"dağıtıcı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الموزع
        
    • موزع
        
    • صرف
        
    • الهاء
        
    • إلهاء
        
    • إلهاءات
        
    • للإلهاء
        
    • الموزّع
        
    • بالهاء
        
    • الإلهاء
        
    • الإلهاءات
        
    • التشتت
        
    • إلهاءً
        
    • يشتت
        
    Siz ikiniz bu kasabada o liberal dedikodu müsveddesini alan tek kişilersiniz, ama dağıtıcı bana sekiz tane aldırıyor. Open Subtitles أنتما الإثنان الوحيدان في البلدة اللذان تشتريان صحيفة القيل والقال الليبرالية تلك لكن الموزع يجبرني علي شراء ثمانية نسخ
    Sence kim bir dağıtıcı ile görüşüp kendi işini yapmaya başlayacak? Open Subtitles من تعتقدين اجتمع مع الموزع وسيبدأ شركته الخاصه؟
    Yeni bir dağıtıcı makinesi ürettiler. Open Subtitles لقد جعلوا من نوع جديد كريم موزع.
    Bu kadar dikkat dağıtıcı şey varken işleri nasıl bir arada tutuyorsun? Open Subtitles لا أعلم كيف تتستطيع العمل هنا مع كل حالات صرف الإنتباه هذه.
    Nehrin diğer sakinleri yiyecek değil sadece dikkat dağıtıcı şeyler. Open Subtitles ..سكّان النهر الآخرون ليسوا بطعام إنما الهاء فحسب
    Son altı yıldır, hiçbir şey seni hayat yolundaki birçok yanlış sapmalardan kurtarmak kadar güzel bir dikkat dağıtıcı olamadı... Open Subtitles في الأعوام الستة الماضية لم يوجد إلهاء أفضل من إنقاذك من التوجهات الخاطئة المختلفة على طريق الحياة
    Gözünü toptan ayırmaman gerek. Her türlü dikkat dağıtıcı şey olacak. Open Subtitles ركز على هدفك ستكون هناك إلهاءات من كل نوع
    dağıtıcı iskambil karlarından iki tanesini yüz üstü yatıracak. Open Subtitles الموزع سوف يوزع اثنتين من الأوراق معكوستان.
    Ama, üçkağıtçı dağıtıcı ne yapmış olabilir tahmin edebiliyorum. Open Subtitles ولكن مرة أخرى، أستطيع ان ارى كم هو ماكر يمكن أن يكون ذلك الموزع
    Onun görüşüne göre tıpkı önceden farklı kutulara yerleştirilmiş eldiven çifti gibi şeytani dağıtıcı da oyuna başlamadan önce kartları hileli bir şekilde karmıştır. Open Subtitles قال أنه، تماما مثل القفازات تم وضعها مسبقاً في صندوق، اذا الموزع السيء كدس الأوراق قبل لعبنا.
    Sadece sevdiğin salsa sosunu üstüne koy ve dağıtıcı aşağı indirsin. Open Subtitles فقط ضع الصلصة المفضلة لديك فوق وستخرج من موزع الصلصة في الأسفل!
    Eminim 'Springfield Yenilik Fuarında' kendine bir dağıtıcı bulabilirsin. Open Subtitles أنا واثقة يمكنك العثور على موزع في معرض (سبرنغفيلد) للأشياء الجديدة
    İşitsel zihin dağıtıcı, çevresel etkenleri azaltır ve optimum odaklanmayı sağlar. Open Subtitles كنتُ أقصد الهمهمة. صرف الانتباه الصوتيّ يبلّد الأحاسيس الخارجيّة، و يسمح بأفضل تركيز،
    İşte bu yüzden Walter ilişkinizin dikkat dağıtıcı olduğunu düşünüyor. Open Subtitles وهذا هو بالضبط لماذا يعتقد والتر علاقتك هو الهاء.
    Ölü sezondan önceki son dikkat dağıtıcı olay, ve... hayatım yeniden başlayacak. Open Subtitles هذا آخر إلهاء قبيل انتهاء الموسم وستبدأ حياتي مجددًا
    , Şu anda, biz 'avlamaktan vardır görmek ve hiçbir lanet dikkat dağıtıcı gerek yok. Open Subtitles لكننا الآن نصطاد ولا نحتاج إلى أية إلهاءات
    Bir zamanlar onları istediğimi hatırlıyorum. Ama onlar sadece dikkat dağıtıcı. Open Subtitles أتذكر أنني أردتُ هذه الآمور مرةً لكنهم أداةٌ للإلهاء
    dağıtıcı olabilir. Open Subtitles يمكن أن تكون الأسلاك، يمكن أن يكون الموزّع.
    Sen kesinlikle dikkat dağıtıcı değilsin. Open Subtitles حسنا انت ... . انت لست بالهاء بالتكيد
    Kaçarken dikkat dağıtıcı bir şeyler olması iyi olur. Open Subtitles ربما بعض الإلهاء بعيداً عن مخرجنا سيكون جيداً
    Deden burada olsaydı dikkat dağıtıcı şeylerin olmadığı bir yere gitmen gerektiğini söylerdi ve kütüphane bunun için fena bir yer değil. Open Subtitles أظن أن ما يقوله جدك هنا هو أنك يجب أن تذهب لمكان ليس به الكثير من الإلهاءات
    Çok fazla dikkat dağıtıcı şey olacak. Open Subtitles سيكون لديك الكثير من التشتت ..معجبونا، معجبوهم
    Tüm çıkıntılar, dikkat dağıtıcı görseller, meydanı görmesi, patron. Open Subtitles كل تلك المنافذ، إلهاءً بصري رؤية واضحة للموقع، أيها القائد
    Dinleyin, sizler, hepiniz etrafta vızıldayıp duruyorsunuz, çok dikkat dağıtıcı. Open Subtitles انصتوا جميعكم أنتم تحدثون الكثير من الفوضى مما يشتت انتباهي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more