بس بالمدينة , و صاحب المحل كان فظا معي , لدى سأغادر الأن قبل ان أظربه على فمه |
dışarı çıktım. Mutluyum. Aptalca bir şey yapmayacağım. | Open Subtitles | أنا في الخارج أنا سعيد لن أقوم بأي شيء أحمق |
Madison geri dönmeyince kustu mu diye bakmak için dışarı çıktım. | Open Subtitles | عندما لم ترجع ماديسون ذهبت خارجا لمعرفة إن كانت مريضة. |