"dağılmış" - Translation from Turkish to Arabic

    • منتشرة
        
    • محطم
        
    • مبعثرة
        
    • محطمة
        
    • مشتتة
        
    • تنتشر
        
    • تفرقت
        
    • موزعة
        
    • مبعثر
        
    • فوضي
        
    • متناثرة
        
    • تفرّقت
        
    • أشلاء
        
    • إيزي
        
    • منتشرين
        
    Sahip olduğum her şey üç farklı eyalete dağılmış kutularda. Open Subtitles كل ما أملكه موجود في صناديق منتشرة في 3 ولايات.
    Şu anda dağılmış bir yapbozsun ama parçaları tekrar bir araya getireceksin. Open Subtitles إنك محطم عاطفياً في الوقت الحالي ولكنك ستعيد استجماع قواك من جديد
    Hayatım son zamanlarda o kadar dağılmış durumda ki iyi giden tek şey ilişkimiz. Open Subtitles أشعر وكأن حياتي مبعثرة مؤخراً أنت الشيئ الوحيد الجيد الذي حصلت عليه
    Dur tahmin edeyim sen sadece dağılmış bir ailenin çalışkan çocuğusun diğerlerinin senin yaşadıklarını yaşamaması için çalışıyorsun. Open Subtitles دعني أحزر, أنت مجرد طفل عامل بجهد نتيجة عائلة محطمة محاولاً إنقاذ الآخرين من الآلم الذي مرت به قبلاً
    Bir şeye bağlı kalmaktan endişe duyuyordum ya da dağılmış olmamdan ya da kendimi sabote ettiğimden kendi başarımdan korkuyordum. TED كنت متخوفة من عدم قدرتي على الإلتزام، أو كنت مشتتة التفكير، أو مخربة لنفسي، متخوفة من نجاحي.
    Bulutlar, dağılmış olmalı, tıpkı gözlerindeki sürme gibi. Open Subtitles لابد وأن الغيوم تنتشر في كل مكان مثلما تتزين عينيك بالكـــحــل فـــيـــها
    A, B ve C Bölükleri de bizim gibi her yana dağılmış. Open Subtitles المجموعات الاولى و الثانية و الثالثة تفرقت تماما كما تفرقنا
    Ketçap kendi halinde beklerken domates parçacıkları eşitçe ve rastgele dağılmış haldedir. TED عندما يكون الكاتشب في عبوته كما هو تكون جزيئات الطماطم موزعة بشكل عشوائي بالتساوي.
    Geriye dönüp baktığımda, sahilde dağılmış bir müfrezenin kalıntılarını görüyorum. Open Subtitles عندما ترى حطام الوحدات المنكوبة وهو مبعثر على الشاطئ
    Kurbanın göğüs boşluğuna dağılmış metal ve plastik parçacıkları. Open Subtitles شظايا معدنية و بلاستيكية منتشرة بجميع أنحاء القفص الصدري للضحيّة
    Barut tanecikleri suratının her tarafına gelişigüzel dağılmış. Open Subtitles . جزيئات بارود منتشرة على وجهه عشوائياً إذا المسدس أمسك من على بعد
    Alkol yasağı nedeniyle içkileri çıkarmak için kullandıkları servis asansörleri her tarafa dağılmış. Open Subtitles تلك المصاعد الصغيرة التي استخدمها اثناء فترة المنع لرفع الخمور كانت منتشرة في كل الموقع
    Brezilya büyüklüğünde bir kıçım var... dağılmış bir ailenin kızıyım, her şeyi yüzüme gözüme bulaştırıyorum ve... Open Subtitles فلدى مؤخرة بحجم البرازيل وها أنا ابنة منزل محطم أنا لست اى شيئ
    Chuck, uh... öyle dağılmış ki, sanki kendi suçuymuş gibi. Open Subtitles تشاك حسنا إنه محطم تماما بسبب ذلك كما لو أنه خطاه
    Kökenlerin özel bir yerde mi yoksa bu çorak çöplüğe dağılmış bir halde mi? Open Subtitles هل جذورك في موقع معين؟ أم أنها مبعثرة حول هذه الأرض المقفرّة القاحلة؟
    Açık bavul yok, etrafa dağılmış elbiseler yok. Open Subtitles وااو لا حقيبةَ مفتوحةَ لا ملابسَ مبعثرة في جميع أنحاء غرفة الجلوس
    Ben her şeyin mükemmel olmasını istiyorum. Diğer bütün aileler gibi berbat ve dağılmış olmasını istemiyorum. Open Subtitles لقد اردت ان يكون فى عائلة مثالية لا ان يكون فى عائلة محطمة ككل شخص
    Dikkatin dağılmış gibi duruyor. Evlilik heyecanı mı? Open Subtitles ليس مثلكِ من يقترف الأخطاء تبدين مشتتة قليلاً، لربما الزواج يشغل البال؟
    Ama milyarlarca kilometreye dağılmış milyonlarca kaya var. Open Subtitles لكن هناك الملايين من الصخور التي تنتشر على الملايين من الكيلومترات
    Ya da bağımsız rock grubun dağılmış. Open Subtitles أو أن فرقة الروك خاصتك قد تفرقت
    Bu, Dünya'daki tüm yaşamı sürdürebilmek için gezegenimize dağılmış nehir, göl, yeraltı su havzaları yer altı buzları ve permafrost gibi %1'den az kısmı bırakır. TED ذلك يترك أقل من 1 ٪ متاحة لاستمرار الحياة على الأرض، موزعة على كوكبنا في الأنهار والبحيرات وطبقات المياه الجوفية و جليد القاع والتربة الصقيعية.
    dağılmış çene kemiği çökmüş kafa tası ve kafatası içi kanama sayesinde .....ona ne ile vurulduğunu anlayabiliriz. Open Subtitles مع فك سفلي مبعثر وكسور جمجمة مضغوط ونزيف داخل قشرة الدماغ
    Bil diye söylüyorum, pek de küçük olmayan bir parçası senin eserin olarak, ben epey dağılmış durumdayım. Open Subtitles فقط لتعلم وليس بقدر قليل والفضل يرجع لك أنا في حالة فوضي عارمة
    Çünkü şu anda yanan parçaları, demiryolunun yaklaşık 400 metresine dağılmış durumda. Open Subtitles لأنّ هناك الآن قطع متناثرة تحترق عبر ربع ميل من مسار السكة
    Yetişkin tavşanlar çevreye dağılmış ve yavrular bir düzen kurmuşlar. Open Subtitles ..الأرانب القطبية البالغة تفرّقت و صغارها تحسّنت تنظيمًا
    Onu orada beyni etrafa dağılmış şekilde bıraktım! Open Subtitles لقد تركته هناك وأنتشرت أشلاء رأسه فى كل مكان
    İçinde Easy bölüğünün de bulunduğu 101. Hava Saldırı birliğinin büyük çoğunluğu,... Normandiya'ya dağılmış vaziyetteydi. Open Subtitles كان معظم السرية المظلية 101 بما فيها سرية إيزي لا يزال متفرقاً في أنحاء النورماندي
    13-16 km. çapında etrafa dağılmış vaziyetteydiler. Open Subtitles منتشرين على مساحة 10 أو 15 كيلومتر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more