Bir sürü melez çocuk olacak böylece bebeğiniz dışlanmış hissetmeyecek. | Open Subtitles | الكثير من الأطفال المختلطين وبالتالي الطفل لا يشعر وكأنه منبوذ |
Bazan toplumdan dışlanmış gibi hissedeceksin. Ama asla yalnız kalmayacaksın. | Open Subtitles | أحياناً ستشعر بأنك منبوذ لكنك لن تكون وحيداً أبداً |
Buraya geldiğiniz için teşekkürler. Arabasız kendimi dışlanmış hissediyorum. | Open Subtitles | يجب أن أشكركم للقدوم هنا مجدداً أنا منبوذة حقيقية بدون سيارتي |
Patlamada bayılan 6 çocuk var, ama sadece biri dışlanmış profiline uyuyor. | Open Subtitles | يوجد 6 اطفال فقدوا الوعى فى الانفجار لكن واحد فقط يناسب وصف المنبوذ |
Bir lolipop için her şeyi yapabilecek... yoksul, itilmiş, dışlanmış küçük kız ve erkek çocukları için. | Open Subtitles | من أجل الفقراء والأولاد المنبوذين التعسي الحظ الذين يودّوا فعل أي شيء من أجل قطعة حلوى |
Ve birkaç dönem önce, neşeli öğrencilerimden biri olan Mahari, benimle konuşmaya geldi ve siyahi olduğu için dışlanmış gibi hissettiğini söyledi. | TED | وقبل بضعة فصول دراسية، واحد من أمرح طلابي، مهاري، جاء لرؤيتي وأشار إلى أنه يشعر قليلا بأنه دخيل لكونه أسود. |
Onunla işimiz bittiğinde kendini Adam Sandler filminde dışlanmış martı gibi hissedecek. | Open Subtitles | عندما ننتهي منه سـ يكون منبوذاً أكثر من طائر النورس في فيلم الممثل آدم ساندلر |
Amacı, normal insanların kendilerini dışlanmış hissetmelerini sağlamak. | Open Subtitles | والذي يبدو الغرض منه جعل أي إنسان طبيعي يشعر بأنه منبوذ |
Zavallı çocuk hayatı boyunca yeteneği yüzünden dışlanmış. | Open Subtitles | ولد مسكين.. منبوذ طوال حياته من الاخرين بسبب قدرتة |
Yukarıda resmen dışlanmış durumdayım ve beni görevimden alıp kağıt işlerine verdiler. | Open Subtitles | أنا شخص منبوذ في الأعلى، وقد انزلت مرتبتي للأعمال الورقية |
— Hı hı. dışlanmış hissetmek... | Open Subtitles | تشعر بأنها منبوذة يسخر منها الآخرون كل يوم |
Zavallı kadıncağız kendini dışlanmış hissettiği için gölgelerin arasında yaşıyor. | Open Subtitles | هذه المرأة المسكينة مجبرة على العيش في الخفاء لأنها تشعر أنها منبوذة |
Benim tanıdığım, geceleri ağlayarak uyuyan o hakir görülmüş melez çocuk hayatta benden başka arkadaşı olmayan o dışlanmış küçük göçmen adam öldürebilirdi. | Open Subtitles | هذا يهين الفتى الهجين الذي عاهدته من كان يبكي حتى يغط في النوم ذلك المنبوذ المتعلثم |
- Artık hapis değilim dışlanmış. | Open Subtitles | حسناً، لم أعد مسجوناً بعد الآن أيها المنبوذ |
Din yiyiciler toplumdan dışlanmış kişiler olurmuş. | Open Subtitles | أكلة الذنوب كانوا المنبوذين إجتماعيا, بالعصور الوسطى |
dışlanmış birinin yaşadıklarının başkalarının başına gelmesini hiç istemem. | Open Subtitles | لا اتمنى صراعات المثليين المنبوذين لأي احد |
Mogolo'nun koruması olmadan Letsatsi, grupta her zaman için dışlanmış, yabancı biri olarak görülecekti. | Open Subtitles | بدون حراسة موجولو ليتساتسي ,الذي كان دائماً يُنظر له على انه دخيل تم طرده |
Bütün hayatımın ve bildiğim herkese bir taşlama, ve eğer çıkarsa dışlanmış birisi olacağım. | Open Subtitles | ،إنّها سُخرية من حياتي بأكملها ،وبِكل الأشخاص الذين أعرفهم ،وإن تم نشرها سأكون منبوذاً |
Beş parasız, meteliksiz, toplumdan dışlanmış görünmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تبدي محطمة ,مدمرة نفسيا منبوذه من الناس |
Bu alışılmadık bir şeymiş çünkü Samiriyeliler'in toplumdan dışlanmış ahlaksız insanlar olduğu söylenirmiş. | Open Subtitles | وكان هذا غريبا لأنه السومريين كانو منبوذين ومن الطبقة الدنيا |
Bak, bu okulda her zaman dışlanmış hissettim... | Open Subtitles | .. اسمعي , لطالما شعرت اني دخيلاً في هذه المدرسة |
Ve ben her zaman kendimi bir parça da olsa dışlanmış hissediyorum beni küçümsediklerini çünkü benim erkeklerle seks yapmaktan zevk alan bir geçmişim var ki bence bunun için özür dilemek zorunda değilim. | Open Subtitles | وأنادائماً. وأنا دائماً مستبعدة وأعتبر أقل من البقية لأنني أملك تاريخاً طويلاً |
dışlanmış biri olarak yaşasa da Kai, Mika ve babasından gördüğü sevginin karşılığını ödemeye kararlıydı. | Open Subtitles | وعلى الرغم من أنه عاش منبوذا كان كاي يسعى لإرضاء ميكا وأبيها له |
Dışlandık, Morrie. Tamamıyla mahvolduk. dışlanmış ucubeleriz. | Open Subtitles | نحن منبوذين، لقد هلكنا كلياًَ نحن منبوذون حمقى |
dışlanmış hissetme George. | Open Subtitles | لاتشعر أنك مُهمل يا "جورج؟ |
dışlanmış ve ölümcül yaralı olan erkek burada ölecek. | Open Subtitles | كونه منبوذًا الآن، فسيموت هذا الذكر المجروح بشدّة هنا |
Okulumu değiştirmemi ve dışlanmış yalnız çocuk olmamı | Open Subtitles | هل تريديني حقاً من أن أغيّر مدرستي وأن أصبح الطفلة الوحيدة المنبوذة |