"dağlar kadar" - Translation from Turkish to Arabic

• شاسع
• كل البعد
• جبال من
• جبل من

Ama o Los Angeles çeteleriyle aramızda dağlar kadar fark var.
لَكنَّ هناك فرق شاسع بين الدماء و تراشق الهتافات

Dans etmekle, düzüşmek arasında dağlar kadar fark var. Hadi git.
هناك فرق شاسع ما بين الخيانة و الرقص يا رجل

Dünyayı değiştirmek için bilgisayarla pakette barbekü sosu arasında dağlar kadar fark var.
هناك فرق شاسع بين كمبيوتر يغير العالم وصلصة باربيكيو في كيس

Sen de oradaydın. Onu eyaletin bir ucuna götürmek ile bir geceliğine Fangtasia'ya götürmek arasında dağlar kadar fark var.
أخذها عبر حدود الدولة هو بعيد كل البعد من أخذها لفيلم خيالي في المساء

Bununla Andy'ye Haley'nin ona âşık olduğunu ve evlilik teklifine engel olmak için sahile koştuğunu söylemek arasında dağlar kadar fark var.
هذا بعدي كل البعد عن اخبار اندي ان هايلي واقعه في حبه وذهبت الى الشاطئ لتوقف تقدمه لحبيبته

dağlar kadar israf yapıyoruz. Ve onlar ormanlarda
صنعنا إذا جبال من النفايات. وهم يقومون بعمل جيد جدا

Daha dağlar kadar birikmiş, cevaplanmamış yazışmalar var.
هنالك جبل من الرسائل التي لم يرد عليها لأتعامل معها.

Özgürlükle ahlaksızlık arasında dağlar kadar fark vardır.
هناك فارق شاسع بين الحرية والفجور

Arada dağlar kadar fark var.
بأنه هناك فرقٌ شاسع.

FBI'ın standart akıllı telefonlarını ele geçirmek için kullandığım Android güvenlik açıklarıyla arasında dağlar kadar fark var.
بعيدة كل البعد عن ثغرة الأندرويد التي أستخدمها لإختراق هاتف مكتب التحقيق الفيدرالي

- İpek çarşaflardan ve oda servisinden dağlar kadar farklı.
بعيد كل البعد عن شراشف الحرير وخدمة الغرف. حسناً...

(Alkış) Şimdi, bu liderlik, Afrikalıların yüzyıllardır bildiği... ...geleneksel liderlerden dağlar kadar farklı.
(تصفيق) الآن ، هذه القيادة هي بعيدة كل البعد عن الزعماء التقليديين الذين عرفتهم إفريقيا لقرون.

Yine de.. ..ben seçtiğim için dağlar kadar altın el değiştirdi.
ومع ذلك يتم تبادل جبال من الذهب لأنني اخترت هذا

Apollon kafa yapısı dağlar kadar israfa neden olur.
عقلية أبولونين تخلق جبال من النفايات.

dağlar kadar mektup aldık.
أمر آخر .. لقد أستلمنا جبل من الرسائل

Tek bir yerde dağlar kadar kanıt var.
جبل من الأدلة في مكان واحد