Sen böyle dağ kadar büyükken... elimle tuttuğum bir şişeye nasıl sığdın? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحد ضخم كالجبل مثلك أن يدخل إلى زجاجة صغيرة |
Şimdi gözümüzün önünde bir dağ kadar büyük ve dimdik duran gerçeği gözardı ettirecek. | Open Subtitles | فوق مثل هذه القضية البسيطة والتي لم تطلب ذلك؟ الشيء الذي منعنا من رؤية الحقيقة الأبيّة و الشامخة أمامنا كالجبل |
Kendimi bir dağ kadar kocaman hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بأنني ضَخم كالجبل |
Kendimi bir dağ kadar kocaman hissediyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر بأنني ضَخم كالجبل |
Üçüncü işleri bir dağ kadar ağırdır. | Open Subtitles | شغلهم الثالث يزن كالجبل صعوبة |
Bir dağ kadar büyüktü ve ona kirpiler verirdi. | Open Subtitles | كان عملاقاً كالجبل وأعطاها أنياصاً (حيوانات كالقنفد) |
Bir dağ kadar haşmetli. | Open Subtitles | ضخم كالجبل |